Keyifli okumalar :)
Allah'a Emanet Olun :)
Serin havanın verdiği huzuru bütün bedenimde hissediyordum. Yatakta gerinleşip, elimi bıraktığımda, sert bir şeye daha doğrusu göğse çarpmasıyla gözlerimi açtım. Başımı sol tarafa çevirdiğimde, yatakta yatan kişiyi görmem ile hızlıca yerimde doğruldum. Nefes alışverişlerim hızlanırken, göğüs kafesimin üzerine bir ağırlık çökmüştü. Bu olamazdı. Bu çok yanlıştı. Yataktan hızla kalkıp, odadan çıktım. Hala tatil yerindeydik. Tekrar odaya girdiğimde, uyandığını gördüm.
"Günaydın." Sırıtması midemi bulandırırken, hiç bir şey söyleyemedim. Avazım çıktığı kadar bağırmak istiyordum. Kaşlarını çatıp, yüzümü inceledi. Yataktan kalktığında, hemen gözlerimi kapattım çünkü çıplaktı. Karşıma dikildiğinde, gözlerimin içinin yandığını hissettim.
"Neyin var İkra." Şaşkındı. Ben daha çok şaşkındım.
"Senin burada ne işin var?" Alt çenemin titremesinin el verdiği kadarıyla konuşmuştum. Gözlerim yanıyordu. Bu imkansızdı......
"Ne demek ne işin var? Evliyiz. Balayına geldik." Elimi kalbimin üzerine koyarken bir kaç damla yaş gözlerimden aktı.
"Hayır." diye soludum. Bir kaç adım gerilerken "B-bbbee-ben" duraksadım derin ve titrek nefes alarak "Berat'la evlendim ben." Aklımı kaçırmak üzereydim. Ozan'ın bakışları öfkeli bir hal alırken, eliyle çenemi kavramasıyla göz yaşlarım serbest kalmıştı.
"Ne Berat'ı lan!" Kükreyerek bağırması beni daha çok korkuturken, iç çekip ağlamaya başladım.
"Ben....Onunla.....Evliyim...Rüya bu." diye zorla bir cümle kurmuştum. Bütün vücudum titriyordu. Kalbim deli gibi atıyordu. Kulaklarım uğulduyordu.
"Dün gece bu yatakta sahip oldum ben sana!" Kurduğu cümle ile daha çok ağlamaya başlamıştım. Midem bulanıyordu ona baktıkça. Bu bir hataydı. Kolumu sertçe tutmasıyla "Bırak." diye konuştum cılız bir sesle. Beni yatağa fırlatarak "Hatta şimdi de sahip olacağım." İstemsiz ellerimi bacaklarımın arasına getirdim. Korumak istercesine ellerimi siper etmiştim oraya.
"Hayır...." diye ağlayarak yalvardım.
"Lütfen yapma...." İç çekişlerim ve gözyaşlarım arasından konuşmuştum.
Ellerimi tutup, oradan çektiğinde, bir çığlık attım. Bedenim sarsılıyordu.
"Sen benim karımsın!" Kara gözleri beni cehenneme çekerken, daha çok bağırdım.
"HAYIRRRR!" Boğazlarım patlarcasına bağırmıştım. Birinin beni kurtarmasını dileyerek bağırmıştım.
"İKRA!" Tanıdık ve huzur veren Arapça ile birleşmiş olan bir ses duydum çok uzaklardan. Gözlerimi açtığımda, loş ışıkta gördüğüm tek yüz Berat'ın ki olmuştu. Nefes alışverişlerim hala hızlı ve kalbim deli gibi atıyordu. Ellerimi bacak aramda hissettiğimde, ağlamaya başladım. Berat bana daha çok sarılırken "Geçti." diye fısıldadı kulağıma. Sarılıp, beni çıplak göğsüne yasladığında tanıdık kokusu bana tekrardan huzuru vermişti. Buradaydım. Onun yanındaydım. Beni kucağına aldığında ellerim hala bacaklarım arasındaydı. Kollarımın acıdığını hissedebiliyordum.
"Çek ellerini oradan." deyip yüzümü avuçları arasına aldı. İç çekişlerim devam ederken, başımı belli belirsiz aşağı yukarı salladım.
"Bak bana." Melodik sesine uyup, bakışlarımı bebe mavisine çevirdim. Merhamet, endişe ve meraklı bakışları arasında kayboldum. Alnını alnıma dayadığında, nefesini yüzümde hissetmem biraz olsun iyi gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKRA -ASKIDA-
ChickLit"Oku! Yaradan Rabbinin adı ile! O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku! İnsana bilmediklerini belleten, kalemle yazmayı öğreten Rabbin en büyük kerem sahibidir." (Alak,96:1-5) Oku! Yani İkra yazıyordu. Cümlenin tamamının altı bir kaç kere çizil...