79. Bölüm

4.9K 347 14
                                    

"Nasıl yani? Bize yardım mı edeceksin?" Diye sordum şaşkın bakışlarla.
"Evet. Size yardım edeceğim. Onların büyük bir düşmanı olarak bunu yapmaktan gurur duyacağım."
"Pekala kabul. Silahların var değil mi?"
"Okundan bıçağına kadar her şeyim var."
"Tamamdır. Ed'i ara. Benim kabul ettiğimi söyle ve planı öğren." Dedim. Kafasını olumlu anlamda sallayarak oradan ayrıldı.
"Sence Anna'ya güvenebilir miyiz?" Diye sordu David.
"Bilmiyorum ama çok güçlü birisi. İkimiz de birlik olduğumuz zaman onları çok kolay alt edebiliriz. Anna bir avcı. Ve şimdiye kadar gayet iyi gidiyordu."
...
    Akşam olduğunda Anna ile son hazırlıklarımızı yaptık. Birkaç saat önce düşmanken şimdi dosttan farkımız kalmamıştı. Sanırım onları öldürme fikri Anna'nın hoşuna gitmişti. Ne de olsa öldürmek kanında vardı. Onun evindeydik. Kendine ait bir silah odası vardı. Orada her şey bulunuyordu. Özellikle de kurtboğan. Onlardan yanımıza fazlasıyla aldık. İşimize yarayabilirdi. Katherine kimya laboratuvarında onlara fırlatabileceğiz türden patlayıcılar hazırlıyordu. Eric de ona yardım ediyordu. Jess ve Ed ise hazırladıkları tuzakları ormana yerleştiriyordu. David ve Dylan ise son hazırlıkları yapıyordu. Her şeyi ayarlamıştık. Sonunda vakit gelmişti. Benim için...
   Anna ile birlikte arabaya bindik ve ormana gittik. Girişinde arabayı park ettik. Anna arabada komutunu beklerken ben çoktan ormana girmiştim. Derinliklerine doğru iyice gittim. En sonunda ormanın ortasında durdum. Ve beklemeye başladım. Kitapta karanlıkta yalnızken görünecekleri ve insan haline bürünecekleri yazıyordu. Umarım yanılmamışızdır diye düşündüm. Hiçbir şeyin boşa gitmesini istemiyordum. Kısa bir süre sonra karşımda 6 tane nokta gördüm. Tıpkı o zamanki gibiydiler. Az da olsa ürpermiştim.
     Bir süre birbirimizle bakıştık. Sonra kurtlar etrafımda hızlıca dönmeye başladılar. Başım dönmüştü. Olduğum yere oturdum. Gözlerimi açtığımda karşımda 3 tane gözleri alevden bile daha parlak olan orta yaşlı yakışıklı adamlar buldum.
    İşte dönüşmüşlerdi. Nefes alış-verişlerim hızlanmıştı.
"Bella" dedi ortadaki.
"Seni görmek ne güzel!" Dedi bir adım ileri gelerek.
    Tuhaf bir aksağını vardı. Üzerinde eskiden kalma siyah bir kaban vardı.
"Beni nereden tanıyorsunuz? Niye bana gözüktünüz?!" Dedim sesli ve sert bir şekilde.
"Seni tanımıyoruz. Sana gözükmememizin nedeni ise özel bir gücünün olması ve bu yüzden bize lazımsın?"
"Neymiş o?"
"Bir mücevher gücünde."
"Nedir o?!" Diye tekrar sordum sert bir şekilde.
"Vay canına biraz fazla hırçınsın." Dedi soldaki adam. Üçü birden bana yaklaşmaya başladılar.
"Sizin yüzünüzden ailemi ve hayatımı kaybettim. Belki ondandır!!"
"Ama daha önemli bir şey kazandın! Sana aileni aratmayacak bir şey!"
"Nedir o? Ne kazandım?"
"Gelecek Bella. Sen geleceği kısa vizyonlarla görebiliyorsun!"
"Ne? Hayır göremi...."
   O sırada burnum kanarken gördüğüm küçük vizyonları hatırladım. Evet doğru söylüyorlardı. O gelecek olabilirdi ama kimin geleceği...
"Haklısınız! Ara sıra bazı vizyonlar gördüğüm doğru. Ama hep bir çocuğu görüyorum. Her yeri bağlı bir şekilde.. sorun şu ki çocuğun kim olduğunu çıkaramıyorum."
"Zamanla kendini geliştireceksin! Nasıl kontrol edeceği öğreneceksin! Yakında burnunun kanaması bile olmayacak."
"Peki neden ölmedim!"
"Çünkü çok güçlüydün!...Bella neden Bill'e liste gönderip insanları öldürmesini istiyorduk biliyor musun?"
    Kaşlarımı çattım.
"Çünkü güçlü olanı bulmak istiyorduk."
"Ama ben listede değildim."
"Evet değildin. Seni Bill'in yeğenine olan öfkesi sayesinde bulduk."
"Ailemde o listedeydi!!" Dedim. Sert ama sessiz bir şekilde.
"Bunun için pişman değiliz!"
    İşte bu lafı söylediği an öfkem kat kat arttı.
"Güzel. Öğrenmem gereken her şeyi öğrendim. Size çok teşekkür ederim!" Dedim alaylı bir şekilde. Ve kemerimden çıkardığım bıçağı bir anda onlara doğru attım. Bıçak ortadaki adım koluna isabet etti. Adam inleyerek yere düştü. Ama sonra geri kalktı. O sırada diğerleri yanıma geldi. Ed, Jessica, Kate, Eric, David, Dylan ve Anna...
"Bu da ne?" Diye sordu sağdaki adam.
   Arkadaşlarıma bakıp gülümsedim.
"Özel güç!" Diye bağırdım. Ortadaki adam diğerlerinin yardımıyla ayağa kalktı. Kolundaki bıçağı çıkardı. Sanırım kolu iyileşmişti.
"Demek oyun oynamak istiyorsunuz!" Dedi. Gözleri hala alev kırmızısıydı.
   Soldaki adam elini ağzına götürüp ıslık çaldı. O sırada etrafımızı saran sarmalayan kurt sesleri duyulmaya başladı. Ed'e baktım.
"Hani yalnızlardı?"
"'Umarım' dediğimi unutuyorsun herhalde!" Kafamı çevirip David'e baktım.
"Bunu yapabiliriz!" Dedi. Daha sonra Ed ile ikisi bakıştı.
    Kafamı kaldırdığımda onların da arkalarının kurtlarla dolu olduğunu gördüm. Ürpermiştim. Yenebileceğimizden emin değildim.
Artık birinin bu savaşı başlatması gerekiyordu. Tekrar arkadaşlarıma sonra onlara baktım.
"Bunu hiç beklemiyordunuz! Değil mi?" Dedi sağdaki.
"Siz bizi yenemezsiniz!!" Diye bağırdı.
    Gözlerimi kıstım.
"Göreceğiz." Dedim. Ve bağırarak üstlerine doğru koşmaya başladım. O sırada onlar da aynı şekilde bize doğru koşmaya başlıyorlardı. Artık başlamıştı. Geri dönüşü yoktu. 
     Önüme çıkan herkesi vuruyordum. Neredeyse hepsi alfaydı. Yalnızca bir iki tane beta vardı. Şu anda bir betayla dövüşüyordum. Pençelerini üzerimde kullanıyordu. Galiba bu yeni doğmaydı. Kılıcımı yerinden çıkardım. Ve onunla devam etmeye başladım. Suratına bir çizik attım. O da pençeleriyle aynı şeyi bana yapıyordu. Sol kolundan tuttum ve kolunu 360 derece döndürdüm. Acı içinde yere düştü. Sıradakine gelmiştim. Kimseyi öldürmemeye özen gösteriyordum. Ama aynı şey Ed ve David için söylenemezdi. Pençelerini kalplerine soktukları gibi öldürüyorlardı.
   Arkamdan bir alfa üzerime atladı. Bağırarak onu engellemeye çalıştım. Kemerimden bıçağımı çıkardım. Tam ona saplayacağım sırada elimi tutarak beni engelledi. Bıçağı yere düşürdüm. Şimdi de boğazımı sıkıyordu. Ellerimle yüzünü çizmeye başladım. Nefesim kesilmişti. Bağırmaya çalışıyordum. Ama daha çok sıkıyordu. O sırada kasıklarına bir tekme attım. Acı içinde üzerimden yere düştü. Ondan kurtulmuştum ama boğazım fena halde yanıyordu. Öksürerek yerde sürünmeye başladım.
    Yanıma Anna geldi.
"İyi misin?"
"Hayır..değilim!" Dedim öksürerek. Ayağa kalktım o sırada Anna bağırdı.
"Bella eğil!" Demesiyle hemen eğildim ve arkamdan gelen çocuğun ikiye ayrılışını izledim. Bana kılıçlarından birini verdi. Devam etmem gerekiyordu. Ama gücüm tükenmek üzereydi. Önüme gelenlere kılıcı saplayıp etkisiz hale getiriyordum. Artık öldürmeye yavaş yavaş alışmıştım.
    O sırada bana doğru koşan bir adamı farkettim. Hızla üzerime geliyordu. Kalıplıydı. Saldırıya uğramadan önce son kez etrafıma baktım. Jess ve Kate zor durumdalardı. Aslında hepimiz zor durumdaydık. Ed dışında o alfa olduğu için rahat dövüşüyordu. Ama bu betalar için zorlayıcı bir saldırıydı. Tam Jess ve Kate'e yardım etmek için koştuğum sırada karşıdan gelen kalıplı adam üzerime atladı. Acı içinde bağırarak bir ağaca çarptım. Elimi başıma götürdüğümde başımın kanıyor vaziyette olduğunu gördüm. Adam da kalkmış. Hızla üzerime doğru sürünüyordu. Pençelerini havaya kaldırdı ve tam saplayacakken kafamı çektim. Pençeleri ağaçta takılı kaldı. Hemen oradan kalkıp hızla koşamaya başladım. Tam önüme bir ceset düştü. Korkmuştum. Kırmızı şeytani gözleriyle bana bakıyordu. Artık Jessica ve Kate'e yardım etmem gerekiyordu. Yerde duran kılıcı alarak onlara doğru koşmaya başladım. Ve uğraştıkları adamın arkasından kalbine doğru sapladım. Kılıç arkadan girip önden çıkmıştı. Adamın ağzından kan geldi ve yere düştü. Nefes nefese kalmışlardı.
"Siz iyi misiniz?"
"Dikkat et Bella!" Diye bağırdılar ikisi birden. Ne olduğunu anlamak için arkamı döndüğüm sırada bir taş kafama isabet etti ve yere düştüm. Jessica o adama saldırmaya çalıştı ama adam kazanmakta kararlıydı.
   Elimle başımı tutarak ayağa kalktım. Tekrardan etrafıma baktım. Ed dışında kimse doğru düzgün dövüşemiyordu. Bir tek Anna ve Ed. Ed bir alfaydı. Anna ise avcı. Bu onlara artı puan getirmişti. Ed'de durumun farkındaydı. Bir an göz göze geldik. Bana bakarken elindeki adamın boynunu kırdı. Adam acıyla bağırdı. Bu onun son hareketi olmuştu. Yanıma doğru koşmaya başladı.
"Bella iyi misin?"
"Evet sadece küçük bir darbe aldım. Ne yapacağız Ed? Şu hale bak! Herkes yeniliyor."
"Pes edemeyiz! Yanındaki kılıcı al ve önüne çıkan herkesi ortadan ikiye ayır. Anna'nın yaptığı gibi." Dedi ve önüne gelenlerle dövüşmeye devam etti. Tam yerdeki kılıcı almak için harekete geçtiğimde bir kız gelip kılıcı ayağıyla ittirdi ve karnıma sert bir darbe attı. İnleyerek dizlerimin üzerine düştüm.
"Aaa karnım!" Diye bağırdım. Dikişlerimin patlalamamış olması için dua ediyordum. Kız tek eliyle kafamı kaldırdı. Diğer eliyle pençelerini havaya kaldırdı tam kafama saplamak için harekete geçtiğinde birisi onun elini tuttu ve onun boynunu kırarak çok uzağa fırlattı. Kim olduğuna bakmak için kafamı kaldırdım. Bu Chris'ti.
"Chriss!" Diyebildim yalnızca. Beni hemen ayağa kaldırdı.
"Yardım etmeye mi geldin?"
"Aslında geldik!" Diyerek 'geldik' kelimesine baskı yaptı. Bir sürü uluma sesi duydum. Kafamı çevirdiğimde ise hepsi çoktan gelmişlerdi. Bu Chris'in sürüsü olmalıydı. En az 10 kişiydiler.
    Yerde duran kılıcı elime verdi.
"Hiç birine acıma!" Dedi ve o da savaşmak için harekete geçti. Ben de harekete geçtim. Her önüme çıkanı Anna'nın yaptığı gibi acımadan parçalamaya başladım. O adamı gördüm. Ortada duran adamı. Bana bakarak pis pis sırıtıyordu.
    Hızla ona doğru koşmaya başladım. O da arkasını dönüp koşmaya başladı.
David arkamdan bağırdı.
"Bella nereye gidiyorsun!" Ama ses vermeden koşmaya devam ettim. Onlar orada dövüşüyorlardı. Ben de o adamı takip ediyordum. Sinsice gülerek koşuyordu. Onlardan baya uzaklaşmıştım.
    Onu takip ederken adam bir anda ortadan kayboldu. Onu bulmadım. Bu da bir oyun muydu yoksa? Beni öldürmek için bir oyun!
    Buraları hatırlıyordum. Burası..burası 3. Dolunayım için geldiğim yerdi ve eğer yanlış hatırlamıyorsam yakınlarda bir mağara vardı. Hızla oraya doğru koştum.
    Mağaranın önüne geldiğimde içeriden çığlık sesleri geliyordu. Sesler bir çocuğa aitti ve gayet tanıdık geliyordu. Artan seslerden onun kim olduğunu anlamıştım. Bu Skyler'dı...

Arkadaşlar finale son bir bölüm kaldı. Aslında canım hiç final yapmak istemiyor ama devam ettirirsem kurguyu bozacağımı ve toparlayamayacağımı düşünerek final yapmaya karar verdim. Öncelikle 2. Kitap konusunu hala düşünüyorum. Buna karar verdiğimde size toplu mesaj atacağım. Final bölümünü yarın yayınlamayı düşünüyorum. Okuduğunuz için teşekkürlerimi sunarım. Sizi çok sevdiğimi unutmayın!!

Kurtlar Arasında  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin