2.0

351 15 0
                                    

Sarışın

Sabah kalkar kalkmaz kendimi dışarı atmıştım çünkü okula yaklaşık iki saat geç kalmıştım. Telefonumun alarmı çalmamıştı ve uyandıran kimse de olmamıştı. Neyseki Selami abi beni hemen okula bırakabilmişti.

Okula girdiğimde dersteydiler. En çok da bundan nefret ediyordum işte! Derse girsen niye geç kaldın diye soran öğretmen, çok erken geldin yaa diye anıran öğrenciler... Kapıyı tıklatıp içeri girdim. Karşımda gördüğüm manzarayla resmen şok oldum.

İki yıl önceki ve en sevdiğim hocam karşımda! Kendisi beden eğitimi öğretmeni ve bayağı yakışıklı... O da beni görünce kocaman gülümsedi. O kadar özlemiştim ki... Tayini çıktığı için bu okulu bırakmak zorunda kalmıştı. O benim için bir öğretmen değil de arkadaştı. Birlikte yemek yerdik, Ela da onu çok severdi. Daha fazla dayanamadım ve hocanın yanına gidip ona sarıldım.

"Hocam geri mi döndünüz?"dedim ayrıldığımda. "Senin için."diye fısıldayıp göz kırptı. Öğrenciler bunu pek garip karşılamamıştı çünkü benim Özgür Hoca'yı abim gibi gördüğümü biliyorlardı. Burdan giderken Ela'yla ikimiz oturup ağlamıştık, o derece.

Lodos'un yanındaki yerimi aldım. O kadar mutluydum ki... Bir tanecik hocam geri dönmüştü yahu! Birden bir el bileğimi sıkıca kavradı. Lodos'tu bu.

"Ne yapıyorsun?!"diye fısıldadı kulağıma. Açıkçası korkmuştum. Biç çocuk beni taksiciden kıskanmıştı! Özgür Hoca'dan tabii kıskanırdı. Bileğimi kurtarmaya çalıştım. "Lodos bırak,"

"Bir sorun mu var?"dedi Özgür Hoca. Lodos sinirden yumruğunu sıktı. "Var, ne yapacaksın?"

"Ne diyorsun oğlum, bırak kızın kolunu." Lodos kaba bir hareketle kolumu bıraktı. Bana bakmak yerinde camdan dışarı bakıyordu. Sinirli olduğu her halinden belliydi. Ayağıyla ritim tutuyordu. Bunu hep sinirlendiğinde yapardı. Çenesi kasılmıştı. Bu da sinirlendiğinde olurdu.

Bakışlarımı Özgür Hoca'ya odakladım. Lodos'un bu tepkisi gerçekten aşırıydı artık. Acaba aramız bozulur muydu? Tekrar yan tarafıma baktığımda hala ayağıyla ritim tutuyordu. Hoca yanıma geldi ve ellerini sıraya koydu. "Ee, nasıl gidiyor güzellik?" Lodos'un kafası anında bana döndü.

"İyi, hocam."

"Derslerin de iyi mi?" Kafamı aşağı yukarı salladım. "Spor salonuna gelirsin daha detaylı hasret gideririz olur mu?" Gözlerimi pörtlettim. Bunu söylemesi doğaldı ama bunu Lodos'un yanında söylemesi hiç doğal değildi. Hocaya en sonunda gülümsediğimde öğretmen masasına geri döndü. Tekrar Lodos'a baktım. Sinirinden patlayacak gibiydi. Gerçek anlamda patlayacak.

"Lodos?"diye fısıldadığımda bana döndü. "Özür dilerim..."

Neden özür dilediğimi bilmiyordum, sanırım onu çok kızdırmıştım. "Özür falan dileme benden."

"Ya Lodos uzatma işte... Kaç yaşında adam." Eli tekrar kolumu kavradı ve kulağıma eğildi. "Benden başkasına sarılamazsın anladın mı? Eğer sarılmak istiyorsan ben yokum." Yüzüme aptalca bir gülümseme yayıldı. Ona gülümsediğini görünce biraz şaşırsa da bozuntuya vermemeye çalıştı.

"Ben hep sana sarılırım ki..." Hafifçe tebessüm etti. Bu biraz da olsa yumuşadığının göstergesiydi.

*

Okul çıkışında Lodos'um isteği sonucunda yine aynı bara gitmeye karar verdik. Beyefendi artık sahilde dolanmaktan sıkılmış. Bardan içeri girdiğimizde yine o birbirine karışmış ter ve parfüm kokuları burnumu doldurdu. Geçen sefer ki yerimize oturduk. Lodos'un göğsündeki yerimi aldım.

YEŞİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin