33. Bölüm "Yıkım"

47 13 6
                                    


3 saat sonra

Buram buram Demir kokusu tüttü burnuma. Öyle bir erkeksi, korkutucu ve son derece seksiydi ki, kokuyu içime çektikçe ona yeniden güvenme arzusu geldi içimden. Tabii sonra ne yaptığımı fark edince durdum. Yavaş yavaş kalktım yataktan sevimli bir şekilde gülümsedim ki o da uyanıktı ama o sadece soğuk yüzü ile bana bakınıyordu. " İyi uyumuş gibisin," dedi hazır kelimelerle. Dizlerimin üstünde duruyordum ve o da bir elini başının altına almıştı ve diğer elini bacağımda sürtüyordu. Soğuk elleri eşofmanıma bile değse üşütmüştü. Onun o ciddiyetli yüz hatlarına baktığımda gülümsemem kayıp olmuştu. " Evet," dedim ve başımı başka yöne çevirdim. Yatağın diğer ucundan gittim. Ve yataktan kalktım. Banyoya göz gezdirdim. Ve hemen kıyafet odasının yanında olduğunu gördüm. Aklıma gelen bir soru ile hemen " Burası senin odan mı ?" kaşlarımı kaldırarak sordum. O hala aynı şekilde yatıyor ve tavanı izliyordu.

Soruma cevap vermeyecek sandım ama tam gidecek iken " Evet, garip değil mi ?" dedi gülecekmiş gibi ama tabii ki o gülmedi. " Aynen öyle, sen ve beyaz. İlginç tabii!" dedim hayretle ve garipser sesimle. Banyoya daldım ve direk yüzümü yıkadım. Bolca su ile yıkadıktan sonra saçlarımı topladım cebimdeki mor tokam ile. Sinsi bir şekilde tam gülümseyecek iken aynada biri belirdi. Batın.

Hayır, bu gerçek olamaz. Hayal bu, bu gerçek değildi. " Kötü olmamalısın. Sen iyi biri iken daha güzel her şey. Yapma bunu! " diyordu o sevimli ve aşık olduğum yüzü ile. " Ama sen oldun. Kötü oldun sen de. Bıraktın beni. Yapayalnızım şimdi. Bak bana! Göremiyor musun ne haldeyim ? Canımı çok ama çok derinden yaktın! Bunu hak etmedim. Mecburum, kötü olmaya, mecburum! " diye bağırdım. Adeta nefretimi kusuyordum ona. Bir anda sarsıldığımı fark ettim ve adım sesleniliyordu bağırarak.

Kendime geldiğimde Demir ellerini omzuma koymuş bana bakıyordu. " İyi misin? Yahu sen keçileri mi kaçırdın yoksa? Deli misin nesin?! Kime bağırıyordun ? " dedi şaşkınlıkla. O an anlamıştım, galiba halüsinasyon görmüştüm. Aklım allak bullak olmuştu. Düzgün düşünemiyordum. Gözlerim kendi kendine gidip gelmeye başladığında yine sarsıldım. Demir bana sert bakışlar atıyor ve " Kendine gel!" diye bağırıyordu.

Bir kaç saat sonra kahvaltı sofrasında iştahla yemek yiyordum. Demir bir sinema filmi seyreder gibi beni izliyordu. Garibime gitmişti bu yüzden yemek yemeyi bıraktım ve doyduğumu fark ettim. Tabağımın kenarında ki peçeteyi alıp ağzımı sildim. Ve Demir'in yüzüne bakma nezaketi göstermeden " Doydum ben, odama çıkıyorum." dedim haberdar olması için ve kalktım. Tam adımımı atacak iken " Otur," emri verdi Sevgili Bayım Demir Ecra...

Oturdum ve yüzüne baktım. Gözlerine, gözlerinde korkunç bir analiz vardı. Benim hareketlerimi inceliyordu. Ki bu ilginçti. Artık o kadar sulu göz olmadığım için biraz biraz sert kız dönemine dönebiliyordum. Ama Demir'in karşısında şansızdım. Sadece ifadesiz bir şekilde bakabiliyordum. " Ne oldu ?" dedim soru soran bakışlarla. Ciddiyetini bozmadan " Ameliyat dan sonra 3 ay boyunca evden çıkmadın, ilk çıkışında da bir yıkım yaşadın. Normal olarak gördün o görüntüyü. Batın'ı gördün değil mi ? " dedi hala ciddi ve sertliğinden taviz vermeden. " Evet ama...Bana kötü yolu sapmamam için uyarıyordu ve bana yaklaşıyordu. Ben...ben onu özledim, hem de çok. " dedim hüzün ile bulanmış bir sesle. Gözlerim dalgın bir şekilde yerdeydi.

" Peki, yakında bayılmalar ve kabus, tatlı rüyalar başlayabilir. Bundan haberin olsun." dedi ciddi ama sanki o söylediklerime kırılmış gibiydi. Yani...hissettim işte. O demese de hissettim. Gözlerinin içine işlemiş karanlığı gözlerime ışınlayarak " Çıkabilirsin," dedi. Kalktım ve soğuk bir eser gibi çıktım oradan. Odama ilerlerken dalgın ve düşünceli idim. Ben bu Demir ile ne yapacaktım? Duygusunun tam olarak ne olduğunu bile bilmediğim bir ilişki yaşamaya izin veremezdim. Çünkü yüreğim biri için yaşamaya baş göstermişti. Batın Kara Atlı Prens olmuştu maalesef. Ama bu zarif adam, beyaz atlı olandı. Ama ben beyaz atlı prens sevmez ve istemezdim ama çok yorgun olduğum için binmek zorunda kaldım. Zorunluluk tek nedenim bu adam ile yaşamaya. Zorunluluk tek neden...

YALANCI RUHLAR (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin