Hızla, farkettiğim büyük ağaca tırmanmaya başladım.
Birkaçı ağaca tırmanıyordu. Bir yerlerden duyduğum bir söz anında aklıma geldi."Beyinlerinin bir kısmı hala çalışıyor".
Bu sözü kimin söylediğini bulamıyordum.
Tek bildiğim şey beyinlerinin sadece bir kısmı çalıştığıydı. Bu da onların yeterince zeki olmadıkları anlamına geliyordu. Bu sefer ağaca zikzaklar çizerek tırmanmaya başladım.
Arkamdan gelenlerin bir kaçı anlık şaşkınlığa uğradı ve tırmanmaya devam edemedi.
Zaten beş dakika sonra kafasına yediği okla yeri boyladı.
Diğerleri de açlık ve istekle bana bakıyordu.
Tırmandığım ağacın dalı rüzgardan bir binanın camına çarpıyordu.
İçerde zombi var mıdır acaba diye düşünüyordum.
Sonra aklıma parlak bir fikir geldi. Eğer içerde zombi olsa ağacın cama çarpma sesine kesin gelirdi.
Ve dirseğimle cama hızlıca vurdum. Cam büyük bir sesle tuz buz oldu.
Hızla kendimi içeri attım.
Hala tetikteydim.
Yavaşça içeri doğru ilerlemeye başladım.
Kimse var mı?
Kimse yoktu. İçeri ilerledim ve oklarımı çıkarıp saymaya başladım.
Hala yeterince okum vardı. Zaten attığım tüm oklarımı geri alıyordum. Silah gibi olmadığı için avantajlıydı.
Ve belimdeki silaha baktım.
Kurşunu hala vardı.
Sessizce kapıya doğru ilerledim ve o sırada içeriden, yatak odasından bir ses geldi.-Asya sen misin?
Bu tanıdık bir sesti. Kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtım. Karşımda duran kişiyi gördüğümde şok oldum...