4 - Niye, Neden?

2.8K 198 18
                                    

Hayatın fazlaca iniş çıkışları var.

Çok mutlu olduğun bir an bir telefon gelip dedenin ölümünü haber verebilir.

Hayalini kurduğun, ulaşmak için çabaladığın işin görüşmesine giderken trafik kazasında ölebilirsin.

Hayatının sonu yazılmadan, hayallerine ulaşmadan, final yapamadan yayından kaldırılan diziler gibi öksüz kalabilir hikayen.

Hani bazı diziler, filmler sevilir ya 'hayatın içinden' diye. İşte ben onları sevmem. Ben zaten hayatın ta kendisiyim, kendisiyiz, izlediklerimin onun içinden olmasına ihtiyacım yok.

Komedi diye oturduğum şeyin başından ağlayarak kalkmak istemem.

Dramda gözyaşlarıma kahkahalarım falan karışsın istemem.

O yüzden rahatsız ortamlardan hemen çıkmak, acı gerçeklerden koşarak kaçmak isterim.

Ömür'ün benim çamurlu yüzümü öptüğü an, o hisler, o mutluluk mantar bir panoya raptiyelensin, hayat orda asılı kalsın çok isterdim.

Ama tabi ki kalmadı.

Normal hayatlarımıza geri döndük.

İki gün sonra da gözlerimi bir hastanenin acilinde açtım. Önce her şey buğuluydu, sonra yavaşça netleşti. Florasan ışıkları gözlerimi, o nahoş hastane kokusu da burnumu rahatsız etti. Bütün duyularım acı çekerken Ömür'ün alnıma uzanan elini gördüm. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Gözleri yaşlıydı.

-İyi misin bir tanem?



3 Saat Önce

Salı.

Dükkanı kapatma sırası bende. Tarık abi ben ya da Esin tek başımıza akşama kalırsak, geçe kalmamıza kızdığından 8'de kafeyi kapatmaya giriştim. Dükkandaki son müşteri de çıkınca kapalı yazısını taktım ve sandalyeleri masalara yerleştirmeye başladım.

Kapıyı kilitlemedim, niye kilitlemedim, neden kilitlemedim?

Bu soruyu ilerde kendime çok soracağım ama o an atladım.

Sonra içeri Uğur girdi.

İşte gerisi hayal meyal.

Önce benimle konuştu.

Neden böyle yapıyorsun der gibi konuştum onunla, ben onun iyi biri olduğunu düşündüğümü söyledim ama dinlemedi.

Sonra fiziksel saldırıya geçti, öpmeye sarılmaya çalıştı.

Vurdum. Elime geçirdiğim bir şeyle kafasına vurdum.

Bağırdım ama sokaktan geçen yoktu.

Aldığı darbeyle kafası kanadı, o da bana tokat attı.

Yere düştüm, dişimin önü biraz kırılıp dudağıma saplanarak dudağımı patlattı.

O an bayılacak gibi hissettim. Ama kendimi topladım. Sandalyeyi kaldırıp Uğur'un sırtına vurdum.

Koşarak kafeden çıktım, ilerde yolda yürüyen bir amca gördüğümü hatırlıyorum.

Önüne gittim, ama konuşamadım. Kabuslardaki gibi, açıklamaya çalıştım, ama sesim çıkmadı.

Sonrasını hatırlamıyorum.


***


Kime Ne?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin