Arkamızı dönüp hızlı adımlarla oradan uzaklaştık. Bunu kimin yaptığını bilmiyordum. Bi an içimden Bella'nın yapmış olabileceği düşüncesi geldi. Ama neler olduğunu bilmiyorduk. Bir an önce Bella'yı bulmamız gerekiyordu. Peki nerde olabilirdi?
"Çocuklar sizce Bella nerde?" Diye sordum arabaya binerken.
"Bi fikrim yok Chris. Tek düşündüğüm şu kız." Dedi Jessica ve devam etti.
"Sizce o kızı.." Ama David, sinirli bir şekilde Sözünü kesti.
"Böyle bir şeyi aklınızdan bile geçirmeyin. Bella böyle bir şey yapmaz." Diye bağırdı.
"Hem zaten kızın bedenini ikiye ayırması için keskin bir şeye ihtiyaç gerekir. Bella'nın böyle bir şey bulabileceğini de sanmıyorum." David'i ona hak vererek dinlerken telefonumun çalmasıyla irkildim. Ed arıyordu. Hemen telefonu açtım.
"Ed?"
"Dostum. Nerdesiniz?"
"Ormanın girişindeyiz. Bella dan bir iz var mı diye bakıyorduk."
"Chris Bella burada. Hemen buraya gelin!" Ed'in böyle demesiyle hemen arabayı çalıştırıp hızlı bir şekilde arabayı sürmeye başladım. Jess ve David de bana şaşkın şaşkın bakıyorlardı. Dikiz aynasından bakıp
"Bella oradaymış" dedim. Ve o sırada David'in derin bir oh çekerek yaslandığını gördüm.
...
Eve geldiğimizde hemen arabadan inip koşarak kapıya doğru ilerledim. Ama David kapıya benden önce varmıştı. Ve sert bir şekilde kapıyı çalıyordu. Kapı açılır açılmaz kendini içeriye attı. Biz de arkasından hızlı bir şekilde içeri girdik. David Bella'yı görür görmez ona sımsıkı sarıldı. Ne olduğunu anlayamamıştım bile. Ona ilk önce benim sarılmam gerekiyordu.
David ile sarılmayı bıraktıktan sonra Bella nın gözleri benim gözlerimle buluştu. Onu kendime çektim. İlk önce öptüm. Ardından sımsıkı sarıldım. David bizi izliyordu. Geri çekildiğimizde hep birlikte koltuğa oturduk. David, Bella'nın yanına oturdu. Ben de diğer tarafına oturdum. Bu çocuk ne yapmaya çalışıyordu?
"Nasılsın Bella"
Cevap vermedi. Gözleri bir büyüyüp bir küçülüyordu. Uzun bir süre bekledi.
"Bilmiyorum" dedi.
"Bella dönüşmemiş" dedi Ed.
"Ne demek dönüşmemiş?" Diye sordu Jessica
"İyi ama bu imkansız."
"Biliyoruz Jessica. Ama dönüşmemiş işte."
Bella nın önünde çömeşip ellerini tuttum.
"Bella dönüşmediğine emin misin?"
"Evet Chris ben kurt değilim" dedi titrek bir sesle.
"Hayır Bella öylesin sadece bir sorun çıkmış o kadar" diyerek onu sakinleştirmeye çalıştım. İçimden bir ses ormanda bir şeyler yaşandığını söylüyordu.
...
David ve ben Bella'yı evine bırakmak için yola çıktık. Arabayı David sürüyordu. Biz de arkadaydık. Bella başını omzuma yaslamış uyuyordu. Hava iyice aydınlanmıştı. Bugün okula gitmeyecektik. Bu haldeyken gidemezdik. Bella'yı yalnız bırakamazdım. David dikiz aynasından ikide bir bize bakıyordu. Kendimi rahatsız hissetmiştim. David de son günlerde garip bir şeyler vardı.
Nihayet eve geldiğimiz de Bella hızlı adımlarla odasına çıkıp kendini yatağa attı. Biz de onun arkasından çıktık.
Yüzünü elleriyle kapattı. Doğruldu.
"Çocuklar siz gidebilirsiniz. Ben iyiyim. Zaten bir şeyde olmadı."
Ben tam konuşacakken David konuştu.
"Seni yalnız bırakmam Bella" David'i aldırmadan Bella'nın yanına oturdum. Ve ellerimi saçlarının arasından geçirdim. Biraz uyu ve dinlen sonra bu olayı çözeriz tamam mı?"
"Nasıl?"
"Ed bir şeyler biliyordur. Olmazsa o marangozcuya gideriz."
Kafasını olumlu sallayıp yorganın içine girdi. Alnına öpücük kondurdum ve merdivenlerden hızlı bir şekilde inmeye başladım. İşin aslını öğrenmem gerekiyordu.
-David-
Öylece ona bakıyordum. Meleğe benziyordu. Kanatsız meleğe. Başını çevirip bana baktı.
"Yanıma gelsene" dedi.
Yavaş hareketlerle yorganı üzerime çektim. Bella bana doğru döndü. İyice yaklaşarak kafasını göğsüme dayadı. Ben de onu kollarımla kavradım. Onu seviyordum ama farklı bir şekilde seviyordum. Bana nasıl birisi olduğumu, nasıl bir canavar olduğumu unutturuyordu. Onun yanında kendimi başka biri gibi hissediyordum.
Bunları düşünürken vücudumun yorgunluğuyla uyuya kaldım.
...
-Bella-
Uyandığımda David'in bana sımsıkı bir şekilde sarıldığını farkettim. Adeta zincir gibiydi. Yavaş hareketlerle doğruldum. O da uyandı.
"Nasıl hissediyorsun?"
"İyiyim. " dedim üzerime hırkamı giyerek. David de doğruldu.
"Özür dilerim. Ben sen yanıma gel deyince"
"Yo hayır bi önemi yok. Sadece saat biraz fazla geç olmuş Chris birazdan gelir."
"Aa doğru marangozcuya gidecektiniz değil mi?"
"Bilmiyorum. Durumumu çözmeye çalışıyorlar" dedim üzerime tişörtümü geçirirken ve arkamı döndüm.
"Bella dün gece ne oldu?"
"Bir şey olduğunu da nerden çıkardın?"
"Dün çok kötü görünüyordun"
"Dönüşmememin verdiği şaşkınlık diyelim." Dedim kapıdan çıkarken ama David önümü kesti.
"Ne olduğunu söyle. Seni tanıyorum."
Ona şimdilik bir şey söyleyemezdim. Belki de o başka biriydi. Ben kıza gıcık kaptığım için onu Anna olarak görmüştüm. Bu durumdan iyice emin olmalıydım.
David ile birbirimize çok yakındık. Kafamı biraz daha yaklaştırsam neredeyse öpüşecektik. Bir ara David kafasını yaklaştırır gibi oldu. Ama kapının çalmasıyla dağıldık.
"Kapı!... Chris gelmiştir. " deyip onu yavaş bir hareketle ittirdim. Ve hızlı adımlarla merdivenler inmeye başladım. Tanrım bize neler olmuştu böyle?
Kapıyı açtığımda tahminimin doğru olmadığını farkettim. Gelen Anna'ydı...Uzun süredir bölüm koyamadığım için özür dilerim. Ama şu sınavlar yüzünden bu aralar kendime bile vakit ayıramıyorum. Bugünüm biraz boştu ben de onu kullandım. Aslında bölümü haftaya yayınlayacaktım ama sizi daha fazla bekletmek istemedim. Eminim hoşunuza giden bir bölüm olmuştur. Lütfen Bella ve David hakkındaki düşüncelerinizi yazınız. Teşekkür ederim❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurtlar Arasında
Manusia SerigalaYeni bir ev, yeni bir okul, yeni bir çevre, yeni bir HAYAT!! En yakın arkadaşının da bulunduğu grubun farklı olduğunu öğrendiğinde ne yapardın? Peki ailenin ölümüne bu farklı insanlar sebep olsaydı... KURTLAR ARASINDA serisinin 1. Kitabı...