2.9

277 11 8
                                    

Özel

Sabah uyandığımda belime sarılı olan elin ona ait olduğunu bilmenin mutluluğu tüm bedenime yayıldı. Ona döndüğümde uyanmış olduğunu gördüm ve bir an korktum. Bal rengi gözleri yüzümde dolanıyordu. "Günaydın,"diye mırıldandı.

"Günaydın, sevgilim." Dudağımda minik bir öpücük bırakıp geri çekildi. "Sana bir şey göstereceğim." Yataktan kalkıp masasının üstünden bir defter aldı. Defteri bana uzatıp yanıma yattı.

"Bunu eve gidince aç, olur mu?" Ne olduğunu deli gibi merak etsem de kafamı aşağı yukarı sallamakla yetindim. "Hadi, kahvaltıya götüreyim seni."

"Mine ne olacak, yani onunla-"

"Annesiyle Paris'e gitmiş." Mutluluk tüm bedenimi tekrar sarmıştı. "Ciddi misin?!"diye bağırdım. Gülümseyerek kafasını salladı. "O zaman kahvaltıya gidelim, sonra sinemaya, sonra yürürüz. Sandala da bineriz. Bir sürü şey yapabiliriz!" Ona baktığımda ifadesiz bir suratla bana bakıyordu. "Tamam, o zaman sadece kahvaltıya gidelim."

*

Lodos sürücü koltuğundayken ben yanındaki koltukta oturuyordum. Arabayı çok dikkatli kullanıyordu. Fazla dikkatli. "Lodos, sen araba kullanmayı nerede öğrendin?" Burukça gülümsedi.

"Cemal Abi," Bu konuyu kurcalamak istemediğim için sadece tebessüm ettim. "Lodos beni annenin yanına götürür müsün?"

"Ziyaretçi kabul etmiyorlar..." Ağzım şaşkınlıkla açıldı. Hiç mi? Lodos annesini o yaşından beri hiç görmemiş miydi? Yüzümdeki şaşkınlığı gördüğünde hafifçe gülümsedi ve elini bacağıma koydu. "Sadece ben görebiliyorum yani..." Biraz da olsa içim rahatlamıştı. Babası zaten bu dünyadan göçüp gitmişti, bir de annesi... Annesini hiç görememek cehenneme çevirirdi hayatını. Sonunda dudaklarımı yukarı doğru kıvırdım.

"Nasıl, şu an? İyi mi?" Nefesini dışarı verdi. "Sadece sekiz gün kaldı, oradan kurtulmasına. Sonra yanımda gelecek. Evimde kalacak." Kocaman gülümsedim ve elimde olmadan bir kahkaha patlattım. "Lodos bu harika bir şey! Senin için o kadar çok sevindim ki!"

"Evet öyle, o leş hastane odasından kurtulacak artık."

"Bak gördün mü? Hayatımızdaki her şey yavaş yavaş düzeliyor."deyip elini tuttum. Bana bakıp gülümsedi. Kahvaltı edeceğimiz yere geldik ve harika bir kahvaltı ettik. Aslında sıradandı ama karşımda oturan adam Lodos'sa ve ben o adamın sevgilisi olarak karşısında oturuyorsam... Harika diye adlandırıyordum. Ağzımı sildiğim peçeteyi tabağımın kenarına bıraktıktan sonra tekrar ona baktım. "Sevgilim?" Elimi onunkinin üstüne yerleştirdim. Düşünceli görünüyordu, sanki bir sıkıntısı vardı. "Olmuyor böyle, yeşil." Kaşlarım çatıldı. "Efendim?"

"Yapamıyorum. Yine seni üzmek istemiyorum ama erkek arkadaşın olamam. Anla beni." Elimi çektim ve çenemin altına koydum. "Bir şey söylemeyecek misin?" Tekrar gözlerine bakmak yerine tabağımdaki zeytinle oynuyordum. "Yeşil?"

"Tamam, sen nasıl rahat ediyorsan öyle olsun." Ağzımdan çıkan bu cümleye ben de şaşırmıştım. Böyle karşılamamı beklemiyordu. Kafasını salladıktan sonra ayağa kalktı. "Gidelim hadi,"

Ben de kalktım ve çantamı alıp çıkışa doğru yürüdüm. Tüm tadımı, tuzumu kaçırmıştı yine. Neden sevgili olmak istemiyordu ki benimle? Arabaya bindikten sonra kollarımı göğsümde bağlayıp trip moduma geçtim. Yanımdaki koltuğa oturup bana baktı. Saçımı kenara atıp yanağıma bir öpücük konduracakken kendimi geri çektim. Gülümseyip arabayı çalıştırdı.

"O öpücüğü alacağım, bilmiş ol."

"Arkadaşlar bu kadar yakın olmaz,"diye mırıldandım. "Arkadaş mı?"

"Sevgili değiliz. O zaman arkadaş oluyoruz." Kafasını aşağı yukarı salladı. "O defteri tam eve gidince aç olur mu?"

"Ne yazıyor ki, iyi ki arkadaşımsın, arkadaş olmak güzel, arkadaş! falan mı?" Bir kahkaha attı. "Abartıyorsun."

"Ne abartması ya? Sen beni öptün hem de defalarca. Şimdi karşıma geçmiş, arkadaş kalalım diyorsun. Neyiz biz? Düetimiz iyi çıkış yapsın diye sevgili rolü yapan iki popçu mu?" Sesimi yükseltmiştim ama o hala gülüyordu. Omzuna vurdum. "Gülme ciddiyim."

"Sevgili falan olmak istemiyorum seninle anlasana," Bunu da gülerek söylemesi garibime gitmişti. Tam bir piç gibi davranıyordu. Evin önünde geldiğimizi görünce bir şey söylemesine izin vermeden arabadan indim ama sonra aklıma gelen şeyler tekrar arabaya doğru yürüdüm. Yarıya kadar açık olan camdan ona baktım.

"Başkasıyla sevgili olursan seni gözlerini oyarım. Anladın mı?" Bir kahkaha daha attı. "Anlaştık!"

Eve girdiğimde hemen odama koşturdum ve çantamdan defteri çıkartıp ilk sayfasını açtım.

Benim resmim.

O çizmiş!

Diğer sayfada da ben vardım. Ve diğer sayfalarda da... Son birkaç sayfa boştu. Gözlerim mutlulukla doldu. En son sayfadaysa bir şeyler yazıyordu.

Selam, güzelim.
Son sayfalara bakarsan neredeyse hepsinin yırtılmış olduğunu görebilirsin. Çünkü şu siktiğimin notunu tam ellinci yazışım!

Bu resimleri boş zamanımda çizdim yani sakın kendini özel biri gibi sanma. Belki biraz sayabilirsin. Her neyse, bu sabah sana bitirelim dedim. Eğer şimdi ağlıyorsan, ağlama. Camın önündeyim. Hemen bakma. Önce kendini hazırla. Sana bir şey söyleyeceğim. Özel bir şey.

Hadi çık şimdi.

Notu okur okumaz defteri yatağıma bırakıp cama çıktım.

Oradaydı.

Bana bakıyordu.

Kalbim ağzımda atarken gülümsemeye çalıştım. "Başardın,"diye mırıldandı.

"Beni kendine aşık ettin!"diye bağırdı. Aşık mı? Bir anda ağlamaya başladım ve ellerimle ağzımı kapattım. Lodos Kozan'ı kendime aşık etmiştim!

"Seni seviyorum."dedi. Beni bayıltmak falan mı istiyordu bu? Hala bir şey söyleyemiyordum. Sadece elimle işaret yaptım ve gelmesini söyledim. O eve girerken ben şaşkınca önüme bakıyordum.

Aşık olduğum adam az önce bana seni seviyorum demişti.

--------------------------

Yazdığım en kısa bölüm oldu! Ama burada bitirmek istedim. Umarım seversiniz.

Bu bölümü benden isteyen iremnurparlak52 'a ithaf ediyorum!

En özel bölümdü benim için..

Medya: Çok sevdiğim bi diziden, bölüme uygun buldum :)

YEŞİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin