42. Bölüm

7.4K 476 10
                                    

Sabah uyandığımda kendimi daha dinç hissediyordum. Dün gece çok güzel şeyler yaşamıştım. Kurda dönüşmem için David ve Chris beni çok sinirlendirmişlerdi. Hatta David'in kolunu yaralamıştım. Ama sonunda bunu başarmıştım. Daha da geliştireceğime inanıyordum.
"Günaydın bebeğim." Arkamdan konuşan Chris'e döndüm ve burnuna öpücük kondurdum.
"Günaydın." Tek bacağımı Chris'in üzerine attım. İkimizde güldük. Chris dudağıma bir öpücük kondurdu. Ellerimi boynuna doladım ve ona sıkıca sarıldım. Ama ne yazık ki telefonumun çalmasıyla sarılmayı bıraktık. David arıyordu.
"David. Her şey yolunda mı?"
"Evet. Sadece...ne yapıyorsunuz diye soracaktım."
"Hiççç...hiçbir şey yapmıyorduk. Yani..öylece oturuyorduk."
"Gözlerim öyle demiyor ama."
"Ne?" Etrafa bakındım. David'in yan taraftaki camdan bize baktığını farkettim.  Chris ile bakıştık. Hemen kendime çeki düzen ellerimi boynundan çektim. Camı açtım. David içeriye girdi.
"Senin orada ne işin vardı?"
"Eee kaç kere kapıyı çaldım ama açmadınız. Ben de çareyi pencerede buldum."
"Bizi daha önceden arasaydın ya." Duraksadı.
"Aklıma gelmedi." Diyerek yakındı. Gülümsedim.
"Pekala David önemli değil. Ne oldu?"
"Ed aradı. Sabah Jessica Ed'in evine gitmiş."
"Eee"
"Ed cevabını vermiş ve onu göndermiş."
"David bunun bizimle ne alakası var?"
"Ed, Jess'in boynunda bir delik gördüğünü söyledi."
"Nasıl yani?"
"Bilmiyorum. Giyinip gitmeye ne dersin."
"Pekala. " deyip arkamı döndüm. Chris çoktan giyinmişti.
"Hemen geliyorum" deyip banyoya girdim ve giyinmeye başladım. Kısa bir süre sonra banyodan çıktım.
   İkisi birden bana baktılar.
"Çocuklar. İyi misiniz?"
"Hıhıı" ikisi bunu aynı anda söylemişti.
"Gidelim mi?"
Chris eliyle önden gitmemi kastetmişti. Normal giyinmiştim ama niye hoşlarına gittiğini anlamamıştım.

     Geldiğimiz de hemen kapıyı çaldık. Ed kapıyı açtı ve bizi içeri davet etti.
     Koltuklara oturduk. Ed biraz üzgün görünüyordu.
"Ed iyi misin?"
"Hayır Bella. İyi değilim."
"David taslak bir şekilde anlattı. Neler oluyor Ed?"
"Jess'i ele geçirmiş görünüyor."
"Bu nasıl mümkün olabilir?"
"Boynundan delik açılmış. Beyniyle oynuyorlar."
"Bunu amcam mı yapmış?"
"Sence başka kim yapabilir?"
"Üzgünüm Ed." Diyerek ayağa kalktı. Ve Ed'e yaklaştı.
Ed'i çok iyi anlıyordum. Sonuçta Jess onun sürüsündendi. Önemli bir yere sahipti.
"Peki şimdi ne yapacağız?" Diye sordum.
"Akşam olmasını bekleyeceğiz. Planı uygulayacağız. Ve canım pahasına olsa da Jessica'yı kurtaracağım."
Telefonumdan bildirim mesajı gelmişti. Biri mesaj atmıştı. Dylan.
"Dylan mesaj attı." Dedim ve yazıyı seslice okudum.
"Şu anda onun yanındayım. Akşam avlanacağını söyledi. Sabahın 4 üne kadar gelmeyecekmiş."
"Bu iyi bir şey öyle değil mi?" Diye sordum.
"Bizim için iyi ama sıradaki insanlar için kötü." Dedi David.
.....
   Nihayet akşam olmuştu. Hepimiz Dylan'dan gelecek olan haberi bekliyorduk. Bill evden avlanmak için çıkana kadar bekleyecektik. Eric ve Jess haricinde hepimiz buradaydık.
   Kısa bir süre sonra Dylan beni aradı.
"Dylan?"
"Bella kapının önündeyim. Sizi bekliyorum."
"Tamam geliyoruz." Deyip telefonu kapattım ve çocuklara gidiyoruz anlamında işaret yaptım.
     Arabaya bindik ve hızlı bir şekilde eve doğru ilerlemeye başladık.
     Geldiğimiz de çok ilginç bir manzarayla karşılaştık.
"Burayı daha ürkütücü bekliyordum." Dedim evi inceleyerek. Gayet hoş bir evdi. Hiç göze batmıyordu. Bill iyi bir iş çıkarmıştı.
"Ben de" diye destekledi Ed.
    Dylan etrafına bakınıyordu.
"Hadi girelim." Dedi ve kapıya doğru ilerlemeye başladı. Bizde onun peşinden gittik. Pençelerini çıkardı ve kapının deliğine soktu. Kapıyı bir hareketle açmıştı. İçeriye girdik. İçerisinin de dışından farkı yoktu. Gayet hoş bir mekandı.
"Buradan." Dedi Dylan merdivenlerden çıkarak. Onu takip ettik. Bizi bir odaya soktu. Bilgisayarı oradaydı. Hemen karşısına geçtim. Kapağını kaldırdım. Ve bilgisayarı açtım.
"Lanet olsun. Şifre istiyor." Diye bağırdım. Dylan'a döndüm.
"Dylan şifreyi biliyor musun?"
"Ölüm listesi."
"Hadi ya. Bu adam gerçekten çok zeki."
Hemen şifreyi girdim. Ve anasayfaya girdim. Bilgisayarı Dylan'a devrettim. Katherine ve Ed aşağıda etrafı yokluyorlardı. Chris ve David evi kurcalıyor biz ise bilgisayar ile uğraşıyorduk. Kitaplığa doğru ilerledim. Telefonuma yine bildirim gelmişti. Çıkartıp baktım. Katherine mesaj atmıştı.
"Saklanın!"

     Selamlar sevgili okuyucularım. Çok mutluyum çünkü 10k olmuşuz!!!! YAŞASIN. Bunun bir yazarı bu kadar mutlu edeceğini hiç düşünmezdim. Ama ediyormuş. Neyse. Sizce de kitap çok heyecanlandırmaya başlamadı mı? Sanki biraz fazla andrenalin salgılatıyor. Ben bile yazarken çok heyecanlanıyorum. Bu durum hakkındaki görüşlerinizi lütfen belirtiniz. Elimden geldiğince herkese cevap vermeye çalışacağım. Bu arada cevaplayamadığım mesajlar için çok üzgünüm. Hepsine cevap vermeye çalışıyorum. Bu arada soran arkadaşlar için kesinlikle daha final yapmayı düşünmüyorum. Devam ettirebildiğim yere kadar ettireceğim. Yani y.b. Geç geldiğinde önceki bölümün final olup olmadığını lütfen sormayın. Kesinlikle final değil. Ben bunu size belirtirim.
   İyi ki varsınız. Sizi tanımasam bile çok seviyor, vote ve yorumlarınızı bekliyorum😀😀😀😍

Kurtlar Arasında  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin