...UMUT'tan DEVAM EDİYORUZ...
Ameliyat bitmedi. Hiçbir şey de söylemiyorlardı. Elif, Aylin, Duygu'nun ailesi... Hepimiz perişan haldeydik. Bekliyoruz...
Saat gecenin üçüydü. Herkesin uykusu gelmiştir belki diye düşünüp kafeteryadan herkese kahve aldım. Önce kimse almak istemedi. İkna edip herkese dağıttım.
Melike de gelmişti. Elif, Melike, Duygu. Lisede bizim sınıfın muhteşem üçlüsüydü. Kızlar birbirlerine sarılmış dua ediyorlardı. Duygu'nun annesi Kuran okuyordu. Herkesin dilinde tek şey vardı. Dua...
Saat dört olmak üzereydi. Hâlâ bekliyoruz. Hadi artık Duygu... Gel... Gitme...
Artık dayanamıyordum. Ameliyata bende girmeliydim. Yanında olmalıydım.
-"Hemşire hanım hazırlayın beni! Ameliyatı ben bitireceğim!"
Hemen hazırlanıp Berk'in yarım kalan işini tamamladım. Organlara çok şükür ki bir zarar gelmemiş. Bıçak karaciğerini sıyırmış. Yarım saatte ameliyatı tamamlayıp yoğun bakıma aldık. Artık gerisi Allah...
°°°
...ELİF'ten...
İki gündür kardeşimin uyanmasını bekliyorduk. Beklemek... sabır... Tüm yapmamız gereken bunlardı. Umut biraz olsun içindeki sıkıntıyı atmak için başka doktorların ameliyatlarına giriyordu. Ben bu psikolojiyle hastaları öldürür diye bekliyordum. Maşallah hepsi en iyi şekilde çıkmıştı.
Duygu'yla en son kaçırıldığı gün görüşmüştük. Ben bu hastanede Psikolog olarak çalışmaya başlamıştım. Duygu'nun da burada olduğunu bildiğimden sürpriz yapmak istemiştim. Kapıyı çalıp girecektim ki kapı açıldı. Aylin'le birlikte çıktılar.
Beni görünce üstüme atlar gibi sarıldı. Mutlu haberi verip çay içtik. Bizim favori içeceğimiz olduğu için. Daha sonra da vedalaşıp evlerimize dağıldık. Beni bırakmak istedi ama işim olduğu için gidememiştim.
Gitseydim korurdum onu belki... Sonrada acı haber işte...
°°°
Umut'u neredeyse hiç göremiyordum. Tabi ameliyattan çıkıp ameliyata girerse...
Kızlarla dışarı çıktık. Biraz kafa dağıtmalıydık. Duygu'nun arabasının yanına doğru yürüdük. Hastaneden çok uzak değildi. Anahtarını Umut'tan alıp da gelmiştik. Arabasının ne kadar değerli olduğunu bildiğimizden hastaneye getirecektik.
Arabayı açtık. İçinde çantası vardı. Çantasını açıp içine baktık. Sıradan eşyaları vardı. Çantanın içinde gözüme bir şey çarptı. Yavaşça elime aldım. Umut'un gülerken çekilmiş bir resmi. Uzaktan. Ah Duygu'm...
Arabaya bindik. Sürücü koltuğuna Melike geçti. Duygu ve Melike araba sürmeye küçükken de çok meraklılardı. Bende biliyordum ama onlar kadar meraklı değildim. Her neyse...
Gizem'in Aylin'e attığı mesajla hastaneye gittik.
<Ablam konuştu.>
<Ne dedi..?>
<İki üç defa bir isim sayıkladı. Ufuk mu Umut mu tam anlaşılmıyordu.>
<Geliyoruz...>
Hızlıca hastaneye gittik. Yoğun bakım katına çıkıp odanın önüne geldik. Herkes dinlenme odasındaydı. Gizem ve Ömür dışında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pamuk Şekeri (Düzenleniyor)
EspiritualYazardan Mesaj: Instagram'da gördüğüm bir yorum üzerine tekrar düzenleyip yayınlama kararı aldım. Hikayede olabildiğince genel hatları bozmadan, tutarsızlıkları düzeltip saçmalıkları ortadan kaldırmaya çalışıyorum :) Sekiz dokuz sene önce yazılmış b...