Bir süre herkes sessizce salonda oturdu. Bana bakıyorlardı. Daha fazla dayanamayarak:
-Nur abla annem nerede?
Nur abla sessiz kaldı ve başını öne eğdi. Sesimi daha net ve gür çıkarmaya çalışarak:
-Nur abla annem nerede? Nur abla utana sıkıla:
-Sizin kaybolduğunuzda annen bu saate kadar feryadı kopardı nerede kaldılar diye. Sonra sizi aramaya çıkmak için ısrar etti. Bende yalnız kalmasın diye çocukları buraya bırakıp onun peşinden gittim. Yutkundu.
Tabi Maya durmadı... O da peşimizden geldi. Annen köşeden döndüğü sırada onu ve Mayayı... Yine durakladı. Zaten bende daha fazlasını duymaya hazır değildim. Sessizlikten faydalanıp, işini kolaylaştırmak istercesine:
-Tamam sus... Yeter.Sesim çatlak çıkmıştı. Boğazımda bir düğüm vardı. Nefes alamıyordum...
Herkes gözümün içine bakıyordu.
Zeynep abla, Müge hoca, çocuklar herkes ağlıyordu. Nur abla sağlam duruyordu. Ama o da zar zor nefes alıyordu. Bunu hissediyordum.
Bana sarılmak için ayaklandığı sırada elimle durmasını işaret ederek gözümdeki yaşı sildim.
Nur abla ve diğer herkes hala çok sessizdi.
Yavaşça sandalyemden kalktım.
Sendeleyerek banyoya ilerledim.
Artık daha da güçlü olmak zorundaydım.