Bakışları hâlâ aklımdaydı. Sanki yıllardır tanıyormuş gibi bakmıştı. Belki de saçmalıyordum. Bir an önce bu saçmalığı kafamdan çıkarmalıydım."Hadi kızlar, yemeğe."dedi Müjgan teyze. Bu sesle birlikte düşüncelerim buhar olmuştu. Hep beraber yemek masasına oturmuştuk. Herkes bana çok iyi davranıyordu. Beklediğimden daha kolay alışacaktım.
"Emy hadi bahçeye çıkalım, seni gofret ile tanıştıracağım."dedi sırıtarak.
Hemen Beren'le birlikte bahçeye çıktık, Beren hemen gofretle oynamaya başladı. O kadar tatlı bir köpekteki elimi tüylerinin üstünde gezdirdim gülümseyerek. Köpekleri küçüklükten beri çok severdim. Yanıma gelip yüzümü yalamaya başladı. Gofret yorulduğun da bizde salıncakta oturmaya başladık. Hava biraz esmeye başladı.
"Kuzum üşüdüysen içeri geçelim saat de geç olmuş"dedi
"Olur canım uykum da geldi" dedim gözlerim kapanmak üzereydi.
Odaya çıktığımda kendimi içeri attım ve üzerimi değiştirdim , en sevdiğim ayıcıklı pijamalarını giyip yatağın içine girdim.Kısa sürede uykuya dalmıştım,gece kabusla uyandım. Dilim damağım kurumuştu. Odamdan çıkıp mutfağa aramaya başladım , ev çok büyüktü. Koridorda mutfağı ararken sert bir şeye çarptım ve sendeledim, ne olduğunu anlamadan belimde bir kol hissettim.
"İyi misin?" dedi yeşil gözlerin sahibi. Kalbim bir anda hızlanmıştı. Bu anlamsız hissin bir an önce geçmesini diledim.
"B-ben iyiyim özür dilerim görmedim seni"dedim , utanarak. Neden önüme bakmıyordum sakar biri olduğunu düşünebilirdi. Yine saçmalıyordum , düşünse bile ne olacaktı ?
"Sorun değil sen neden uyumadın hâlâ?"dedi gözlerimin içine bakarak of neden böyle derin bakıyordu. Aklım bana oyun oynamaya başlamıştı. ''Ben su içmek için mutfağı arıyordum" diyebildim.
"Ben de mutfağa iniyordum acıktım birlikte gidelim"dedi ilk kez yumuşamıştı bakışları. Adamın bakışlarından sanane kızım kendine gel ve çıkar bu saçmalığı aklından!
"Peki."diyebildim sadece mutfağa beraber girdik.
"Sandviç yapacağım kendime sen de acıkmışsındır akşam çok yemedin''dedi şaşkınlıkla gözlerimi araladım ne yani buna dikkat mi etmişti kabul etmeliyim beni şaşırtıyordu. Detaycı biri olmalıydı.
"Yorulma lütfen acıkmadım zaten" dedim utanarak umarım yanlış anlamazdı. Utanmak benim en kötü özelliğimdi. Yalan söylemek zorunda kaldığımda da böyle kızarırdım. Kolayca yakalanırdım.
''Eğer böyle yaparsan kızmaya başlarım ve kızgın halimi emin ol görmek istemezsin küçük hanım'' dedi. Küçük hanım mı demişti o bana al işte bende ne saçnalıklar düşünmüştüm. Adam baya beni kardeşinden ayırmıyordu. Çok aptaldım. Ama yine de kızmıştım. Küçük değildim ki 23 yaşındaydım.
''Çocuk değilim ben gerek yok suyumu içtim iyi geceler sana''deyip mutfaktan çıkmak üzereydim ki sert bir el beni olduğum yerde kalmamı sağlamıştı. Şaşkınca kolumdaki eline baktım.
"Hem küçük hem de sinirliyiz demek"dedi gülerek. İlk kez gülmüştü. "Komik değil hem ben sinirli falan da değilim "dedim kollarından çıkmaya çalışarak, fazla yakındık.
"O yüzden kıpkırmızı oldun bakıyım sen Türkçeyi de çok güzel konuşuyorsun" dedi.
"Bilerek mi yapıyorsun önce sinir edip sonra sinirli diyorsun, sende çok sertsin bu arada Türkçeyi de Beren öğretti"dedim. Beren bana tanıştığımızdan itibaren Türkçe öğretmek istemişti. Bende yeni bir dile açık olduğum için hoşuma gitmişti. Şimdi çok işime yarıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/48625490-288-k256059.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
P.U.S.A.T
Novela Juvenil-Benim hesabımdan ablam tarafından yazılmış olan hikâyedir- Her şey Amerikalı Emily'in ülkesinden Türkiye'ye gelmesiyle kendisini büyük bir aşk hikâyesinin içinde bulmasıyla başlar.. © TÜM HAKLARI ŞAHSIMA AİTTİR. HERHÂNGİ BİR KOPYALANMA DURUMUNDA YA...