14 - Londra'ya Gidiyorum

2.1K 147 19
                                    

Çekimler başlayalı 1 ay oldu.

Bir aydır toplamda 30 saat uyudum mu, uyumadım mı bilmiyorum. Set, ev, okul üçlüsü arasında geçiriyorum hayatımı. Bitmiş durumdayım. Ama rol bitkin halimi kaldırdığından Fatih için sıkıntı olmuyor.

Ve de evet, Fatih Hoca'ya Fatih demeye de alıştım.

Sete ilk girdiğim an aşık oldum. Onun o karmaşasına, bazen kaosa dönüşen ortamına, bağırtısına patırtısına, herkesin nefret edeceği her şeyine aşık oldum. İlerde beni yoracağını bildiğim halde, celladına aşık olan bir kurban gibi, göz göre göre aşık oldum. İlk sahneyi çekmeye başladığımız andan itibaren alıştım kamera oyunculuğuna. İlk zamanlar sürekli yorum bekliyordum Fatih'ten, sürekli oldu demesini istiyordum. Ama zamanla alıştım, kendime güvenmeye başladım. Ceren olurken (oynadığım karakter) Zeynep'i tamamen unutuyorum, o oluyorum sanki. Ben oyunculuğu aktif olarak yaparsam sadece replikleri okuyan bir spiker gibi olmaktan korkuyordum. Ağlama numarası yapan bir Zeynep olarak o karakteri oynamaya çalışmak en büyük korkumdu.

Ama Fatih motor dediğinde birden Ceren oldum. 

İlk sahneyi oynadıktan sonra dönüp ilk baktığım insan tabi ki Fatih oldu. Gözlerinde görmeye çok alışık olmadığım bir pırıltı gördüm.

Benimle gurur duyduğunu hissettim.

Ama hislerimin Fatih tarafından söze dökülmesi dün oldu.

Beni okuldaki odasına çağırdı. Karşısına oturtturdu, çay ikram etti. Sonra söze girdi.

-Zeynep. Ben seni seve isteye role seçtim.

İlk önce korktum. Panikle sözünü kestim.

-Hocam, sizi hayal kırıklığına mı uğrattım?

Gülümsedi.

-Hayır, hayır tam tersine. Ben seni severek seçmeme rağmen bu kadar büyük bir performans beklemiyordum. Karakteri yorumlayışın harika. Rolü minimal oynayışın mükemmel. Hiç küçük oynadığını hissettirmeden küçük oynamak zordur. Sen bunu başarıyorsun.

Allahım duyduklarım nedir böyle, ben yetenekli falan mıyım acaba, valla yetenekli çıkacak gibiyim ben.

-Teşekkür ederim hocam, çok sağolun. Okulda olduğumuz için hocam demek istedim.

Fatih gülümsedi.

-Evet iyi ettin, çünkü hocan olarak konuşacağım şimdi seninle. Zeynep ben senin filmden sonra harcanmanı istemiyorum. Sana teklifler gelirse seni tutamam. Ama ben eğitimini bir an önce bitirmeni istiyorum. Ve senin için Londra'da iletişimde olduğumuz bir okulla görüşeceğim, sana uygun olduğunu düşündüğüm metod oyunculuğu geleneğinden bir okul. Notlarını, performansını, her şeyini göndereceğim onlara. Hatta yine onların bursuyla yazdan gidip dil kursuyla başlaman için de başvuruda bulunacağım.

İnanamadım. Bir insan ne kadar mutlu olabilirdi en fazla? Ya da ne kadar şanslı?

Ya da ne kadar torpilli? Torpilli miyim ben ya, ne Londra'sı?

-Çok teşekkür ederim hocam. Ama nasıl olur bilmem ki...

-Zeynep eğer her şey yolunda giderse böyle bir fırsat kaçmaz. Lütfen gidemem deme, oldurmaya çalış.

Düşünceli bir şekilde başımı salladım.


***


Böyle bir haberi Zeynep en çok kiminle paylaşmak ister?

En çok kimin kokusunu özledi Zeynep?

Kime Ne?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin