2.7

292 11 5
                                    

Yalan

Okulda artık tüm sınavlar bitmişti ve kapanmasına sadece iki hafta kalmıştı. Bu yüzden bugün gitmemeye karar verdim. Zaten dün gece Lodos'la sabaha kadar gezmiştik. Şu anda Lodos'un evindeydim. Dün gece onda kalmıştım. Ben onun yatağında uyumuştum, daha doğrusu arabada uyuyakalmışım ve o da beni kendi yatağına yatırmıştı. Kendisi de tahminimce kanepede yatıyordu. Yataktan ayaklarımı sarkıttım. Neyseki dün gece annemlere iyi hissetmediğimi, bir kız arkadaşımda kalacağımı söylemiştim.

Salona girdiğimde tahmin ettiğim gibi gömleği ve pantolonuyla uyuyakalmıştı. Benim üstümde ise hala bu rahatsız edici tuvalet vardı. Lodos'un odasına geri döndüm ve dolabını açtım. Siyah bir tişörtünü alıp kapattım. Elbiseyi çıkartıp bana uzun gelen tişörtü giyindim.

Kokusu burnuma dolmuştu. Salona girip onun yanına kıvrıldım. Kolu belimi sardığında gülümsedim. Belimde duran elini tuttum. Boynuma bir öpücük bıraktı. "Nasılsın güzelim?" Arkamı döndüğümde göz göze geldik. Şaşırmıştı. Neden şaşırıyordu ki?

"Efsane?" Kanepede doğruldu ve soran bakışlarını bana yöneltti. "Ne işin var senin benim yanımda? Böyle mi uyuduk?" Kanepeden kalktım. "Hayır, özür dilerim..." Tekrar odaya doğru yürüdüm ve tek hamlede üstümdeki tişörtten kurtuldum. Üstüme tekrar elbisemi geçirip yatağa kıvrıldım. Neden yanında yatmamı istemiyordu? Beni Mine mi sanmıştı?

Ah, tek bir gün... Tek bir gün de sorunsuz geçse dişimi kıracağım.

"Yeşil?" Bakışlarımı kapıya çevirdim. Yatağın ucuna oturdu. "Bir an şaşırdım, pardon." Kafamı iki yana salladım. Aramızda bir ağrım olmasını gerçekten istemiyordum. "Sorun değil," Gözlerimi yumdum ve uyuyor taklidi yapmaya başladım.

Dudaklarımın üstünde hissettiğim dudaklarla gözlerimi pörtlettim. Beni öpmüştü. "Ne yapıyorsun?" Eli belimi kavradı ve dudaklarını bir kez daha benimkilere bastırdı. Öpüşüne karşılık vermeye çalışıyordum.

Çok güzeldi... Onu öpmek çok güzeldi.

Ayrıldı ve suratıma baktı. "Hadi bana sucuklu yumurta yap," Gülmeye başladım. Gerçekten beni öptükten sonra söyleyebileceği en uygun cümle bu muydu. "Öküz müsün sen?"dedim gülerken. Yataktan kalktığında ben de kalktım.

O çıktığında üstümdeki elbiseyi çıkarttım ve yere attığım tişörtü üstüme geçirdim.

Arkamı döndüğümde Lodos'u kapıda öylece dikilirken gördüm. Beni çıplak görmüştü! Neyseki arkam ona dönüktü. Ah... Neden böyle bir şey yapmıştı? Çok utanırdım. "Lodos?"

"Korkma bir şey görmedim," Kafamı aşağı yukarı sallayıp salona girdim. Bir şey görmemişti. Azıcık da olsa içim rahatlamıştı. Mutfağa girdim. O ise hala kendi odasındaydı. Muhtemelen, üstünü değişecekti.

*

Her zamanki gibi 4 yumurta kırılmış tavayı ve yarım ekmeği Lodos'un önüne koydum. Bana bakıp gülümsedi. Ben de ona gülümseyip yerime oturdum. "Buraya gelirken bir şey aldım, saat sekizde eve girdik ve fırın açıktı." Kaşlarımı çattım. Kaşıyla işaret ettiği yerde bir paket vardı. Ayağa kalkıp tezgahın köşesindeki paketi açtım.

Yeşil poğaça!

"Yaa, çok teşekkür ederim!" Yanına gidip yanağına bir öpücük bıraktım. Karşısına oturdum ve poğaçayı yemeye başladım. "Dün gece çok güzeldi!"dediğimde bana baktı. "Tüm gece uyudun."

"Olsun!" Gülümseyip yemeğine geri döndü. "Lodos?" Tekrar bana baktı.

"Şimdi biz sevgili miyiz?" Derin bir iç geçirdi. "Değiliz." Ağzımdaki poğaça bir an soluk boruma kaçtı ve öksürmeye başladım. Nefret ediyordum bundan. Değil miyiz? Dün bana sevgilim demişti. "Yavaş ye yavaş,"

YEŞİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin