25. BÖLÜM
Ayhan koşarak kayalıklara zıplayıp, soluğunu Pınar'ın yanında aldı. Kadının yanaklarını avuçlayıp, küçük samimi bir öpücük kondurdu dudaklarına. Bunu neden yaptığını bilmiyordu. Nasıl cesaret edebildiğini de. Ama yapmıştı işte! Anlık dürtüsüne karşı koymamış, duygularının olduğu gibi yüzeye çıkmasına izin vermişti.
Şimdi kadının mahcup, kızaran yüzüne bakıyordu. Aynı şaşkınlığı onun gözlerinde yakalamak ve hemen ardından telaşla kollarından kaçışını izlemek, hoşuna gitmemişti. Kadının kendini ona bırakmasını istiyordu.
Pınar kayaların üzerinde iki adım ilerleyip, ardında bıraktığı kırgınlığı umursamadan denizi seyretmeye devam etti. Bakışları uzaklarda, mesajı yeniden okudu. Buna verebilecek bir cevabı olduğunu sanmıyordu. Ne karşılık verebilirim diye düşünürken, yeni bir mesaj sesiyle düşüncelerinden koptu.
"Bir gülüşüne bakar bulurum mutluluğu,
Verdiğin umutsuzluğun gölgesinde
Eksik bıraktığın heveslerde
Yaşarım mutluluğu da
Anla işte, kendi kendime!"
Artık daha derin düşüncelere dalmıştı Pınar, görmezden gelmeye çalıştığı her şey çığ olup üstüne geliyordu sanki.
Ayhan Pınar'ın tavırlarına anlam veremiyordu. Yanına gitti ve gözlerinin içine bakarak içindekileri dökmeye başladı. "Sorun ne? O kadar kötü biri miyim? Ufacık bir şansı bana çok mu görüyorsun?"
Kadın çelişkileriyle boğuşmaya çalışırken, adamın itiraz edilemez sözleri de tuz biber oluyordu. Bir yanı 'evet' diye haykırırken, diğer yanı 'hayır sakın yapma' diye sürekli uyarı halindeydi. Bakışlarını uzaklardan Ayhan'a çevirdi. Hüzün dolu gözlerine bakıp, gülümsedi. Ardından arkasını ona dönüp, mesajını yazmaya başladı.
"İmkansıza gönül açıp, yalan rüzgarına kapılmamaktı tek dileğim. O alacalı acıyı yaşamamak, kahırlı bir sona imza atmamak için, sana sevgilim diyemedim. Affet..."
Ayhan mesaja anlam yüklemeye çalışırken, Pınar uzaklaşmaya başlamıştı. Galiba anlıyordu. Hemen kalbinden geçenleri bir bir yazmaya başladı. Bunu yaparken gülmemek için, dudağını ısırmak zorunda kalmıştı.
"Yüreğini dinle bak, beni haykırıyor
Kulak ver suskun sancılarıma
Unut çaylak sevgili yanlarımı
Sadece sevmeyi dene, sorgulama
Yeter artık be güzelim, gel insafa"
Pınar kayaların üzerinde seke seke ilerlerken, mesajı okumak için durdu. Ayhan bakışlarını bir an olsun kadının üzerinden ayırmıyordu. Ona dönüp, gülümsediğini fark ettiğinde, doğru yolda olduğunu anladı. Kalbinin çırpınışlarına ayak uydurup, hızla kadının yanına gitti. Tebessümü hâlâ yüzündeydi.
Pınar adama arkasını dönüp, yeniden yazmaya başladı. Sevmişti bu oyunu...
"Mutlu olmam için varlığının huzurlu yankısı sarmalı anlarımı. Zaman senle akmalı, güneş teninde batmalı. Eksik kalan yarım vuslata kanat açmalı. Şimdi söyle! Kırılan bir kalbi onarmaya, yüreğin var mı?"
Ayhan çocuksu sevincini göğsünde tutmayı başaramamaktan çekiniyordu. Kalbi sıkışıyor, nefes almakta güçlük çekiyordu. Şimdi ne yazacaktı? Öyle bir şey olmalıydı ki, son nokta etkisi taşımalıydı. Ağır ağır sahil boyu ilerlemeye devam ederken, kelimelin içinde bocalıyordu. Bir toparlayabilse...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOV BENİ YÜREĞİNDEN SEVGİLİ (Tamamlandı)
Roman d'amourDamak tadım eşsizdir benim Sen bilmezsin Menüyü her daim zengin tutarım Ruhumun ihtiyacına göre Yaparım tercihlerimi Sende seçkin menümde Ancak aperatif olursun!!! LEYLA Alabora edilmiş duygularımla, Çaresizlik yüklü b...