Selam canlar ben geldim. Biliyorum çok geciktim. Yeni açılan mağazamızın hazırlıkları ile uğraştık. Açılış öncesi ve sonrası yoğun olduğu için wattpad'e pek giremedim. Yeni bölümü keyifli okuyun :)
Ve media ki video da Berat'ı göreceksiniz :)
*************************************************
Parmağımda ki yüzüğe bakıp anlamsızca sırıttım. Yüzüğümü öpüp, kalbimin üzerine bastırarak "Allahım inanamıyorum rüya gibi." diyerek mırıldandım. Bankta oturmuş Leyla'nın gelmesini bekliyordum. İlkbaharın rüzgarı eserken, içimde kelebekler uçuşuyordu. OKuldan önce buluşup, onunla konuşmak istemiştim. Bu olanları birine anlatmazsam çatlayabilirdim!
"İkra?" Leyla'nın sesi ile arkamı döndüm. Boğazın temiz havasını ciğerlerime çekip, ayağa kalktım. Esen rüzgar yüzünden savrulan saçlarını sağ omuzunda toparladığında, sağ elimi havaya kaldırıp "Taadaaa!!" deyip sırıttım.
Leyla, parmağıma dikkatlice bakıp "OHA!" deyip elimi tutup gözüne sokarcasına parmağıma baktı.
"Ne zaman oldu bu?" deyip banka oturduğunda, beni de peşinde sürükleyip banka oturmamı sağladı.
"Dün akşam." deyip hülyalı hülyalı deniz manzarasına baktım.
"Kim peki?" merakla bakışlarına bakıp "Söylesem inanmazsın.!" deyip cırladım.
"Çatlatma da SÖYLE!" diyerek bağırdığında, banktan kalkıp, denize doğru "BERAT KAYAGİL!" diye haykırdım. Neyse ki boğazda bizden başka kimse yoktu.
Deli miydim? Evet.
Saçmalıyor muydum? Evet.
Aşık mıydım? Hemde deliler gibi.
"Şaka?" Leyla'nın şaşkın suratına baktım.
"Ciddiyim. Dün gece oldu. Sana anlatacağım daha çok şey var." diyerek sırıttım.
"Neler oldu? Ya niye hiç bir şeyi vaktinde anlatmazsın ki?" diye beni azarladığında "Toplu dedikodu yaparız diye düşünmüştüm." deyip dil çıkardım. Leyle kahkaha attığında "Okula giderken anlatırsın. Derse geç kalacağım." dediğinde başımı olumlu anlamda salayıp "Hadi gidelim." diyerek koluma girmesi için, kolumu açtım. Leyla koluma girdiğinde, konuşarak yürümeye başladık. Baştan sona her şeyi anlatmıştım. Leyla'nın şaşkın hallerine arada gülmüştüm. Okulun önüne geldiğimizde "İşte böyle." deyip güldüm.
"Yaaa İkraaaa, tekrar tebrik ederim. Allah bir ömür mutlu eder İnşallah." deyip bana sarıldığında, bende ona sarıldım.
"Bir sorunum var." dediğimde benden uzaklaşıp "Ne?" deyip bana dikkatle baktı.
"Benim onu sevdiğim gibi, o beni sevmiyor." suratımın düşmesine mani olamamıştım. Leyla çenemi tutup gözlerimin içine bakarak "Bak İkra. Ben öyle senin yaptığın ibadeti bilmem." dediğinde "Saçmalama kızım he..." elini dudaklarım üzerine kapatınca susmak zorunda kalmıştım.
"Eğer Berat seni istemeseydi, diğer kızları istemediği gibi senide redederdi." elimi bir dakika şeklinde havaya kaldırınca, parmağımı aşağı indirip "İtiraz istemiyorum." dediğinde omuzlarımı düşürüp olumlu anlamda başımı salladım. Haklı olabilirdi. Yine de beni sevmesini isterdim. Sadece ona uygun olduğum için bunu kabul etmişti.
Leyla elini ağzımdan çektiğinde "Hadi okula girelim." deyip beni peşinde sürükledi. Duraksayıp "Yine de..." dediğimde gözlerini devirip "Yürü İkra" diyerek beni çekeledi. Lafı ağzıma tıkınca, hiç bir şey söylemeden ona eşlik ettim. Koridorda yürürken, Leyla kolumdan çıkıp "Öğle arası görüşürüz." diyerek yanımdan ayrıldı. Bende el mahkum sınıfa doğru ilerledim. Bugün finansal yönetim dersi vardı. Berat derse gelir miydi ki? Derin bir nefes alıp, sınıfa girdiğimde gözlerimi sınıfta gezdirdim. Boş sıralardan birine yerleştiğimde, geçen ki kızı gördüm. Hani şu Berat'ın içine düşen kız. Bakışlarımız buluşunca kaşlarını çatmasıyla, kafamı çevirdim. Defterimi sırama koyup, sayfalarını açtım. Geçen ki ders konularını hoca sınıfa gelene kadar tekrar ettim. Hoca sınıfa girdiğinde bütün dikkatimi derse verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKRA -ASKIDA-
ChickLit"Oku! Yaradan Rabbinin adı ile! O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku! İnsana bilmediklerini belleten, kalemle yazmayı öğreten Rabbin en büyük kerem sahibidir." (Alak,96:1-5) Oku! Yani İkra yazıyordu. Cümlenin tamamının altı bir kaç kere çizil...