Geldimmmmmmmm :)
Biliyorum çok beklettim. Özür diliyorum hem de binlerce kez bu bölümü bir özür olarak kabul edersiniz umarım :) Bu arada yeni bir hikaye'ye başladım. Yazım tarzımı sevenler profilimde bulabilirler adı Sığıntı. Şimdiden teşekkür ediyor ve keyifli okumalar diliyorum :)
**************************************************************
Ne yapacağımı bilemez bir şekilde caminin ortasında öylece dikiliyordum.
"İkra kızım ne dikiliyorsun öyle yürü hadi...." Annemin seslenmesiyle, ne yapacağımı bilemedim. Titrek bakışlarımla Berat'a baktığım da bir şeyler demesini bekledim. Git veya kal demeliydi açıkca.
"İkra bundan sonra benimle kalacak." Tamam, kal demesini istesemde bu konu da ciddi değildim. Annemin kaşları çatıldığın da, alt dudağımı ısırdım. Evelenmeden bu iş bitecek gibiydi.
"Berat?" Bülent amcanın sesiyle ona döndüm. Herkes bize bakıyordu. Utançtan yerin dibine girmiştim adeta.
"Bir sorun mu var?" Berat'ın otoriter sesine şaşırmıştım. Yahu be adam karşında ki adam baban. Ne demek bir sorun mu var?
"Evladım, ne demek İkra bundan sonra benimle kalacak?" Bülent amca oğlundan böyle bir şey beklemiyordu belli ki, adam utançtan kızarmıştı. Yasemin abla dünden razı olduğu için sadece sırıtıyordu.
"İkra benim karım değil mi?" Berat'ın sert sesine hayran hayran kulak kesildim.
"Karın ama bu..." Berat, Bülent amcanın sözünü kesip "Yanımda kalmasını istiyorum. Bana emanet artık o." Son sözlerine vurgu yapmış ve babama bakmıştı. Babam bana bakınca ne yapacağımı bilemedim.
"Ben kızımın istemediği bir şeyi yaptırmam. Önce ona soralım bakalım." Babamın huzursuz konuşmasında bu durumdan hoşnut olmadığı bariz belliydi. Ortalığın daha fazla karışmaması için "Sorun yok babacağım. Berat benim kocam onun sözünü dinlemem gerek." Başım önümde kurduğum cümleyle utanmıştım. Her ne kadar Berat'la gitmek istesem de, evimden ayrılmak bana zor geliyordu.
"Emin misin kızım?" Babamın ne zaman yanıma geldiğini anlamamıştım. İrkilip ona baktım. Sıcak ve içten bir gülümseme ile "Eminim babacağım." dediğimde, babamın yüzünde ki endişe uçup gitmişti. Camiden çıkışımızın ardından, annemlerle ayrılmıştık. Karşıya geçmek için adım attığım da, uzun parmaklar koluma yapmıştı. Parmakları bileğimi kavradığında, hayrınlıkla baktığım mavi gözlerinden gözlerimi zorlukla çektim. Dilim damağım kurumuştu resmen. Ben bu adamı hak edecek ne yapmıştım? Sarsak adımlarla onu takip ettim. Boşta kalan elini cebine atıp, arabanın anahtarını çıkardı. Arabanın far lambalarının yanıp sönmesi üzerine, kapıyı açıp, koltuğa oturuşumu izledi.
Ben koltuğa oturduğum da kapımı kapatıp, şoför yerine geçti. Arabayı çalıştırdığın da, dönüp ona baktım. Tek eli direksiyonu kavrarken, bir eli camdan dışarıdaydı. Eliyle kirli sakallı çenesini kaşıyıp, kafasını geriye yatırdı. Adem elması o kadar güzeldi ki, bir insan bu kadar kusursuz nasıl yaratılabilir diye düşünürken, buna ancak Allah'ın gücü yeter dedi içimde ki ses. Doğruydu. Buna ancak Allah'ın gücü yeterdi. Onun ol demesiyle olurdu her şey. Boğazını eliyle kaşıyıp bana dönmesiyle hızla kafamı çevirmem ile burnumu cama çarptım. Burnumdan gelen ses beni korkutsa da, korkttuğumu belli etmemeye çalıştım.
"Ahhh." deyip burnumu tuttum. Elime sıcak bir sızının geldiğini hissettim. Hay beni Allah kahretmesin. Niye bu denli heyecanlanıyordum ki. Arabanın aniden durmasıyla tuttuğum burnumla Berat'a döndüm.
"İyi misin?" Sesi o kadar nazik çıkmıştı ki, oturduğum koltukta eridiğimi hissettim. Bileğimi tutup, elimi burnumdan çektiğinde şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilemiyordum. Torpido gözünden bir şey çıkartıp elime tutuşturunca, mendil olduğunu anladım. Elimi tekrar burnuma götürüp "Bastırmaya devam et. Trafiği işgal ettik." Kurduğu cümleyle, arkadan gelen korna seslerini fark ettim. Yanımızdan bir araba hızla geçerken, kornoya var gücüyle basınca, Berat açık olan camdan el hareketi yaparak "Ne var lan ne?" diye arkasından söylenmişti. Şaşkınca ona bakarken, sinirle arabayı çalıştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKRA -ASKIDA-
ChickLit"Oku! Yaradan Rabbinin adı ile! O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku! İnsana bilmediklerini belleten, kalemle yazmayı öğreten Rabbin en büyük kerem sahibidir." (Alak,96:1-5) Oku! Yani İkra yazıyordu. Cümlenin tamamının altı bir kaç kere çizil...