Köpek
Çimenlerin üstüne oturmuş Kaan'ın çadır kurmaya çalışmasını izliyordum. Bir yandan da kahkahalarla gülüyordum çünkü o demir çubuklar kesin bir yerlerine girecekti. Etrafıma bakındım. Ela ve Murat birlikte kendi çadırlarını kurmuşlardı ve çantaları yerleştiriyorlardı.
Kumsal ve Atıl, ise tam bir komediydi. Kumsal Atıl'a avazı çıktığı kadar bağırırken bir yandan da çadırı kuruyordu. Atıl ise yerinde dikilmiş sırıtarak bir şeyler yapmaya çalışan Kumsal'a bakıyordu. Kaan ise Yeşim'le benim çadırımı kuruyordu. Yeşim'in nerede olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu.
Kafamı çevirmeme birlikte Mine ve Lodos'un bize doğru geldiğini görmem bir oldu. "Ay canım yanınız boş mu?"diye cıvıldadı Mine. "Orası boş değil de başka bir yer daha biliyorum."
"Neresi?"
"Cehennemin dibi?" Lodos ve Kaan gülmeye başladığında Mine sinirle ayağını yere vurdu. "Sen ne kadar kıskanç bir şeysin,"dedi küçümser bir tavırla. "Neyi kıskanıyormuşum?"
"Erkek arkadaşımı, seni gerzek." Lodos'a baktığımda onun da bana baktığımı gördüm. "Mine yürü Allah aşkına ya,"diye mırıldanabildim en sonunda. "Senin inadına çadırı yanına kuracağız değil mi aşkım?" Lodos bana bakıp göz kırptı. "Olur, bana uyar. Süper olur!" Elimde olmadan sırıttım. Biz bu gizli ilişki olayını beceremeyecektik sanırım.
"Kaan, tamam sağ ol."deyip ayaklandım. Daha hala bir şey yapamamıştı. "Daha bitmedi."
"Ben hallederim."dedim. Bir yandan da kahkaha atmamak için kendimi zor tutuyordum. En sonunda demir çubukları yere fırlatıp uzaklaştı. Bana trip atıyordu, ama şimdi gönlünü alamazdım. Çubukları alıp işe koyuldum. Bu Yeşim neredeydi yahu?
Telefonumu çıkartıp onu aradım. Açmadı. Son çare bağırmak...
"Yeşim!"diye haykırdım resmen. Kamp alanındaki herkes dönüp bana baktı ama pek fazla umursamamıştım. Bir kere daha bağırdım. En sonunda elimdeki çadır kurma kılavuzunu elime alıp zıplayarak göletin yanına doğru koşmaya başladım. Gölete vardığımda Yeşim'i gördüm. Kayalıklardan birinin üstüne oturmuş ağlıyordu. Yüzümdeki gülümseme silindi ve ağlamaktan nefes alamayan Yeşim'in yanına koştum.
"Yeşim ne oldu kuzum?"dedim yanına oturduğumda. Saçlarını okşuyordum. Yüzü kıpkırmızı olmuştu ve kesik kesik nefes alıyordu. Titreyen elleriyle telefonunu bana uzattı. Telefonu elime alıp baktım.
Kimden ; Sevgilim
Ayrılalım.Ağzım iki karış açıldı ve Yeşim'e baktım. Abim Yeşim'den tek bir mesajla mı ayrılmıştı? Kollarımı Yeşim'in etrafına doladım. Öyle içli ağlıyordu ki... İlk aşık olduğu kişi benim odun abimdi, maalesef. Şimdi onu tek bir mesajla ter etmişti. Saçmalıktı bu! Onların aşkı bunu hak etmiyordu.
"Yeşim?" Lodos'un sesi ikimizi ayırdı. Lodos hemen Yeşim'in diğer yanına oturdu. "Ne oldu güzelim?"
Ben kaş göz işaretiyle anlatmaya çalışıyordum ki, Yeşim "Koray benden ayrıldı."diye mırıldandı. Lodos ne diyeceğini bilemedi. "Sevgili miydiniz?"
"Ayrıldığına göre!"diye cırladım. Sanki onun suçuydu abimin tam bir piç gibi davranması! Ayağa kalkıp biraz uzağa gittim ve abimi aradım.
Telefonu açtı.
"Abi?"
"Efendim?" Kaşlarımı çattım. "Senin yüzünden kız burada ağlamaktan kendini parçaladı gerizekalı! Krize falan girdi. Ne yapıyorsun sen ya? Sen ne biçim-"