Selamun Aleyküm ☺️
Sonunda geldim. Koşturmaca içinde geçen bir ayım bitti. Bildiğiniz gibi nişanım vardı. 20 mayıs Cumartesi akşamı bunu da Allah'ın izni ile atlatmış bulunmaktayım. Biraz beklettim. Belki biraz kısa bir bölüm olmuş olabilir. Kafam o kadar çok yoğundu ki hala kendimi toparlamış sayılmam.
Bölümün tadını çıkarım hepinizi seviyorum. İyi ki vardınız 😍
Keyifli okumalar Allah'a emanet olun ❤️
************BERAT
Gecenin kör karanlığında beni uyku tutmamıştı. Zira yanımda ki muhteşem varlık o kadar güzel uyuyordu ki onu izlemekten kendimi alamamıştım.
İkram,
Naif, kırılgan, sevecen ve ne olursa olsun bir olaya her açıdan bakan adaletli bir insandı. Onunla zaman geçiren her erkeğin aşık olmaması mümkün değildi. Ürkek bakışı, korksa da korktuğu halde her şeye göğüs germesi beni o kadar çok etkiliyordu ki bazen Allah'a çok soruyordum.Onu bana verecek ne sevabı işledim ben? Diye.
Kızarmış yanaklarına birer öpücük bıraktığım da, göğüs kafesimin içine girecekmiş gibi daha çok sokuldu koynuma. Sıcak nefesi göğüs kafesime vurdukça yüreğimin en derinlerde yeşeren ve çiçek açan bir bitki örtüsü oluşuyordu. Onun bana huzur verişini hiç bir şeye değişmezdim.
Komedinin üzerinde ki telefonumun titremesiyle, kafamı oraya çevirdim. İkra kıpırdanınca ona dönüp baktım. Kaşlarını çatmıştı. Homurdanarak üzerimden kayıp yatağın kendine ait yerine geçti. Bu gülümsememe sebep olurken, telefonu elime aldım.
"Efendim"
"Kötü haberlerim var Berat"
"Selamun aleyküm Miraç bende iyiyim sen nasılsın?"
"Berat, haberlerim kötü diyorum" Miraç'ın sinirli sesi işlerin kötü olduğunu gösteriyordu.
"Berat" İkra'nın homurtulu sesiyle ona baktım.
Telefona doğru "Bekle bir dakika" diyerek yataktan kalktım. Küçük oda da gideceğim tek yer banyo idi. Banyoya girip İkra'yı göreceğim şekilde kapıyı aralık bıraktım.
"Seni dinliyorum" diye konuştuğum da "Amerika'dan haber geldi." Kalbim hızla atıyordu.
"Ne haberi ne bulmuşlar. Bak o adamı hapse tıkmak için elimizde sağlam belgeler olmalı"
"Sorun da bu zaten. İşlettiği barları, fuhuş evlerini, kaçırdığı kadınlar hepsinden temize çıkmış. Bağlantısını koparmış. Yani nasıl desem adamın bir tek bir kaç oteli kalmış" kaşlarım çatılmış Miraç'ın söylediklerine anlam vermeye çalışıyordum. Bunların olması imkansızı daha üç gün önce haber gelmişti bize.
"Bir saniye algılamaya çalışıyorum" diyerek konuştum.
"Barlarını devretmiş. Fuhuş evini kapatmış. Belgeler yok. Kaçırdığı kızlar desen daha dün ailelerinin yanındaymışlar. Polis sorgulamış, kızlar sadece tatildeydik diyorlar. Aileler de kızlarını onaylıyor. Görüştüğü bütün mafyalar ile iletişimini kesmiş. Uyuşturucu kaçakçıları öyle birini tanımadıklarını söylüyor." Miraç'ın her bir konuşmasında gözlerim kararıyor, bilincim gidip geliyordu adeta.
"Peki ya annesini öldürmesi?" Diye zorla konuştuğum da "Onunla ilgili de hiç bir şey bulamadık. Adam sanki yeni bir sayfa açmış gibi her şeyden sıyrılmış." Sıkıntıyla nefesimi dışarıya verdim.
"Hiç kimse günahlarından bu kadar kolay kurtulamaz." Yumruk yaptığım elimi aynaya sinirle geçirdim. İkra'ya baktığımda gözlerini açmıştı.
"Allah'a emanet ol" deyip Miraç'ın bir şey söylemesine fırsat vermeden telefonu kapatıp, cebime koydum.
Musluğu açıp, kanayan elimi yıkarken İkra banyoya girdi.
"Berat" uykulu gözler ile yüzüme baktı önce, ardından elimi görünce kocaman açtığı gözleri ile "Ne oldu eline" elini elime uzatırken, bileğini tuttum.
Göz göze geldiğimizde akmak üzere olan yaşlarını gördüm.
"İyiyim ben" dedim düz bir sesle.
"Benden bir şeyler saklıyorsun hala" ağlamaklı sesine dayanamayıp, bütün duvarlarımı indirdim. Ne kadar az şey bilirse o kadar çok güvende olur diye düşünsem de, onun istediği tek şey ikimizin yan yana olmasıydı.
"Gel anlatacağım" dediğim de başını olumlu şekilde aşağı yukarı salladı. Dolabın kapağını açıp, tentürdiyot ve sargı bezini eline aldı. Odaya girip yatağa oturduk. Elimi dizine koyarken her şeyi anlatmaya başladım. John'a suçlarından ve kaçak yaptığı her şey için mahkeme açacaktık fakat o bizden önce davranmıştı. Elimde bir kaç belge olsa da, adam o kadar sağlam adım atıyordu ki onu nasıl alt edeceğimi kara kara düşünür hale geldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKRA -ASKIDA-
ChickLit"Oku! Yaradan Rabbinin adı ile! O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku! İnsana bilmediklerini belleten, kalemle yazmayı öğreten Rabbin en büyük kerem sahibidir." (Alak,96:1-5) Oku! Yani İkra yazıyordu. Cümlenin tamamının altı bir kaç kere çizil...