Can o kadar mutsuz görünüyordu ki konuşma isteğine hayır diyemedim. Durağın biraz uzağındaki bir banka oturduk. Bir süre sessiz kaldık. Ben dayanamayıp Can'a döndüm.
-Bir şey mi oldu Can?
Can umutsuzca başını yana salladı.
-Dizi yayından kaldırıldı. Sınavları kaçırdım. Yeni teklifler var ama hiçbirini istemiyorum. Sen yoksun.
Dudağımı ısırdım. Dizdi felaket haberlerini uç uca. Ben ne diyeceğim şimdi?
-Can, biraz olumlu şeyler düşünsen? Birikmiş paran var. Bir kursa yazıl. Sınavlara hazırlanmaya başla. Ben varım ayrıca. Eğer dostluğumu istersen yanındayım.
Birikmiş paran var ne demek Zeynep be? Aklın çocuğun parasındaymış gibi.
Can yavaşça bana döndü, gülümsedi.
-Zaten dostluğundan bahsettim. Belki inanmayacaksın ama Ömür'ü de özlüyorum.
Tebessüm ettim.
Sonra tebessümüm yüzümde dondu.
Uzaklarda bir yerde Ömür'ü seçer gibi oldum.
Panik bütün vücudumu sardı.
-Can benim hemen kalkmam gerek, ama beni ara tamam mı?
Can'ın cevabını bile dinleyemeden koşarak Ömür'ün peşine düştüm. O hırsla yürürken zar zor yakalayıp koluna yapıştım. Nefes nefeseydim ama yine de konuşmaya çalıştım.
-Ömür, dur. Bekle.
Ömür bana döndüğünde tüylerim diken diken oldu. Çok uzaktı. Bakışları, yüzündeki sinir. Tanımadığım bir adam vardı karşımda. O ufak çocuk, eskiden sıra arkadaşım, sonradan aşkım olan Ömür değil sinirli bir adam vardı.
-Zeynep şimdi konuşmayalım. Özellikle insanların içinde. Sen setine mi gideceksin, Can'la mi gezeceksin ne yapacaksan yap.
-Ömür böyle konuşma benimle.
Kolumdan tutup kendine çekti, fısıldadı.
-Zeynep kalbini kırmak istemiyorum. Uzak dur benden.
Ama tabi ki durmadım. Peşinden koşturdum, önüne geçtim.
-Ömür gel benimle, sessiz bir yere doğru gidelim.
Ömür bana baktı.
Ya da tanımadığım o sinirli adam baktı. Gelmek istemedi ama zorla çektim, bir süre sonra durumu kabullendi. Sessizce arkamda yürüdü. Tenha bir yere gelince Ömür'e baktım.
-Ömür Can'la sadece karşılaştım ben. Gerçekten sözleşmemiştik.
Ömür'ün suratında en ufak bir rahatlama olmadı.
-Sorun o değil Zeynep. Ona kıymetli dakikalarını ayırabilmişsin. Ama ben gelmek istediğimde değmez dedin. Değip değmediğine bile sen karar veriyorsun. Ben sonra her şeye rağmen sana geliyorum, bakıyorum ki Can'la hararetli sohbetler ediliyor. Kızmamamı mı istiyorsun? Ben bir aydır görmüyorum seni. Ama anlayışlı mı olmalıyım? Nereye kadar anlayışlı olabilirim inan bilmiyorum.
Ben ağlamaya başladım. İstemsizce ağlamaya başladım. Karşımda aşık olduğum adam var, ben onu bir aydır görmüyorum ve konuştuğumuz konuya bak.
Daha fazla yerimde duramadım ve boynuna atladım. Çünkü daha fazla bir adım uzağında durup kokusunu duyamamaya katlanamazdım. Ben boynundan sarkarken o kazık gibi duruyordu. Özlediğim kokusunu içime çektim. Boynundan, yanaklarından, dudağından öptüm. Daha fazla dayanamadı o da bana sarıldı, saçlarımı okşadı. Sonra dudaklarıma eğildi, hasretle dudaklarımı öptü. O kadar özlemişim ki ne kadar öpüştük bilmiyorum. Nefessiz kalınca ayrıldık, gözlerimi sildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kime Ne?
ChickLitZeynep'in gözü artık açıldı, her yanına kısmet saçıldı. Peki gerçek aşk kim? Ya da var mı? Ve Zeynep onu kaçırmak için neler yapabilir?