Merhaba herkese. Haftasonu dersanem çok yoğun (ygs kursu) olduğundan şimdi yazdım ve paylaşayım dedim. Yorum ve vote istiyorum lütfen. İyi okumalar :) Her şey için teşekkürler.
Arabada gene müziklere elimi atıyordum ki Denizin “Sakın” diye uyarısıyla geri çekildim ve dışarıyı izlemeye başladım. Şarkıya eşlik etmesinden başka sesi çıkmamıştı. İtiraf ediyorum ki şarkıya eşlik etmesi harikaydı. Saçmalamıyorum, bu harikaydı, onunla aynı arabada olmak, onu kokusunu hep hissetmek. En muhteşem olan şeyde hep aldığım kokusunun hep ve her seferinde bana heyecan ve mutluluk vermesiydi. İşte aşk buydu bence.
Okula vardığımızda arabadan inip okula doğu yürümeye başladık. Daha ne kadar konuşmamaya devam edecektik ki. Ayrıca neden konuşmuyorduk onu da anlamış değildim.
“Sıkıldım” demesiyle durup ona döndüm. Gülümseyerek “Bu işkencenin ne zaman biteceğini düşünüyordum” dedim.
“Bu gün çıkışta ne yapıyor benim meleğim” dedi bana fazla yaklaşarak. Bu kalbimin hızlanmasına ve aniden geri çekilme istediğime sebep olmuştu. Sanki kalp çarpıntısından ölecek gibi olmuştum. Hiç bu kadar yakın olmamıştık ki. Ne yapmaya çalışıyor bu şapşal?
“Eve gideceğim ve sonraki planın kalanı Azra’da” derken geri çekilip tam solumuzda bulunan banka yöneltim.
Hiçbir tepki vermeden “Sonraki planın ne olduğunu öğrenebilir miyim acaba?” dediğinde banka oturup gülümseyerek “Bilseydim söylerdim” dedim.
Yanıma oturarak “Azranın gelmesini sabırsızlıkla bekliyorum” dedi. Gülümsedim ve arkama yaslanıp dün Azranın yaptığı gibi başımı arkaya attım ve gökyüzüne bakmaya başladım. Deniz yanımdaydı ve her seferinde bunu kendime söyleyip mutluluğuma mutluluk katıyordum.
“Ne o sende mi âşık oldun?” diyerek Azranın yanımıza oturmasına sadece gülümseyebildim. Çünkü sözü Deniz devralmıştı. “O zaten çoktan âşık olmuştu dostum, bunu söylemek için geç kaldın” dediğinde Azra gülmeye Denizde bana bakarak gülümsemeye başladı.
Gözlerimi devirip “Ben derse gidiyorum” dedim ve ayağa kalktım. Daha ilerlemeden Azranın beni durdurup “Aksam saat 7’de her zamanki kafede melek” dedi ve önümden geçip kendi binasına doğru ilerledi.
Denize dönüp “Yarın görüşürüz” deyip yürüyordum ki durdurup “ Akşamki planla ilgili bilgi verecek misin artık?” dedi merakla. Merak etmesi güzel bir şeydi değil mi? “Lise arkadaşlarıyla bir kahve sözü. Daha okullar açılmadan önceden belliydi, tarih yeni kesinleşti” dediğimde “Kaçta biterse seni gelip alırım” dedi hemen.
“Saçmalamayı kesip dersine gider misin? Ya da dersin yoksa arkadaşlarına?” dedim sitemle ve okula doğru yürüdüm. Bir şey dememişti ama demeyecek anlamına gelmiyordu bu. Hatta sonra konuşacağız anlamına geliyordu eminim. 3 ayda onu aslında tam olarak tanımışım. Ama işte gidince tanıyamadığıma kendimi o kadar inandırmıştım ki.
--
Evden tam çıkarken telefonumun çalmasıyla çantanın içinde onu arama çabası içerisine girdim. Bir yandan ayakkabımı giyiyor bir yandan telefonumu arıyordum ki telefonun yere düşüp kapanmasıyla neye uğradığımı şaşırdım. Telefonu da elime alıp aşağıda indiğimde kapıda kaşları çatık bekleyen Egeyi gördüm. Lisede de bekletilmekten hoşlanmazdı.
“Selam” dedim gülümseyerek.
“Gidiyordum cidden” dediğinde gülerek “Beni bırakmayı düşündüğüne inanamıyorum” deyip arabaya doğru ilerledim. “Herhalde kızım, sevgilin miyiz bekleyeceğim? Neredesin Deniz?” diye i’yi uzatarak bağırdı ve kahkaha attı. Egeyi özlemişim. Önce yanına gidip ona sarıldım ve ardından arabaya bindim.
Yolda yeni okullarımızdan konuştuk ve gerçekten bir an liseye dönmek istesem de şuan Denizin olduğunu hatırlayıp vazgeçtim. Sonuçta onlar bugünde vardı ama Deniz…
Kafeden içeri girdiğimizde herkesin aynı olduğunu fark ettim. Gülümseyerek masaya oturduk ve bizi fark etmelerini bekledik. Hararetli ve karmaşık bir sohbet vardı masada ve bizi fark etmeleri Zeynep’in çığlığıyla oldu. Onu üniversite sınavından sonra bir daha görmemiştim. Telefonda birkaç kez konuşmuştuk ama bir daha görememiştim. Diğerleriyle buluşmuştuk ama o hep yazlığındaydı. Ben de sadece buluşmalar için gelmiştim gerçi. Hepsini o kadar özlemiştim ki…
--
Saate bakmak için telefonumu elime aldığımda kapalı olduğunu fark ettim. Kahretsin ya. Ya Deniz aradıysa? Telefonumu hızla açtım ve cevapsız aramayı gördüm. Telefonum düşerken arayan Deniz’miş. Büyük bir pişmanlıkla of çektim ve kafamı masaya koydum. Bu olmamalıydı. Birkaç derin nefes alıp gözyaşlarımı geri yolladım. Hiçbir sorun yok. Hiçbir şey olmayacak.
Telefonu kulağıma götürdükten sonra sakin olmaya çalıştım. Telefon açıldıktan sonra bir süre ses gelmedi. Ardından “Nerdesin gelip alayım” dedi sakin çıkarmaya çalıştığı sesiyle. “Tamam, adresi mesajla yollarım” dediğimde telefonu yüzüme kapattı. Gözyaşlarım yanağımdan süzülmeden kendimi masadan uzaklaştırdım ve arkamdan şaşkınlıkla bakan gözlere hiçbir şey söyleyemedim. Kasadaki adamdan tam adres aldıktan sonra mesajla yolladım ve lavaboya ilerledim.
Yüzümü tekrardan yıkadıktan sonra artık geri dönmem gerektiğini kendime hatırlatarak derin nefesler aldım. Sanki böyle olduğundan bir daha gidecek ve bir daha hiç gelmeyecekmiş gibi hissediyordum ve bu berbattı. Son bir derin nefes ile kapıyı açtım ve masaya ilerledim.
Masaya geldiğimde Deniz gelmiş diğerleriyle sohbet ediyordu. Beni görünce gülümseyerek “Şimdi bakmaya gelecektim” dedi ve ayaklandı. “Biz artık gidelim geç oldu. Sizlerle tanıştığıma sevindim. Görüşmek üzere” dedi ve benim konuşmama fırsat vermeden kolumdan tutarak ilerledi.
“O telefon neden kapalıydı Ela?” dedi arabaya bindiğimizde.
“Yemin ederim düşürmüştüm ve o kapanmıştı. Sonra da açmayı unutmuşum. Özür dilerim” dediğimde “Sana inanamıyorum, arayacağım belliydi Ela ve senin hiç umurunda olmadı öyle mi? Çok güzel” dedi ve daha da konuşmadı. Birkaç girişimde bulunsam da konuşmayınca susup dışarıya bakmak kaldı banada. Böyle olması istemezdim. Ben bir daha gitmesini istemiyorum. Gözyaşlarımı akmaması için zorladım ama maalesef çok da başarılı olamıyordum. Ben nasıl bu kadar sorumsuz olabildim ki? Daha dikkatli olmam gerekirdi. Bana böyle davranması…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayallerim Kadar Büyük
RomanceAlnımdakinin sen olduğuna o kadar eminim ki; başkalarını umursamıyorum. Sensin işte… Kaderim de sensin… Ben senim... Beni sen yönlendiriyorsun... <3