HKB_1

2.6K 80 3
                                    

Merhaba Arkadaşlar!

İlk defa birşeyler karalıyorum. Umarım begenilir :) İlgileriniz için teşekkür ederim. :)

  Bugün o gün oldu iste; seni gördüm. Büyümüşsün, değişmişsin; hem de çok… Gözlerime bir kere bile bakmadın… Ben sanki hiç tanımadığın biriymişim gibi…  Ah tabi aklımdan nasıl çıkarırım, ben kimim ki… Senden yasça küçük, kendine etrafındakiler kadar bakım yapmayan, utangaç, suskun HERHANGİ bir kız… Ailelerimizin yakın olmayan ama ara sıra görüşen aileler olması neyi değiştirir ki… 

  Ailen bize oturmaya geldiğinde gelmediğini biliyorum; annenin her seferinde genç işte... Arkadaşlarına takılıyor deyişlerini… Aslında burada bir kızımız var ama bizim kerata bizleri ve bizim etrafımızdakileri önemsemiyor diye ekleyişi… Ardından da kızım sende yalnız kaldın diye bana acıma durumlarına girmesi… Hepsini 5 yıldır her geldiklerinde tekrarlamasını ilk üçten sonra takmadığımı farkındayım. 4 yıl boyunca annenlerin geldiği günler sadece belki, belki sende gelmişsindir ümidiyle çıkardım odamdan… Son bir yıldır da çıkmıyorum bile… Hatta ilerleme var. Seni önemsememen gerektiği koydum aklıma… Unutmak zorundayım…

  Bugün zaten çıkmayacak olmanın verdiği rahatlıkla yatağımda oturmuş telefonda oyun oynarken annem gelip hadi ama kızım bak bu sefer oğulları da gelmiş demesi beni cidden şaşırmıştı. Ama telaş yapmamın saçma olduğunu düşünüp üstümü başımı fazla önemsemeden düzeltip mutfağa geçtim. Kahveleri yapmış olan annemden kahveleri alıp büyük bir sıkıntıyla içeri gittim. Seni gördüğüm an kalbim aynen öyle çarptı; 5 yıl önceki gibi… Ama bu sefer ben de yüzüne bakmadım yandan baktıklarım hariç... Senin bana bakıp bakmadığını takip etmek istiyordum. Ayrıca geçen seferki hayranlık ifademden de sakındım.

  15 dakikadan fazla oturmaya dayanamayıp ah kusura bakmayın ama oğlunuzun da şanssızlığına vurun, beş yıl sonra geldi ama aranızda olamayacağım. Aşırı derecede basım ağrıyor, ilaç içip dinlenmek istiyorum, dedim. İşte o anda bana dondun ama gözlerine bakmıyordum ve eminim sende bakmıyordun… Sonra sana doğru hafif donup ama gözlerine bakmadan bir beş yıl sonra tekrar gelirsen görüşürüz. İyi akşamlar deyip odama yürüdüm.

  O an içimde farklı bir his vardı.  Çünkü gözlerime bakmasan da yüzüme bir kere de olda bakmıştın ve belki bir umut bir şeyler hissetmişsindir diyeydi. Ne kadar bir tarafım unutmak istese de diğeri hala sen… 

  Aradan iki hafta geçti. Evde ailecek takılıyoruz mantığıyla pijamalarımı giymiş yatağımın üstüne oturmuş son iki haftadır gözdem olan playstationıma sarmıştım. Ah pes falan oynamıyorum! Marioya benzer bir oyun işte…

  Okulların açılmasına iki hafta var ve üniversite heyecanı iki haftadır hiç aktif değil. Aslında şöyle bir bakarsak iki haftadır hiçbir şey hissetmiyor ve hiçbir şey düşünmüyorum. En azından önceden bir şeyler hissediyor ağlıyor gülüyordum. Şimdi ise yaptığım hiçbir şey içimden gelmiyor. Playstation oynuyor yemek yiyor sabah sporlarımı da ihmal etmeyerek uyuyorum… Küçük kız kardeşimin haftaya geri dönecek ve Playstation maceralarımın içine edecek olmasını bile umursamıyorum… Hâlbuki bu benim donum noktam olmalıydı. Ama bu iki hafta hayatımın en sıradan günleri oldu… İçimden hep onun yüzünü bir kez daha görme isteği vardı. Önceden onu her düşündüğümde gözlerim doluyordu. Ama içimde ayrı bir bıkkınlık var. Sanki senin yıllardır imkânsız olduğunu kabullenmek zorundayken seni yıllar sonra görünce kabullenmiş gibi oldum. Ağlamak istiyordum ama izin vermiyordum. Çünkü beni yıllardır fark etmeyen sen hiçbir zaman fark etmeyeceksin; bundan sonra bir daha görüşsek de…

  Bir an kapı sesi duyar gibi oldum. Ama umursamadım. Aradan beş dakika sonra kapım tıklandı. Bende şaşırmış bir şekilde kapıya doğru ilerlerken “Vay anne sen ne zamandır kapımı tıklatırdın ya” dedim ve şak diye kapıyı açtım. Elimde oyun koluyla sok olmuştum. Sanırım bakışlarımdan söyleme gereksinimi duymuş ki gülümsemeyle birlikte “aile dostumuza geldik ve onun kızının yanına gelmek suç mu” dedi ve içeriye girdi. Onu umursamamayı aklıma bu kadar koymuşken bozmak niyetinde değildim. Kapıyı kapatıp suç diyerek yerime oturup oyuna devam ettim.

  Karşısında oynayamadığım gerçeğini hiçbir zaman unutamam. Gözlerini hiç oyuna döndürmeden bana bakıyordu. İşte bu benim oyunuma engeldi. Artık sinir olmaya başlamıştım. Aynı zamanda düştüğümde benim sinir oluşlarımı görerek gülüyordun. Patlamak üzereyken annesinin gideceklerini haber vermek için seslendiğini duydum ve tabi oda. Hiç kıpırdamadım sadece oyunu durdurmuştum. Yerinden kalkıp bana yaklaşıp “tekrar görüşeceğiz bayan ukala” dedi ve cevabımı veremeden gitti… Ama şuan yüzümdeki aptal gülümsemeye engel olmalıyım. Oyunu kapatıp direk yatağıma girdim ve gözlerimi kapattım…

  Bütün gece yaşadığım hisleri asla tarif edemem. Bana tekrar görüşeceğiz derken gözlerine bakmıştım. Geldiğinden beri yüzüne bakmadığım çok gerçekti. Çünkü onun yüzüne gözlerine bakmak benim için bir ihtiyaçtı. Beni öyle bir hisse kaptırmıştı ki kurtulamıyordum. Onu önceden gördüğüm kilerden farkı onunda benim gözlerime bakıyor olmandı. Çok net ve etkileyici… Onu gerçekten çok seviyordum. Bunu kendime tekrar itiraf etmek benim için çok acı bir durum… Onu bir daha gördüğümde nasıl davranmam gerekiyor hiç bilmiyorum…

Hayallerim Kadar BüyükHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin