-Geçin çocuklar, herkes bir yer seçip otursun.Hocadan komutu alır almaz orta sıranın en arkasının bir önüne yöneldim. Sıranın solu. Benim daimi yerim. Tam tahtıma oturacakken sivilceden yüzü görünmeyen bir çocuk önüme atlayıp yerime oturdu.
-Kalkar mısın oradan?
Kafasını kaldırıp bana kibarca baktı.
-Diğer tarafa oturabilirsin.
Tabi kibarlığın beni ikna etmeye yetmeyeceğini henüz bilmiyor.
-Hayır, benim yerim sol taraf. Çünkü solağım. Ayrıca sen önüme atlayıp kaynak yaptın, şimdi de yana kayacaksın.
Sivilce çocuk da hafiften sinirlenmeye başladı.
-Yürü git be, okulun ilk günü nereden çıktın sen?
Yürü git? Bana? Zeynep'e?!
Adım Zeynep bu arada, memnun oldum.
-Sivilce sivilce bakma yüzüme, kenara kay.
Okulun ilk gününden başımı belaya soktuğumu düşünürken çocuk aptal aptal yüzüme bakıyordu. Bakarken birden yüzü asıldı. Gözleri kızardı. Usulca yana çekildi. Şaşırarak yanına oturdum. Kafamı uzatıp tekrar suratına baktım.
Ağlıyor mu o?
3 küsür yıl sonra
Gözüm yarı kapalı sınıfa girdim. Servisi 10'uncu kaçırışımdan sonra annem beni servisten almaya karar verdi. Aklınca beni cezalandırıyor. Aslında dürüst olmak gerekirse güzel cezalandırıyor. Artık normalden 1 saat önce kalkıp okulu Sefer abiyle beraber açmak durumundayım, çünkü babam beni işe gitmeden bırakıyor. Annem "Beğenmezsen otobüsle gidersin," dedi, ben de beğenmek durumunda kaldım. Çünkü otobüsü hiç beğenmiyorum. Sırama geçip yarım kalan uykuma devam etmek istiyordum ama okula benden önce gelen tek canlı olan Ömür yerimde oturuyordu.
-Ömür alışamadın 3 yıldır, oturma benim yerime.
Ömür kenara kaydı, ben de bitkince yerime geçip oturdum. Yani bomboş sınıfta (hatta bomboş okulda) dip dibe oturan iki garip arkadaş olarak kalakaldık.
Okulun ilk günü Ömür'ü ağlattığımdan beri en yakın arkadaşız. İki 'garip' en yakın arkadaşız. Her açıdan, her alanda zıtız. Ömür sınıfın ineği, ben sınıfın tembeli. Ömür inek olmasına rağmen okulun en popüler öğrencilerinden. Ben adı sanı bilinmeyen "Ömür'ün yanında gezen kız". Ömür çapkın, benim o taraklarda bezim yok. Baya da çapkın hatta, her hafta başka birine aşık olacak kadar. Ben hem ayarlamasına hem ayrılmasına yardım ederim. Canım isterse. Genelde istemiyor ama sınavda kopya verilmemekle tehdit edilince paşa paşa yola geliyorum.
Ömür benden daha kız, ben Ömür'den daha erkek. Ben kavga ederim, o ödev yapar. Ben ödevimi ona yaptırırım, o canını sıkanları bana şikayet eder. Ömür sürekli kendine bakım yapar, ben gözlüğümü takıp saçımı örüp okula gelirim.
Arada beni Ayşecik misali değiştirmeye çalıştığı olmuyor değil. Ama değişmek çok yorucu. Ve de ben halimden memnunum. Zaten tipsiz olduğumu da düşünmüyorum. Çirkin kadın yoktur bakımsız kadın vardır. Ya da az votka vardır. Bir şeyler vardır, öyle yani, çok uykum var.
-Baban mı bıraktı?
-Ömür sussana.
Hemen suratı asıldı.
-Daha bir şey konuşmadım ki.
-Belli ki konuşacaksın. Benim uyumam lazım. Yoksa iki ders üst üste fonksiyonların limitini alamam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kime Ne?
ChickLitZeynep'in gözü artık açıldı, her yanına kısmet saçıldı. Peki gerçek aşk kim? Ya da var mı? Ve Zeynep onu kaçırmak için neler yapabilir?