3 - Gün 3

3K 205 53
                                    

Ömür'le tam olarak sevgili olmayı henüz beceremesek de, metroseksüel yarim sürekli beni oyunlara getirse de şöyle bir gerçek var; ben iki haftadır bulutların üstünde geziyorum.

Yani Ömür'e açıldığımdan beri.

Öpüşüp koklaşıp ilişkimizi "erotik" boyutlara taşıyamamış olsak da, diğer 'birbirini beğenip çıkmaya başlayan çiftler'den bir farkımız var. Biz birbirimizi çok iyi tanıyoruz. 

Ve en önemlisi; bizim aramızda sevgiden, aşktan yana şüphe yok. Ömür adından iyi biliyor benim ondan başkasını asla sevemeyeceğimi.

Evet daha önce sevdim. Hep eklediğim gibi, belki de sevdim sandım, her neyse. Ama artık gerçeği buldum. Ömür pembe bir aşk masalı değil, gerçek.

Dünyaya karşı her zaman yanımda, arkamda olduğunu bilirim ama teke tekte asla tekin değildir.

Yolda birinin bana saldırdığını görse gözü döner, bana hakaret eden bir hoca olsa hiç düşünmez dünyayı dar eder ama baş başayken beni kendi yerden yere vurabilir.

Hem de ne sözleriyle ne elleriyle.

Tek bir bakışıyla.

Muzur bir gülümsemesiyle.

Nefesini tenimde hissettirip dokunmamasıyla.

İşte bu son kısım, üzerinde çalıştığım kısım.

Son bir haftadır resmen Ömür'ü baştan çıkarmaya çalışıyorum.

İnat ettim, bana ilk dokunan o olacak. Üstüne atlayasım gelse de ilk adımı atan olmayı reddediyorum.

Madem oyun oynamak istedi, o oyunu benim kazanmam gerek.

Düşünüyorum da derslere bu kadar hırs yapsaydım okulu takdirle bitirmiştim. (Dipnot: Teşekkür dahi alamadım.)


***


Şu an baştan aşağı çamur kaplı bir şekilde, cehennemin diplerinde bir konumda, Ömür'le yan yanayız. Sağımdan doğru sinirle bana bakıyor. Ben ise bakışını görmüyormuşum gibi sola bakıyorum. Bu 'GÜN 3'.

Ufak bir flashback yapmak isterim.


GÜN 1

Ömür'ün oyununu bozma yolundaki ilk planım prensesler gibi masum olup yanına yanaşmaktı.

Annemin dolabını karıştırıp beyaz askılı, tüllü, çok zarif bir elbise buldum. Altına siyah sade babetler. Yüzüme beyaz pudrayı basıp üstüne hafif bir makyaj yaptım. Aradığım PAMUK PRENSES imajına kavuşunca montumu üstüme geçirip kapıya çıktım. İçeriden annemin sesi geldi.

-ZEYNEP, BU DOLABIMIN HALİ NE BENİM! ÇABUK BURAYA GEL!

Kapıyı hızla kapatıp evden çıktım.

Dona dona Ömür'ün evine yürüdüm, yolda da evde yalnız olmasını diledim.

Şimdi düşünüyorum da, habersiz gittiğim için en azından evde olmasını dilemek daha akıllıca olurmuş.

Ama BİNGO.

Kapıyı Ömür açtı. Gülümsedim. Ömür'se bana garip garip baktı.

-İçeri almayacak mısın?

-Gel gel.

Montumu çıkardım, Ömür daha da garip baktı.

-Zeynep o üstündeki ne? Dışarıda kar havası var sen bahar elbisesi mi giydin?

Kime Ne?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin