21. BÖLÜM
Elleri titrerken, Leyla anahtarı kontağa yerleştirmekte zorlanıyordu. Kuruyan boğazını ıslatmak için, yutkunmayı denedi. Tükürük bezleri bile korkudan çalışmayı durdurmuştu sanki. Nabzı şakaklarını zorluyordu. Güçlükle, "Benden ne istiyorsun?" diyebildi.
"Bu kadar aceleci olma bebeğim, nasılsa öğreneceksin!"
Leyla bu sesi tanıyordu. Ama nerden? Dilinin ucuna gelir de hani, çıkmaz ya o sözcük. İşte öyle bir şeydi...
Dikiz aynasından adamın yüzünü görmeye çalıştı. Kafasına kapüşon geçirdiği için, yüzünü görmesi neredeyse imkânsızdı. Mantığını zorladı. Bu durumdan kurtulmak zorundaydı. Ani bir kararla şoför kapısını açıp, kaçmaya yeltendi. Adamın eli saçlarını kavradığında, saç diplerini yakan bir acıyla gerisin geriye koltuğuna yapıştı.
"Evet güzelim, işte böyle devam et. Beni daha çok heyecanlandırıyorsun..."
Leyla kafasına balyoz yemiş gibi hissetti. Bu sözler... "Birol..." diyebildi, şaşkınlıkla. Adamın kıkırdaması üzerine, "Neden?" diye, haykırarak kustu öfkesini.
"Çok konuştun, çalıştır artık şu arabayı..."
Leyla'nın başka çaresi yoktu. Kontağı çevirip, gaza asıldı. Böylelerine babasından antrenmanlıydı. Bazı şeyler kafasında yerli yerine oturmaya başlamıştı. O duruşu, o konuşma tarzını hatırlıyordu. Davet gecesi...
Hakan'la beklenmedik karşılaşmaları... Kolundan tutup sürüklercesine, onunla birlikte gitmeye zorlaması... Ayhan'ın iğrenç tavrını hatırlatması... Sinirleri çok bozulmuştu. İkinci kadehten sonra kafası, çakır keyiften biraz daha iyi olmuştu. Gece, hayal meyal hatırındaydı. Detayları anımsamaya çalışıyor fakat birkaç ufak tefek kareden öteye gidemiyordu.
"Çevreyoluna gir!"
Adamın uyarısıyla kendine gelen Leyla, yerleşim bölgesinden çıkmak üzere olduklarını fark etti. Bu adam ne yapmaya çalışıyordu böyle? Ondan ne istiyordu?
"Büyük bir şirketin CEO'suna yakışır şeyler yapmıyorsun. Kariyerini hiç mi umursamıyorsun?"
"Unuttun mu? O gece bizi birlikte çıkarken herkes gördü. Anlayacağın, kendi rızanla geliyorsun benimle... Seni kaçırdığımı ispatlayamazsın!"
Haklıydı. Hatalarının haddi hesabı yoktu. Bir gün ayağına dolanacaklarını tahmin edebilseydi, elbette daha dikkatli olurdu. Ama nerden bilebilirdi ki? Hakan'dan önce her şey daha mı iyiydi acaba? diye düşündü. Öyle ya, kendiyle barışık bir halde yaşayıp gidiyordu. Hayatı; çelişkilerle değil, netliklerle yaşıyordu. Şimdi ise, neredeyse tamamen kendini kaybetmek üzereydi. Ayrıca, bu manyağında tepesinde oluşu, tuz biber olmuştu olumsuzluklarına.
Neler saçmalıyordu böyle? Hakan'ın olan bitenle ne ilgisi vardı? Her şeyi başlatan Leyla'nın kendiydi. Babasının onun üzerinde bıraktığı sadistliğin başka türlü bir tedavisi vardı ama o, kolay olanı seçmişti. Aslında babasından çok ta farklı davranmamıştı. Şimdi düşününce fark edebildiği, acı gerçekle sarsıldı!
Leyla'da aynıydı. Sadist kişilik bozukluğu yaşıyordu...
O kadar sancılı bir çocukluk geçirmişti ki, Birol'un ona yapabileceklerinden çokta korkmadığını fark etti. Bu farkındalık, biraz da olsa rahatlamasını sağlamıştı. Tabi, yine de korkuyordu. Yeterince kirliydi, daha fazla kirlenmeyi kaldıramazdı. Hakan'a bu haliyle bile kendini layık göremezken, Birol'un ona zorla sahip olması durumunda, sonuçları düşünmek bile istemiyordu.
"Hadi, şuradan sağa dön."
"Nereye gidiyoruz?"
"Sürprizimi bozmana izin veremem. Sabretmek zorundasın tatlım..." Bunu söylerken, bıçağın ucunu, Leyla'nın şah damarı üzerine sürtmüştü. Adamın boğazından çıkan sesten anlaşıldığı üzere, kadının irkilişi onu tahrik etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOV BENİ YÜREĞİNDEN SEVGİLİ (Tamamlandı)
RomanceDamak tadım eşsizdir benim Sen bilmezsin Menüyü her daim zengin tutarım Ruhumun ihtiyacına göre Yaparım tercihlerimi Sende seçkin menümde Ancak aperatif olursun!!! LEYLA Alabora edilmiş duygularımla, Çaresizlik yüklü b...