Kutlama
Sevmek.
Çoğu insanın beceremediği ve sonra saçmalık diye adlandırdığı duygu. Sırf onlar düzgün insanı bulamıyor diye aşkın, sevginin saçmalık olduğunu iddia ediyorlar. Ne kadar doğru?
Uzun süreden beri yapışık gibi dolaştığım, her yerde yanında olduğum Lodos'a aşık olmuştum. İlk görüşte olmasa da zaman geçtikçe bal rengi gözlerine aşık olmuştum. Birkaç dakika önce... Beni bu dipsiz kuyudan çekip kurtarmıştı. Artık karşılıksız değildi aşkım, o da beni seviyordu.
Odama girdiği anda bakışlarımız birleşti. İçimde garip bir duygu vardı. Güvensizlik miydi sanki? Ah hayır sadece saçmalıyorum! Lodos'a güveniyordum. Beni sevdiğine inanıyordum. Ellerimi tuttuktan sonra yanağıma bir öpücük bıraktı.
"Seni seviyorum..."diye mırıldandığında hala yaş akan gözlerimi ona çevirdim. "Eminsin değil mi?"
Gülümsedi. "Hiç olmadığım kadar."
Ellerimi boynuna doladığım gibi beni kucağına aldı. "Tanrım! Beni seviyorsun!" Yüzümü kaplayan gülümsemem mutlu olduğumu belirtiyordu. Kafamı omzuna gömdüm. "Bunu kutlamalıyız!" Yüzüne baktığımda tek kaşını kaldırmış olduğunu gördüm. "Ne kutlaması, evlenme teklifi etmedim Efsane!"
Beni yere indirdiğinde ona bir dakika işareti yapıp odadan çıktım. Ah tam zamanı! Mutlu olduğumda yaptığım gibi zıplayarak merdivenlerden indim ve ellerimi havaya kaldırarak garip bir şekilde dans etmeye başladım. Mutfakta ne Nihal ne de Gülseren Hanım vardı. Hemen mutfak dolaplarının üstünde duran ve yıllardır yerini değiştirmeyen beyaz şarabı aldım. Annem ve babam belki yokluğunu fark edebilirdi ama ah, kimin umrunda?
İki kadeh alıp odaya çıktım. Elimdekileri görünce sırıttı. "Bak işte buna hayır demem."
"Hadi patlat!" Şişeyi ona uzattığımda gülmeye başladı. Gözlerimi büyütmüş neden güldüğünü anlamaya çalışıyordum. Komik bir şey mi söylemiştim?
"Bu şarap Efsane, şampanya değil." Avuç içimi alnıma vurdum. Doğru ya! Hep karıştırıyordum ikisini. Yatağa oturduk, o şarabı açıp bardaklara doldururken heyecandan kalbim gerektiğinden çok daha hızlı atıyordu. Azıcık doldurulmuş kadehi bana verdi.
Ben kadehten yudum alırken o dikkatle beni izliyordu. Bu onunla ilk tanıştığımız zamanı hatırlattı bana. Tıpkı şimdiki gibi içki içerken gülerek bakıyordu bana. Şarabın tadı yüzümü buruşturmaya yetmişti.
O da o zamanı hatırlamış olacak ki bardağını kaldırıp "Şerefe!"dedi. Sessizce kıkırdadım.
Lodos hayatımı değiştirmişti. Mutsuz ilerleyen hayatımı bir binaya benzetirsek, Lodos kesinlikle bu binayı darmadağın ederek yıkmıştı. Kimi zaman eski binanın yıkılması canımı acıtmıştı. Ama şimdi yeni hayatımın, yeni binanın temelini atıyorduk. Bu yolda birlikte ilerleyecektik. Ona minnettardım. Ah tanrım, o benim her şeyim oluvermişti!
Şaraptan daha fazla içmeyip kenara koydum. "Bence içki bozulmuş, iğrenç bir tadı var. Ne de olsa yirmi yılı aşkım süredir o dolabın üstünde duruyor!" Lodos bir kez daha kahkahalarla gülmeye başlayınca ofladım. "Ne oldu?"
"Şarap eskidikçe güzelleşir, bozulmaz. Peynir mi bu?" Ben de güldüm. "Ay ne bileyim,"
*
Lodos gideli birkaç saat kadar olmuştu ve ben yatağıma uzanmış etrafımda çözmeye çalıştığım ama beceremediğim ödevlerimle tavanı izliyordum. Düşünüyordum bugün olanları.
Odamdan çıktım ve yine zıplayarak mutfağa inerken duyduğum seslerle olduğum yere çivilendim. İnleme sesleri. Annem ve babam olamazdı, başka... Abim? Abim ve Yeşim?
Yerimde durmuş abimin kapısına bakarken sesler kesildi. Bu sırada odadan çıkan kişiyle gözlerim büyüdü.
Damla.
Abim Yeşim'i aldatmış mıydı? Hem de Damla'yla! Damla üstüne zorla geçirdiği abimin tişörtlerinden birisiyle tam önümde durdu. "Selam Efsane," Sinir bozucu bir gülümseme gönderdi. Ona baktıkça Cem'i görüyordum. İkisi de aynı pislikti.
Bir anda elimi terden yapış yapış olmuş saçlarına doladım ve çektim. Tiz bir çığlık attı. Yanağına tokatımı geçirdim. Hem Yeşim'in hırsını hem de kendi hırsımı çıkartıyordum bu sürtükten! Abim odadan dışarı çıktığında bakışlarımız birleşti.
"Efsane-"
"Kapa çeneni! Adi pislik! Yeşim bunu hak etti mi? Bir orospuyla onu aldatmanı hak etti mi ha?" Avazım çıktığı kadar bağırıyordum. Damla'yı ittiğimde yere düştü. Bu sırada belime bir el dolandı.
Lodos.
"Sakin ol,"diye mırıldandı kulağıma. Olamazdım. Abimin Yeşim'e olan bu ihanetine karşı asla sakin kalamazdım! "Koray ben yüzümle para kazanıyorum, bir şey de kardeşine!"diye sızlandı Damla.
"O paraları sana yedirtmeden önce siktir git evimden! Sen de! İkiniz de gidin!" Sinirden yerime tepiniyordum. Lodos bıraksa abimin üstüne atlayacaktım ama bir kelepçe gibi kavramıştı belimi. "Dinle!"diye kükrediğinde az da olsa sakinleşmiştim.
"Yeşim'le ayrıldık biz! Bitti anladın mı? Benim için önemli olmadı hiçbir zaman!" Gözlerim şaşkınlıkla açılırken Yeşim'in halini gözümün önüne getirdim. Kendine zarar vermiş bile olabilirdi! "Y-yani onunla oynadın..."diye mırıldandım.
"Evet." Rahattı ama hesaba katmadığı bir şey vardı. Lodos. O buradaydı ve kız kardeşi gibi gördüğü kızı üzeni üzerdi. Beni bırakıp abimin üstüne yürüdü ve yumruğu gömdü. Hak etmişti abim bu yumruğu. Fazlasıyla hak etmişti! Damla çığlık atarak abimin yanına çöktüğünde Lodos bana döndü.
Yanımdan geçip gidecekken kolunu tuttum. "Beni de al, bırakma burada..." Gözlerimden süzülen yaşları görünce durgunlaştı. Elimi elinin içine kaydırdım ve merdivenlerden indik.
*
Lodos konuşmuyordu. Sadece ölümcül sertlikte bakışlar atarak arabayı sürüyordu. Korkmuştum ondan. İlk defa bu kadar sinirliydi sanki...
"Nereye gidiyoruz?"
"Yeşim'e." İçim rahatlamıştı. Onu görmek iyi gelecekti. İçimde suçluluk duygusu vardı. Suçluydum belki de... Abim ve onu tanıştırmasaydım sevgili olmayacaklardı ve abim onun kalbinde hep aşık olduğu kusursuz adam olarak kalacaktı. Belki de her şey benim suçumdu.
"Lodos..." Kafasını bana çevirdi. "Abimden nefret ediyorum... Ama istemiyorum bunu. O benim abim! Artık onu asla affetmeyeceğimi bilmek çok kötü." Yanağımdaki yaşları silip ellerimi kucağımda birleştirdim. Elini benimkilerin üstüne koyduğunda biraz da olsa iyi hissetmiştim. Kızar sanmıştım ama o beni anlamıştı.
"Abin Yeşim'i seviyor." Hayret içerisinde ona baktım. Abimin Yeşim'i sevmediğine adım gibi emindim!
"Çünkü, seven adamı bilirim. Abin ona hiç değer vermedim derken yalan söylüyordu. Tıpkı benim seni istemiyorum dediğimdeki gibi... Eğer onu sevmeseydi, yumruğumu yanıtsız bırakmazdı. O da suçunun farkında. Abin Yeşim'i seviyor."
-------------------------
Bugün birinin doğum günüymüş! Evet, Badenur doğum günün çok kutlu olsun! Nice yaşlara canım...
Bu bölüm onun için. Belki de tek sadık okuyucum o :) Umarım yeni yaşında yeni umutlar, yeni başarılar elde edersin.
Teşekkür ederim her şey için!
Bölüm kısa olduğu için özür dilerim ama diğer bölümü bölmek istemediğim için burada bitirmek zorundaydım. Yine de umarım seversin...
Ceren.