HKB_20

940 35 6
                                    

Merhaba herkese tekrardan :) Beklettigim icin uzgunum ve kisa oldu biraz. Ama sehir disindayim ve bilgisayara anca oturabildim. Umarim begenirsiniz :) Iyi okumalar.. Yorum ve vote lutfeen :)

Gözlerimi açtığımda mutlulukla yataktan fırladım ve banyoya yöneldim. Aslının annesi öleli nerdeyse iki ay oluyordu ve okulların şubat tatiline girmesine bir hafta kalmıştı. Deniz annemlere topluca yazlığa gitmeyi teklif ettiğinde ben hariç tüm herkes mutluluktan havalara uçmuştu. Benim ise tereddütlerim vardı.

Elimdeki telefona uzun sure baktıktan sonra arama tuşuna bastım. Heyecanla açmasını beklerken her zamanki gibi karnımda kelebekçikler uçuşmuştu. Elimi karnıma bastırıp iki büklüm olduğum anda o güzel sesiyle telefonu açtı ve "Meleğim?" dedi. Gülümsemem yüzüme yayılırken kalp atışlarım hızlandı. Aylardır, yok hayır, yıllardır hep onun yanında böyle oluyordum. Üstelik yanında değilim sadece sesini duyuyorum.

"Ne haber?" diye zorlukla konuştuğumda derin bir nefes duydum. İç çekiş mi yoksa başka bir şey mi bilmiyorum.

"Sesini özlemişim" dediğinde şuan benden bir farkı olmadığını anladım. Yok hayır yada benden bir farkı var, o asla karnına eğilerek bastırıp iki büklüm olmaz ama değil mi?

"Bende beni özlediğini düşünmüştüm" dediğimde bir kahkaha attı. Alaycı gibiydi ama ben onun kahkahasıyla kendimi tutmaya çalıştığım için sadece kıkırdadım.

"Ne kadara hazır olursun?" dediğinde üzüldüğümü hissettim. Bir şeyler demesini bekliyordum. Karnımdaki kelebekler beni terk etmese de yanına böceklerin geldiğini hissetmiştim.

"Bugün evde kalacağım" dediğimde karşı tarafta bir sessizlik oldu.

"Ah seni özlediğimi sende söyledin meleğim" dediğinde ne kadar aptal olduğumu fark ettim. Orda ne demek istediğini algılayamayacak kadar saflaşmışım.

Bozuntuya vermemek için "Gerçekten evde kalsam" dedim istemeyerek. Aptal Ela!

"Nereye istersen gideriz?" dediğinde kendimi tutamayarak "Cidden mi?" dedim. Deniz kıkırdarken yaptığımı fark edip sustum.

"Ben sana hiç yalan söyler miyim?" dediğinde bir sessizlik hakim oldu. İlk yalanında beni terk etmis olması hep bunu hatırlayıp aramızda sorun olmasını istemiyordum. Artık üzülmek ve düşünmek istemiyordum.

"Yarim saate kapıda ol, yoksa asla gelmem" dedim ve konuşmasına izin vermeden yüzüne kapattım.

Dolabın önünde nereye gideceğimizi düşünürken bizim kafemize gitmeye karar verdim. Artik hicbir seye takılı kalmayacağıma kendime söz vermiştim ve Deniz benimleydi. Gitmeyecekti.

Gülümseyerek dolaptan giyeceklerimi çıkardım. Yatağın altındaki kutuyu çektikten sonra derin bir nefes alarak içini açtım. Denizden kalan şeyler gibi bir seydi. İçini kurcalayıp çarşıdayken aldığı bilekliği buldum. Bunu kolumdan hiç çıkarmamıştım. Annemin zorlamasıyla bir yıl oldu sanırım. Deniz geri dönmeden bir sure önce. Kutuyu kapatıp yerine koyduktan sonra hazır olduğumu fark ettim. Saate baktığımda yarim saat olmak üzereydi.

Apartman kapısını açtığımda Denizle yüz yüze geldim. Bir adim geri atarak durduğumda gülümsedi ve "Malum aşağıya inemezseniz diye prenses hazretleri taşımaya gelmiştim" dedi.

Beni bir anda kucağına aldığında gülmeye başladım. Arabanın yanına geldiğimizde beni indirdi ve bilekliğimin olduğu elimi tutup öptü.

Bilekliğimi görünce gülümsemesi yüzüne biraz daha yayıldı. Elimi hızla çekip arkama dönerken beni durdurdu ve yaklaşıp alnıma dudaklarını bastırdı. Nefes almayı bırakmış olduğumu fark edip geri almaya çalıştığım sırada geri çekilip teşekkür etti. Benden bir tepki alamayınca arabanın kapısını açtı ve binmemi bekledi.

İlerleyip tam önünde durdum ve yüzünü incelemeye başladım. Aniden sarılınca biraz geriye doğru gitse de toparlayıp ellerini belime doladı. Başımı omzuna yaslayıp nefes almaya çalışırken kalbim çıkacak gibi atıyordu.

Arabaya bindiğimizde bile hala konuşmamıştık. Konuşmaya cesaretimiz olmadığından nereye gideceğimizi de bilmiyorduk. Arabayı çalıştırmamıştı bile. En sonunda ben sikilip ona doğru donduğum anda zaten beni izlediğini fark edip gülümsedim.

"Ne zaman pes edeceksin diye merak ediyordum" dediğinde gülümsemem biraz daha yüzüme yayıldı.

"Ne yapmak istiyorsunuz melek?" dediğinde içimin gene tuhaf olmasını aldırmadan "Bilmiyorum ki" dedim.

"Ben biliyorum o zaman" dedi ve arabayı çalıştırdı.

Son günlerde utanmadan yaptığım şeyi yapmak için yan oturduğumda gülümseyerek gözlerime doğru dondu.

"Dikkatimi dağıtıyorsun meleğim, ama gene de çok hoşuma gidiyor" deyip önüne döndüğünde onu izlemeye devam ettim. Sanırım biraz yol kat ediyordum. Çünkü bunu ilk gün de söylemişti ve utanıp önüme dönmüştüm. İkinci, üçüncü ve sonraki günlerde giderek azalmıştı ve artik iplemiyordum bile. Dilediğim gibi davranıyordum. Üstelik neden bilmiyorum dediğimi bile bilmiyorken.

Hayallerim Kadar BüyükHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin