Masal'la beraber baya bir yol almıştık. Masal durarak:
-Asya yoruldum. Dedi. Aslında haklıydı, baya yürümüştük.
-Ben de ama daha hava kararmadı. Aramaya devam etmeliyiz.
-Ya ben yoruldum ama... Sinirli bir şekilde:
-O zaman gelmeseydin.Lafımı söyledikten sonra hızla koşmaya başlamıştım.
O da koşuyordu. Kısa bir süre sonra yine durdu ve:-Asya.
-Ne var?
-Ben üşüdüm.
-Yapabileceğim bir şey yok.
-Ya sen nasıl üşümüyorsun? Aynı giyindik.Cidden aynı giyinmiştik.
Cevap vermeden hızla devam ettim.
Yavaş yavaş hava kararmaya başlamıştı. Masal sessizliği bozarak:-Ne yapacağız? Diye sordu. Bende karşımdaki müstakil evi göstererek:
-Şu eve girip geceyi orda geçireceğiz.
-Sonra?
-Yarın hava aydınlanınca yine aramaya çıkacağız.
-Tamam.Asya ile evin kapısını tıklamıştık. Tam da düşündüğüm gibi içerde kimse yoktu. Masal:
-İçerde kimse yok. Dedi. Ona katılırcasına başımı sallayarak:
-Bence de. Tetikte ol.
-Tamam. Nur abla bana silah verdi. Şaşkınca suratına bakarak:
-Kullanmayı biliyor musun? Diye sordum. Kendine güvensiz bir şekilde:
-Biraz. Ama yay kullanmak istiyorum.
-Sana bir ara öğretirim.Masal'ın burda olması iyi hissettiriyordu. Düşünüyorum da şu an burda tek olmak istemezdim. Aynı zamanda babamı kurtarmak için burdaydı. Ona kötü davranmak gibi bir lüksüm yok.
Evi tamamen aramamız bitince kendimizi koltuğa atmıştık. Masal:-Aç mısın? Diye sordu.
-Hayır. Sen?
-O zaman bende yemem.
-Elimizdekileri her ihtimale karşı idareli kullanmalıyız. Yarın sabah tekrar yola çıkmadan yeriz.Kendimize birer koltuk seçip uykuya dalmıştık.