37. Bölüm

8.2K 536 11
                                    

Herkes çok ciddiydi. Uzun bir sessizlikten sonra bunu bozan Ed oldu.
"O zaman bununla ilgili bir plan yapmalıyız."
"Evet fikirleri duyalım." Dedi Chris ve kolunu omzuma attı. Öldürme kararını aldığımda suratı sapsarı olmuştu. Daha yeni rengi gelmeye başlıyordu. Yüzümü Chris'e çevirdim ve kulağına
"Sen iyi misin?" Diye sordum. Kafasını "iyiyim" anlamında salladı.
"Bence bunu bir oyunla sonlandıralım." Dedi Katherine. Jessica'ya baktım. Çok endişeli görünüyordu. Suratı bembeyaz kesilmişti.
"Nasıl bir oyunla?"
"Bilmiyorum David."
Herkes biraz düşünmeye başladı.
"Bunu yarına kadar yapmalıyız." Dedi Ed.
"Çocuklar. Bir fikir buldum ama bu Chris'in pek hoşuna gitmeyebilir."
"Söylesene Eric." Dedi Chris.
Eric aklından geçen fikri teker teker anlattı. Her ne kadar Chris bundan rahatsız olsada sonradan kabul etmişti. Planı uygulayacaktık.
Herkes dağılmıştı. Evde bir tek Chris ile ben kalmıştık. Ben odadaydım ve banyo etmek için hazırlanıyordum. Chris ise aşağıdaydı. Muhtemelen televizyon izliyordu.
Dolabımdan giyeceklerimi seçtim ve yatağın üzerine koydum. Daha sonra banyoya girip kendimi sıcak suyun altına bıraktım. Yarın okula gidecektim. Planı bu şekilde uygulayacaktık.
Banyodan çıktığımda Chris'in de orada olduğunu gördüm.
"Rahatladın mı?" Dedi. Yüzünde öylesine takındığı bir gülümseme vardı. Yanına oturdum.
"Bak biliyorum bundan rahatsızsın ama bunu yapmak zorundayız."
"Onu öldürmeye nasıl karar verdin?"
"Ed bana neler olacağını anlatırken ölümümün gerçekleşecek haberini artan burun kanamalarının vereceğini söyledi....dün iki kere burnum kanadı."
Kafasını salladı ve bana sarıldı.
"Chris."
Aman tanrım ağlıyordu.
"Chris? Neyin var....Chris!!"
Ellerimi yüzünün arasına aldım.
"Chris neyin var?"
"Bilmiyorum. Sadece..kötü hissediyorum. Çok şey yaşadık. Çok kötü şeyler yaşadık. Ve hepsi de benim yüzümden."
"Seninle ne alakası var?" Dedim yumuşak bir sesle.
"Seni koruyamadım."
"Bana bak! Yüzüme bak!..seni seviyorum. Dahası var mı?" Dedim ve dudağımı dudağına bastırarak onu öptüm. Ayağa kalktım. Giyinmeliydim. Banyoya geri döndüm ve bornozumu çıkarıp giyinmeye başladım. Aynanın karşısına geçip saçlarımı kuruladım ve güzelce taradım. Aynadan Chris'e baktım. Beni izliyordu. Daha sonra sıcaklamış olmalıydı ki tişörtünü çıkardı. Ve yatağa uzandı. Yanına doğru ilerledim. Yanına uzandım. Ellerini belime doladı. Birlikte sarılarak uyuduk.

Uyandığım da hemen saate baktım. 6.30. Daha çok erkendi ama ben yine de kalktım. Etrafıma bakındım ve Chris'in yanımda olmadığını farkettim. Hemen kalktım ve elimi yüzüme yıkamak için banyoya girdim. Makyaj masamdan aynaya baktım. Gözlerimin altındaki morlukları saymazsak hastalığımdan eser yoktu. Daha iyi görünüyordum.
Dolabımın karşısına geçtim. Altım için kot pantolonumu üstüm için ise siyah beyaz çizgili tişörtümü ve onun üzerine de kot ceketimi aldım. Ve giyindim. Makyaj aynamın karşısına geçtim. Gözaltımın kapanması için bazı kremler sürdüm. Hafif bir makyaj yaptıktan sonra artık hazırdım. Çantamı hazırladım. İçine birkaç tane kalemden başka okula ait bir şey koymadım. Telefonumu masanın üzerinden aldım ve baktım. Chris mesaj atmıştı. Benimle okulda görüşeceği yazıyordu. Bugün o büyük gündü. Hem Dylan'ı öldürecektim hem de dolunay vardı.
Her şey bu dolunaya bakıyordu. Her ne kadar yaşamak istesem de ailemin katillerinden biri olmak istemiyordum. Ama bu bir bakıma da işime yarayabilirdi. Ailemin katilini aramaya devam edecektim. Bundan asla vazgeçmemiştim. Her kim olursa olsun onları öldüreni ben de öldürecektim. Hem de acılı bir şekilde. İntikamımı acı bir şekilde alacaktım.

Okulun kapısından girdiğimde sanki her şey bıraktığım gibi duruyordu. Dolabıma doğru yürümeye başladım. Çantamı bırakıp ihtiyacım olan kitaplarımı aldım. Gireceğim ders matematikti. Sınıfa doğru ilerlemeye başladım. Arkamdan birinin seslenmesiyle duraksamam bir olmuştu.
"Bella Winston"

Bu müdür yardımcısı Bayan Rose du.
"Evet efendim."
"Rica etsem müdüre kadar eşlik eder misiniz?"
"Eee"
"Buyrun lütfen."
Çaresizce kadının yanından yürümeye başladım. Giderken Chris'e rastladım. Bana
"Ne oldu?" Diye seslendi. Sonra konuşuruz anlamında işaret yaptım ve arkamı dönüp yürümeye devam ettim.
Müdürün odasının kapısının önüne geldiğimiz de Bayan Rose odasına girdi. Kapıyı çaldım ve "gir" sesini duymamla içeriye girdim.
"Bella. Ben de seni bekliyordum. Otur lütfen."
Gösterdiği yere oturdum.
"Beni neden bekliyordunuz?"
"Neredeyse 1 aydır okulda yoktun. Bu sene kalmayasın diye kaydını dondurmak zorunda kaldım. Dinle. Ailenin ölümünün sana zor şeyler yaşattığını biliyorum. Ama bunu atlattığını sanıyordum. Sınavlara bile girmedin. Neler oluyor?"
"Ben çok üzgünüm. Ne yazık ki bunu daha atlatamadım."
"Ben de çok üzgünüm. Ama eğer bu hafta boyunca derslere girmez sınavlara katılmazsan senin gibi disiplinli ve çalışkan bir öğrenciyi bırakmak zorunda kalacağım."
"Anlıyorum Bay Rich."
"Güzel. Şimdi çıkabilirsin."
Gitmek üzere ayağa kalktım. Arkamı döndüm.
"Bay Rich."
"Evet."
"Kaçırdığım kaç tane sınav var?"
"11 neden?"
"Onların hepsini şu anda olma şansım var mı?"
"Elbette var. Ama buna emin misin?"
"Evet. Sadece 3 saatimi alacaktır."
"Pekala Bay Jeff. Size yardımcı olacaktır. Hemen arıyorum."
"Teşekkür ederim."
...
Dediğim gibi oldu ve bütün sınavlarımı 3 derste bitirdim. Güzel geçmişti. Umuyorum ki geçerdim.
Chris, David ve Ed ile konuşmuştum. Dylan okuldaydı. Artık planı uygulayabilirdik.
İşte oradaydı. Dolabından bir şeyler alıyordu. Herkes derste olduğundan etraf çok sessizdi. Yanına doğru ilerledim. Koridor boyunca yalnızca ikimiz vardık.
"Merhaba Dylan."
"Bella" beni görünce çok şaşırmıştı.
"Burda ne işin var?"
"Dylan ben burada okuyorum."
Dolabının kapağını kapattı. Ve arkasını dönerek yürümeye başladı.
"Dylan dur!" Diye bağırdım. Arkasını bana döndü. Ona doğru yürümeye başladım. Elini tuttum.
"Bana onca kötülük yaptın. Ama benim sana olan sevgim bunların hepsini siliyor." Dedim. Ellerimle saçlarıyla oynadım. Ve onu kendime doğru çekip dudağına küçücük bir öpücük kondurdum.

Ve böylelikle bir bölüm daha bitirmiş bulunmaktayım. Güzel ve uzun bir bölüm olduğunu düşünüyorum. Bu bölümü begendim.😀😀
Okuyucu sayısı fazla ama ne yazık ki vote ve yorum sayısı çok az. Bu sinirlerimi çok bozuyor. Elbette ki "20 yorum 10 vote gelirse yeni bölüm yazarım" diyen yazarlardan değilim. Ama lütfen biraz olsun emeğe saygınız varsa vote ve yorum yapın. Okuduğunuz için teşekkürler.

Kurtlar Arasında  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin