Bölüm 26

397 19 3
                                    


26. BÖLÜM

Leyla, kapının gümbürdeyişleriyle gözlerini güç bela aralayabildi. Üzerine sabahlığını alıp, yalpalayarak kapıya yöneldi. Adam, kapıyı kırarcasına yumrukluyordu. Ortada büyük bir sorun olduğu muhakkaktı. Kalbinin sıkıştığını hissetti. Kapının arkasında durup, derin bir soluk alarak kapıyı açtı.

Hakan'ın yüzüne bakmaya cesareti yoktu. Bakmadı da.

Sevdiği adamın öfkeli duruşundan, neler olduğunu tahmin edebiliyordu. Kendini, olabileceklere ve duyacağı ağır hakaretlere hazırlamaya çalıştı.

Hakan hışımla içeri girip, ardından sertçe kapıyı kapattı. Leyla'nın gözlerine dikmişti bakışlarını. Utancından başını yerden kaldırmayan kadının suratına, kalbindeki acıyla haykırdı.

"Yüzüme bak!"

Kadın korkuyla sıçradı ancak yine de ona söyleneni yapmadı. Hakan sessizliğin içinde boğulacağını sandı bir an. Öfkesi acısıyla birleşmiş, içten içe yakıp kavuruyordu benliğini. Sağduyusunu tamamıyla yitirmek üzereydi. Kadının bir şeyler söylemesini, haykırmasını, kendini savunmasını bekliyordu. Aslında hepsinden çok, yalan bile olsa inkâr etmesini istiyordu. Ama olmadı.

Leyla bir suçlu gibi, sevgilisinin karşısında sinmişti. Hakan'ın beyninde şimşek gibi çakan gerçek, dünyasını kararttı. Mantığını kaybetti ve kadının üzerindeki elbiseleri parçalamaya başladı. Bunu gözüyle görmek zorundaydı.

Hakan, karşısında paramparça elbiselerle, gözyaşları içindeki kadını, yüreğini örten derin umutsuzlukla izliyordu. Fotoğraflar gerçekti. Kadının her yerinde, taze ısırık izleri vardı. Kelimeler bilinçsizce döküldü dilinden. Uğradığı ihanetin ağırlığında eziliyordu.

"Bana bunu nasıl yapabildin..."

Leyla'nın, sevgilisine verecek cevabı yoktu. Daha düne kadar sahip olduğu, hayatı boyunca varlığına bile inanmadığı gerçek aşkı, parmaklarının arasından kayıp gidiyordu. Üstelik bu kendi hatasıydı. Tüm direncini kaybettiğini hissetti. Adam ardına dönüp giderken, sadece "Gitme" diyebildi. Ve olduğu yere yığıldı.

Hakan sevdiği kadını yerde görünce, bunun da kadının o basit oyunlarından biri olduğunu düşündü başta fakat sonra duygularına yenilip, panikle kadının yanına gitti. Onu düştüğü yerden kaldırıp, yatağına yatırdı.

Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Bir yanı öfkeyle uğradığı ihaneti haykırırken, diğer yanı sevginin; insanın, sadece kendi kalbindeki gerçek olduğunu hatırlatıyordu. Ruhundaki ıstırapla doktoru aradı. Şu anda öncelikli konu, Leyla'nın sağlık durumu olmalıydı. O kendine geldikten sonra, gereken neyse yapabilirdi.

Doktor gelmeden kadının üzerindeki paçavraları yenileriyle değiştirdi. Bu ona çok ağır gelmişti. Bedeninde ki tuhaf izlere gözü her iliştiğinde, kalbinin bir mengene tarafından sıkıldığını hissediyordu. Bu ihaneti hak etmemişti. O sadece sevmişti...

Hakan kapının eşiğinde durmuş, doktorun muayene sonucunu açıklamasını dinliyordu.

"Baygınlığının nedeninden emin olamıyorum, tetkikler için bir hastaneye götürmenizde fayda var. Ancak onun dışında, feci derecede üşütmüş olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Verdiğim ilaçların düzenli olarak kullanımına özen gösterilmeli ve beslenmesine çok çok dikkat edilmeli. Bir de mümkün olduğunca dinlenmesi gerekiyor. En ufak bir aksaklık zatürreeye neden olabilir. Dediğim gibi, halâ neden baygın olduğunu anlamadım. Bunun için psikiyatr ya da nöroloji servisine görünmesinde fayda var. Elimden ancak bu kadarı geliyor. Size geçmiş olsun Hakan Bey." diyerek, Hakan'ın elini sıktı ve asansöre yöneldi.

KOV BENİ YÜREĞİNDEN SEVGİLİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin