Umarım beğenirsiniz :) Keyifli okumalar :)
Allaha Emanet Olun :)
**************************************
Derinlerden gelen bir dazırtıyla zorlukla gözlerimi araladım. Göz kapaklarım açılmamak için benimle savaş veriyordu. Sol tarafımda hissettiğim ağırlık ile kafamı sol tarafa çevirdim. Önüme gelen saçlarım yüzünden, görüntüyü tam net görememiştim. Sağ elimle saçlarımı geriye atıp, manzaranın tadını çıkardım. Tekrar bir dazırtı duymam ile kafamı o tarafa çevirdim. Komedinin üzerinde duran telefonumun ekranı yanıyordu. Biri beni arıyordu ama kim?
Sabah namazından sonra birlikte odaya çıkmıştık. O kanepede yatmak ikimizi de felç etmişti. Hala belimin ağrıdığını hissediyordum. Belimde hissettiğim kolla birlikte başımı oraya çevirdim. Berat'ın bana sıkı sıkı sarıldığını şimdi fark ediyordum. Tişörtümün yarısı yukarıya kadar sıyrılmıştı. Göbeğim açıktaydı ve Berat'ın sıcak kolunu hissedebiliyordum. Sağ bacağımın kaprisi yukarıya kadar kıvrılmıştı. Telefonumun tekrar dazırdamasıyla yüzümü buruşturdum. Bu sefer başka yerden bir dazırtı gelmeye başlamıştı. Kafamı hafif kaldırdığım da Berat'ın tarafında ki komedin üzerinde ki telefonu çalıyordu.
"Berat." Sol tarafım uyuşmuş hissetmiyordum.
"Berat." Omzuna elimle dokunup, uyanmasını sağlamaya çalıştım.
"Duyuyorum İkra." Kaşlarım çatık bir şekilde yüzüne bakarken "Sen uyanık mısın?" diye sordum.
"Evet. Bir saattir." deyip gerinerek üzerimden kalktı. Tişörtünün açıkta bırakan göbek manzarasını görünce ağırca yutkundum. Onu daha önce üstsüz görmüştüm.
Ve harika bir vücuda sahipti.
"Neden kızardın sen?" Yanağıma dokunmasıyla irkildim.
"Hava sıcak. Birde çıkmışsın üzerime nefes alamıyordum." deyip gözlerimi kaçırdım.
"Benden gözlerini kaçırmanı istemiyorum demiştim İkra."
"Biliyorum." deyip ona sırtımı döndüm.
"İnsan kocasına sırtını döner mi?" Yüzüme bir gülümseme yayılırken, cevap vermedim.
"Manzara da güzel olsa bari. Kalça bile yok." dediğinde hızla ona dönüp "Ne dedin sen?" diye sinirle gözlerimi kıstım.
"Valla olanı söylüyoruz." Deyip kalçama şaplak attığında şaşkınlıktan ağzım açılmıştı. Yüzünde çapkın bir gülüş belirirken, gururum kırılmıştı. Gözlerimin dolmasıyla, yüzünde ki gülüş silinirken elleriyle yüzümü kavrayınca yüzümü avuçları arasından çekmeye çalıştım.
"Şişşşt." deyip alnıma öpücük kondurduğun da, tekrar başımı çektim fakat bırakmamıştı.
"Özür dilerim şaka yapmıştım." Allah'ın hödüğü! Burnumu çektiğim de ne yapacağını bilemez şekilde yüzüme bakıyordu. Başımı oynatamadığım için gözlerine bakmak zorunda kalıyordum. Gözlerinde anlam veremediğim bir ifade vardı. Tek seçebildiğim hüzündü.
"İkram" diye Arapçaya karışık ses tonuyla soluduğun da "Ben böyle olmak istemezdim ki." deyip gözlerimi kırpıştırdım.
"Biliyorum bebeğim." deyip bana sarıldığın da, hem sarılmasına şaşırmış, hem de beynimin içinde bebeğim lafı dönüyordu. Bana bebeğim demişti! Kalp atışlarım hızlanırken, bir tebessüm belirdi yüzümde.
"Biliyorum seni de Allah böyle yarattı. Kabulümsün her türlü." Sırt üstü yatarak beni göğüs kafesinin üzerine çekti.
İçimde kelebekler uçuşurken anın tadını bozan kapı zili olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKRA -ASKIDA-
ChickLit"Oku! Yaradan Rabbinin adı ile! O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku! İnsana bilmediklerini belleten, kalemle yazmayı öğreten Rabbin en büyük kerem sahibidir." (Alak,96:1-5) Oku! Yani İkra yazıyordu. Cümlenin tamamının altı bir kaç kere çizil...