30.BÖLÜM

3.8K 150 46
                                    

Herkese selamın aleyküm
Arkadaşlar biliyorsunuz 22 Nisan'da düğünüm var. Tarih yaklaştıkça her gün daha stresli oluyorum. Bu yüzden bölümler de geçilebilir. Umarım beklediğinize değer bir bölüm olmuştur.

Keyifli okumalar.

Beyaz tavanı incelemeye devam ettim. Gereksiz bir şekilde ihtişamlı avizenin temizliğinin nasıl yapıldığını merak ediyordum. Kaşlarımı çattım. Bu odaya ait değil gibi duran avize sinirlerimi bozmuştu. Doktorun içeriye girmesiyle, başımı açılan kapıya çevirdim. Elinde ki telefon ile masasına yürüdü. Sandalyesine yerleşip, sarı saçlarını geriye doğru attı.

"Kusura bakmayın. Bir hastamdı. Normalde cevap vermem fakat acil olduğu için..."

"Sorun yok" dedim sözünü keserek.

Önüme döndüm. Sehpanın üzerinde bulunan kahvemi elime aldım. Kuruyan dudaklarım kahve tadıyla canlanırken "İlaçlarını kullanıyorsun değil mi?" Doktora baktım. Başımı olumlu şekilde salladım. Kahve bardağımı sehpanın üzerine koydum.

"Bütün gün beni uyutmaya çalışıyorlar. Ben böyle bir şey istemiyorum"

"Sizi anlıyorum. Yaşadığınız travmalar bedeninize fazla geliyor artık. Beyniniz duygularınız yaşadıklarınızdan sonra bir nevi rahatlama durumuna geçmiş." Duraksadı. Nasıl anlatacağını düşünüyor gibiydi. Elinde ki kalemle not defterine bir şeyler yazdı.

"Yani demek istediğiniz şu olayları yaşarken, dayandım. Hislerimi körelttim ve beynim her şeyi yeni mi algılıyor. Yıpranma sürecim yeni dışa vuruyor" başını kaldırıp bana baktı. Gülümsedi. Sıcak bir gülümseme. Ben gülümseyemiyordum, sinirlerim bozuluyordu.

"Sürekli böyle sinirli olmak istemiyorum, sürekli bu ilaçlara da bağlı kalmak istemiyorum" tırnaklarıma bakmaya devam ederken "İlaçların dozlarını düşüreceğim. Kendini sakinleştirmek zorundasın. Sakinleşmek için hobiler dene. Puzzle yapabilirsin. Kurslara gidebilirsin. Bebeğinle ilgilen. Sen inançlı bir insansın İkra atlatacaksın" başımı olumlu şekilde salladım.

Ayağa kalktım. Ellerimi üzerime sürtüp tekrar odaya bakındım. Derin bir nefes alıp, çantamı koluma taktım.

"İyi günler"

"Bir sonra ki seansta görüşmek üzere" Bana uzattığı reçeteyi alırken, gülümsemeye çalıştım. Elimde ki kağıt ile odadan çıktım. Ferah koridorda sıra bekleyen insanlar ile göz teması kurmadan yürümeye başladım. Reçeteyi kaybetmemek için, çantamın fermuarını açıp, içine koydum. Başımı kaldırdığımda çıkış kapısında beni bekleyen Berat'ı gördüm.

Her ne kadar yaşadıklarımızı ona yükleyip, rahatlamak istesem de bunu yapamayacak kadar aklımı kaçırdığımı düşünmüyordum. Belki bütün sorunlarımdan kurtulmamın en iyi yolu her şeyi onun üzerine atmak olsa da, bunu yapamazdım. İçime kapanıyor, günden güne ondan uzaklaşıyordum. Her şeyin bir an da değişmesine şaşırıyordum. Kabullenemediğim duygularım ve beynim savaş halindeydiler. Her saniye her dakika ve şuan da olduğu gibi.

Merdivenleri inip, karşısına dikeldim "Burada ne arıyorsun?" Kaşlarımı çattım. O da kaşlarını çattı. Derin bir nefes aldı.

"Seni almaya geldim." Güldüm alaycı bir gülüştü. Benden bağımsız konmuştu dudaklarıma. Sabırlıydı. Bir aydır bana çok iyi sabrediyordu ve ben sabrını taşırmak için elimden geleni yapıyordum. Bilerek mi? Hayır. İsteyerek mi? Hayır. Beynimde kurulan cümleler kalbime ulaşmadan, dudaklarımdan dökülüyordu. Karşımda ki adamı kırıp, döküyordum. Ben ne kadar kırıldıysam, döküldüysem, parçalandıysam herkes aynı şeyi hissetsin istiyordum. Bencilce bir düşünceydi fakat istediğim buydu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 13, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İKRA -ASKIDA-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin