Selam-un aleyküm
Umarım iyisinizdir? Ben de iyiyim Allah'a şükürler olsun size bomba gibi bir bölüm ile geldim. Okuyunca umarım şoka girmezsiniz :)
Keyifli okumalar :)
Allah'a emanet olun :)
******************************
Uzunca bir süre uyumuş gibi hissediyordum. Uykumu almış gibi gözlerimi yavaşça araladığım da beyaz bir tavan ile karşılaştım. Oda karanlık olsa da beyaz tavanı görebileceğim kadar pencereden ışık süzülüyordu. Kendimi korkmuş, yorgun ve tuhaf hissediyordum. Arabadan nasıl çıktığımı, hastaneye nasıl geldiğimi dahi hatırlamıyordum. Geçirdiğim şok yüzünden gözlerimi kapatıp, düşünmek için beynimi bir hayli zorladım. Gözlerimin önüne sadece Berat'ın ben bayılmadan önce dudaklarıma dayadığı su şişesi belirmişti. Terlemiş alnımı silmek için elimi kaldırdığım da, elim üzerinde ki seruma yüzümü buruşturarak baktım. Derimin altında ki iğne biraz canımı yaksa da umursamadım. Elimi yanıma koyup, başımı sağ tarafıma döndüğümde gördüğüm manzara karşısında dudaklarımda bir tebessüm belirdi.
Berat, hemen bacağımın yanında ki boşluğa kafasını koymuş yüzü benden tarafa bakıyordu. Kapalı olan göz kapaklarında ki kirpiklerini inceledim. Elini elim üzerine koymuş, uyandığımdan habersiz uyuyordu. Benim için endişeli olduğu çatık kaşlarından anlaşılıyordu. İstemsiz olarak serumun takılı olduğu elim çatık kaşlarına doğru giderken, odanın kapısının açılmasıyla elimi geriye çektim. Berat, olduğu yerde sıçrayıp, sıkıca elimi kavrayınca bakışlarım içeriye giren doktordan ona kaydı. Gözlerimiz buluştuğunda uyku mahmurluğu ile gözlerini kırpıştırıp kendine gelmeye çalıştı. Bu gülümsememe neden olurken "İkra hanım?" diyen doktora tekrar baktım.
"Evet?" Soru soran gözlerim ile doktora bakarken ışıkları açmasıyla gözlerimi kapatmıştım. Fazlasıyla rahatsız eden ışığa gözlerimin alışması için bir kaç saniye verdim.
"Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" Elinde ki dosya ya bakan doktora bakıp "Buna da şükür." deyip tebessüm ettim.
"Ultrason sonuçlarınız çıktı." demesiyle kalbim teklemişti.
O an sadece bebeğimi korumak istercesine elimle karnımı tuttuğumu hatırlamıştım. Kalp atışlarım haddinden fazla hızlanırken "Bebek iyi mi?" diye sordum titrek bir ses ile.
Berat'ın elimi sıkıca kavramasını tekrar hissettiğimde ona baktım. Endişeli gözüküyordu.
"Buna da şükür." diyen doktora bakışlarımı hızla çevirdim.
"Ben düşük tehlikesi olmasından korkuyordum fakat sonuçlar gayet güzel." diye sözlerine devam etti doktor, kaşlarımı çatarak baktım. Söylediği sözlerin iyi olduğunu biliyordum ancak beynim kelimeleri algılamakta zorluk çekiyordu.
"Gayet iyi hiç bir sorunu yok." Bakışlarımdan ne durumda olduğumu anlayan doktora bana net bir açıklama yapınca minnetle gülümsedim.
"Ne zaman çıkabiliriz?" Berat'ın çatallı çıkan sesi yorgunluk ve uykusuzluk belirtiyordu.
"İsterseniz hemen taburcu olabilirsiniz." Doktorun gülümsemesine karşılık bende gülümsedim.
Dosya da bir kaç sayfaya daha bakıp, bir şeyler yazdıktan sonra "Kartımı zaten size vermiştim. Bir sorun olursa beni aramaktan çekinmeyin." diyerek gözlüklerini düzeltti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKRA -ASKIDA-
ChickLit"Oku! Yaradan Rabbinin adı ile! O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku! İnsana bilmediklerini belleten, kalemle yazmayı öğreten Rabbin en büyük kerem sahibidir." (Alak,96:1-5) Oku! Yani İkra yazıyordu. Cümlenin tamamının altı bir kaç kere çizil...