3.Bölüm

6.5K 310 29
                                    


Yorumlarınızı bekliyorum :) Keyifli okumalar :)


Eve girdiğimde kimse olmadığını fark ettim. Annem ve babam mağazadaydı. Ahh size söylemeyi unuttum ben. Abim İbrahim evli. Küçük şirin bir erkek çocuğu var, adı Mustafa. Abim babama mağazada yardım eder. Yengem Hülya, çok iyi ve güzel bir insandır. Abim diye söylemiyorum ama gerçekten yakışıklı biridir. Gerçi yengem Hülya'da güzel kadındı. Abim onu alana kadar dokuz doğurmuştu resmen.

Kapı zilinin çalmasıyla beraber, çıktığım merdiveni inmeye başladım. Kapıyı açtığımda "Mustafa?" diyerek küçük yiğenime sarıldım. Suratı asıktı. Kesin bir şey olmuştu yine, ayağa kalktım ve "Hadi girin yenge." deyip kapıyı ardına kadar açtım. Yengem sinirliydi. Mustafa bir şey yapmıştı kesin "Hoşgeldiniz" diyerek yengeme sarıldım.

"Ayy hoşbulduk İkra" diyerek sarılmama karşılık verdi. Yanımdan geçen Mustafa'nın saçlarını ellerimle karıştırdığımda, elimi iteleyerek "Saçlarımı bozmasana" dedi diğer yandan da küçük elleri ile saçlarını düzeltti. Yengemle kıkırdarken, oturma odasına geçip oturduk. Mustafa çoktan TV'yi açıp çizgi film izlemeye başlamıştı . Koltuklara oturduğumuzda "Hayırdır yenge" dedim.

Yengem feracesini çıkartıp kanepenin kenarına koyduktan sonra "Ya akşama size yemeğe geleceğiz diye anneni aradım. O da mağazada olduğunu senin de okulda olacağını söylemişti. Bende gelip yemek yapayım önden dedim, baktım ayakkabıların dışarıda zile bastım. Erken mi geldin?" ellerimi kucağımda birleştirerek "Evet, biraz başım ağrıdı. Annem bayılmamdan sonra çok korkar oldu. Haber vermedim ona" diyerek tereddütlü bir şekilde gülümsedim. Konuyu değiştirmek için "Ne iş?" deyip çenemle çizgi film izleyen Mustafa'yı gösterdim. Yengem elleri ile yakasını tutup silkerken, bıktım hareketini yapmıştı "Gel mutfağa geçelim orada konuşuruz" dedi gülümseyerek.

Ayağa kalkıp mutfağa doğru yürürken, tekrar Mustafa'nın saçlarını karıştırım. Mustafa bana ters bakışlar atarak "Ya hala ya" diye söylenerek saçlarını düzeltti. Gülümseyerek mutfağa girdiğimde "Ne oldu yine?" dedim.

"Ya İkra ne yapacağız biz bu çocukla? Anasınıfında kızları sıkıştırıp öpmeye çalışıyormuş" yine aynı konuydu demek. Tahmin etmiştim aslında. Yengemin sırtını okşayarak "Yenge çocuk o, büyüdükçe akıllanır" dedim destek olamaya çalışarak "Beş yaşında İkra, daha ne kadar büyüyecek. Aklının herşeye erdiği yaşta şuan" sıkıntılı bir şekilde nefes aldı.

"Eee? Psikolok ne diyor?" dedim temkinli bir şekilde "Normal diyor, zamanla geçer diyor." diyerek gözlerini devirdi.

Sırıttım "Yenge ya, annem ne dedi sana? İbrahim'de küçükken öyleydi demişti. Unuttun mu?" buzdolabına yönelerek, akşam yemeği için malzemeleri çıkarmaya başladım.

Yengem kollarını yukarıya doğru kıvırırken "Ne bilim İkra ya.... İnsan korkuyor çocuğum sonuçta." domatesleri alıp yıkamaya başladı. Yıkadığı domatesleri bende soymaya başladım. Yengem salatalıkları yıkamaya başladığında, telefonumun sesini duydum. Yengemle birbirimize baktık "Hayırdır inşallah." dedi yengem. Ellerimi yıkayıp, tam mutfaktan çıkarken Mustafa, elinde telefonum ile mutfağa girmişti "Anneannem arıyor." diyerek telefonu elime tuşturup, izlediği çizgi filmine kaldığı yerden devam etmek için hızla mutfaktan çıktı. Mustafa okumayı bir ay önce sökmüştü. Yaramaz olmasının yanında, çokta akıllı bir çocuktu.

"Annem" telefonu açıp kulağıma getirdim.

"İkra evde misin?" tereddütlü bir şekilde "Evet yeni geldim sayılır." annem derince bir nefes alıp verdi "Kızım akşama misafirimiz var. Yangen geldi mi?" soluk soluğa konuşmuştu annem "Evet geldi. Yanımda." deyip yengeme baktım. Yengem büyük bir dikkatle bana bakıyordu "Heh iyi bari. İki misafirimiz gelecek ona göre yemek yaparsınız" dedi annem hızlıca "Tamam anne sen merak etme. Hadi Allah'a emanet ol" dedim gülümseyerek "Sende yavrum. Yorma kendini fazla" dediğinde "Tamam annem" diyerek telefonu kapattım.

İKRA -ASKIDA-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin