-Bu kadar yeter, ağlamayı ve sarılmayı kesin. Dedem hem gururlu hem de mutlu bir şekilde kapıda bizi izliyordu.
-Asya nasıl hayatta kaldın?Volkan abi'nin bu sorusu karşısında her şeyi anlattım. Sadece Enes abiyi araya katmadım. Volkan abi:
-Yani sen evden bizi bulmaya geldin öyle mi?
-Evet. Nur abla zar zor bıraktı ama... Sözüme devam edemedim. Babam alaycı bir ses tonuyla:
-Annen izin verdi, Nur abla zor bıraktı öyle mi?Annem... İşte her şeyi anlatmanın sırası gelmişti.
Tam söze gireceğim sırada babam lafa atladı:-Maya ne yaptı? Beni göremeyince ağlamıştır.
Lafım boğazımda düğümlenmişti. Gözlerim yaşardı. Boğazımda o klasik yumru oluştu...
-Baba? Sesimin titrememesine özen göstersem de becerememiştim.
-Efendim.
-Sana bir şey söylemem lazım. Babam merakla:
-Söyle. Dedi. Gözlerimin dolmasına engel olamayarak:
-Baba annem ve Maya... Devam edememiştim. Zaten onlar da her şeyi anlamışlardı. Sessizliğe dayanamayarak devam ettim:
Kaybolduğumuz gün annem bir süre sonra dışarı çıkmış. Nur abla arkasından koşuyormuş. Maya da. Annem köşeden dönerken bir sürü annemi ve Maya'yı aralarına çekmiş...Babamın ağladığını görebiliyordum ama çok sessizdi. Bana odaklanmış sadece ağlıyordu. Anlattıklarımı duymuyor gibiydi.
Volkan abi ise tepkisizdi. Dedem duygularını belli edercesine sesli bir şekilde ağlıyordu. Az sonra babam şoktan kurtulmuşçasına:-Hayır...Hayır...Hayır...