Babam orada sığınan insanlara kurduğumuz güvenli bölgeyi, yaşadığımız olayları teker teker anlattı. En son ekleyerek:
-Biz anlattık. İsterseniz bize katılın? Ama sizde başınızdan geçenleri anlatmalısınız. Öğretmen:
-Salgın günü her şey normaldi, daha sonra yemek saatinde herkes aşağı indi ve yemeklerini yemek için masaya oturdu. Fakat yemekhanedeki aşçımız garip garip hareketler yaparak çocukların üzerine yürümeye başladı. Çocuklar her bir tarafa koşturdular. Ben ve birkaç öğretmen arkadaşım tutmak için aşçımıza ilerledik. Fakat aşçımız bir öğretmen arkadaşımıza saldırdı, ona ciddi hasarlar vermeye başladığında olayın ciddiyetini anladık. Her yer kan olmuştu ve alabildiğim kadar öğrencimi alıp buraya saklandım. Duraksayarak devam etti:
-Size katılmayı çok isteriz. Fakat tüm öğrencilerimi kabul ederseniz.
-Tabi ki kabul ederiz. İsminiz neydi?
-Müge.
-Peki Müge hanım. Zaten biz, kendimizi tanıttık. Müge hanım, sizce başka yerlerde saklananlar var mıdır?
-Sanmam ama bana kalırsa bakmalıyız.
-O zaman herkes toplansın. Müge hanım siz öğrencilerinizle burada kalın, biz her yeri kontrol ettikten sonra buraya geri döneceğiz.
-Peki Anıl bey. Zafer amcanın torunu Masal:
-Dede Asya sizle geliyor. Bende geleyim. Biz aynı yaştayız.
-Bak Masal, Asya tecrübeli bu konuda. O hep dışardaydı. Ayrıca Yay kullanmayı biliyor. Sen arkadaşlarınla burada kalmalısın.
Hep beraber oradan çıktık.
Birkaç oda ve yemekhaneye baktıktan sonra geri bizimkilerin yanına çıktık ve onları da alarak oradan ayrıldık.
