Şu an kollarımın koptuğunu söyleyebilirim.
-"Ah anne sanki savaş çıkacakmış gibi her şeyi aldırmasan ne olurdu. Zaten bende niye arabayla gelmediysem?"
Tabi ki nişan yaklaşıyor, zayıflamalıyım. Yürüdüm ben de.
!Neyse sızlanma Duygu!
Şu kafeyi görmem iyi oldu. Bir bol sütlü kahve içmeden gitmek olmaz. Kahvemi içip masadan kalktım. Telefonumu cebimden çıkartıp Umut'u aradım. Hımm. cevap yok. Nerede ki bu şimdi? Telefonu cebime atıp yürümeye devam ettim. Otobüs durağına gelince beklemeye başladım. Az sonra otobüs gelmişti. Durakta sadece ben vardım. Otobüse bindim. Sadece bir boş yer vardı. O da bir adamın yanı. Ayakta durmayı tercih ettim.
"Hanımefendi, siz oturun isterseniz. Ben ayakta dururum." Başım eğik;
"Allah razı olsun." dedim. Ve koltuğa geçip oturdum. Telefonumu çıkarıp Umut'u tekrar aradım.
"Efendim hatun..."
"Umut... neredesin?"
"Dışardayım canım. Hayırdır? Sen iyi misin?"
"Ben iyiyim. Merak ettim aramayınca."
"Canım benim işim var. Sonra görüşsek."
"Tabi. Dikkat et kendine. Allah'a emanet ol..."
"Sende hatun..."
Telefonu kapatıp çantama koydum. Bana yerini veren bey, bana doğru konuştu.
"Eşiniz sanırım?"
"Evet de neden sordunuz?"
"Sizin gibi güzel bir bayan elbette sahipli olur."
"Terbiyenizi takının beyefendi!"
Ayağa kalktım. Şoföre;
"Şoför Bey! Ben burada inmek istiyorum!" dedim.
Otobüs durdu. Hızla otobüsten indim. Terbiyesiz bir insanla aynı ortamda bulunmaya dayanamam! Daha beldeye bile girmemiştik. Ne yapacağım şimdi! Bu arada telefonum çaldı. Elif arıyordu.
"Kardeş!"<Duygu>
"Hissettim."<Elif>
"Neyi?"<Duygu<
"Zor durumda olduğunu. Neredesin? Yoldayım ben."<Elif>
"Belde girişindeki kahvaltı çadırı var ya. onun karşısındayım."<Duygu>
"Tamam bekle. Geliyorum."<Elif>
Can ya... Elif'i beklemeye koyuldum. Arkamdan gelen sesle hızla sesin geldiği yöne döndüm.
"Güzel ama evli bayan!"
"Yine mi siz!"
"Kalp kalbe karşı be güzelim."
Bu adam bana yer veren adam mı ya? O zaman yanıma oturmayınca haramı, helali bilen bir adam sanmıştım. Zaten oturması doğru olmazdı. Şimdi ise bambaşka birisi.
"Karşıda bir yemeğe ne dersin? Eşinden (!) falan bahsederiz." Eşinden derken iğrenir gibiydi.
"Haram!"
"Ne?"
"Eşimden başka bir adamla konuşmam dahi haram. Lütfen şimdi gidin."
"Otobüs gitti. Nereye gideyim?" Cehennemin dibine git!
Kahvaltı çadırının önünde bekleyecektim. Karşıya geçmek için hareket ettiğimde kolumdan geriye doğru çekildim.
"Bırak beni sapık!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pamuk Şekeri (Düzenleniyor)
EspiritualYazardan Mesaj: Instagram'da gördüğüm bir yorum üzerine tekrar düzenleyip yayınlama kararı aldım. Hikayede olabildiğince genel hatları bozmadan, tutarsızlıkları düzeltip saçmalıkları ortadan kaldırmaya çalışıyorum :) Sekiz dokuz sene önce yazılmış b...