7. BÖLÜM
Hakan, sabahın erken saatlerinde gözlerini güç bela aralayabildiğinde, ne kadar da zor bir geceyi geride bıraktığını düşündü. Gözleri de, bedeni gibi gecenin yorgunluğunu henüz atamamıştı. Yataktan kalkmak için bin bir mücadele verdi kendiyle.
Büyük gün bugündü. Leyla'yı arayacaktı. Şansı yaver giderse, onunla bugüne randevulaşabilirdi. Heyecandan, kalbinin bir mengene tarafından sıkılıyormuşçasına kasıldığını hissetti. Kendine gelmeliydi.
Hakan telefonunu eline alıp, gece başucunda bıraktığı karttan numarayı tuşlamaya başladı. Kadının uykulu sesini duyunca, içinde konuşlanmış aşk özlemi atak yaptı. Şu anda yanında olabilmek için neler vermezdi. Acaba bir gün gerçek olabilir miydi hayali?
Boğazını temizleyip, ahizeye konuştu. "Günaydın, uyandırdım sanırım..."
"Kimsin?"
"Şeyyy, Hakan... Gece..."
"Evet, evet biliyorum. Ne istiyorsunuz?"
Hakan cesur olmak zorundaydı. Aksi halde bu kadın, onu iki kelimeyle saf dışı bırakabilirdi. Derin bir nefes alıp, "Randevu!"
Arka fondan gelen homurtu, adamın bütün heyecanını öfkeye dönüştürdü. Bir erkek... Sevgilisi mi vardı? Olamaz. Nasıl olmuştu da bu aklına gelmemişti? Kafasını duvarlara vurmak istiyordu. Gördüğü ilk andan itibaren deli gibi arzuladığı, aklından çıkarmayı bir türlü başaramadığı kadının sevgilisi vardı...
Kadının sesi uzaktan geliyordu. Hakan, onun telefonu kendinden uzaklaştırdığını düşündü. "Rahat bırak beni, seni aptal..."
Hakan'ın konuşulanları dinlememesi gerekiyordu fakat kendine engel olamadı. Orada olan her neyse, öğrenmek için can atıyordu. Telefonu kulağına iyice yasladı. Hışırtıdan başka bir şey duyamıyordu. Ardından tuhaf bir sessizlik!
Leyla yataktan kalkıp, telefonu el çantasına attı. Aceleyle giyinmeye başlamıştı, geceleri her şey mükemmel hissettiriyordu fakat sabahları karşılaştığı bu görüntü, midesini bulandırıyordu.
Adamın aramasını o telaşla unutmuştu. Şu anda aklındaki tek şey, şu geri zekâlının yanından bir an önce uzaklaşmaktı.
"Heyyy, nereye gidiyorsun..."
"Güzel bir geceydi ve bitti. Şimdi müsaade edersen, işlerim var."
"Bu da ne demek şimdi? Benden hoşlandığını sanmıştım!"
"Ah, evet senden hoşlandım ama bir kere daha hoşlanacağımı hiç sanmıyorum."
"Ne yani, beni bu otel odasında öylece bırakıp gidebileceğini mi sanıyorsun?" Adam yataktan kalkıp, kadının koluna yapışmıştı.
Leyla, iğrenerek kolunu adamın elinden kurtardı. "Bırak beni be! Yaşadık bitti işte... Üsteleyeceğine, yetinmeyi bil!" diyerek, hışımla kapıdan çıkıp gitti.
Kadının alaycı tavrı adamın sinirlerini bozmuş, unuttuğu takıntılarını hatırlatmıştı. Böylesi şahane görünümlü bir kadının nasıl olup da, bu denli aşağılayıcı olabildiğine anlam veremedi. İçinde uyanan canavarı susturmaya çalıştığı sırada, kadın çoktan kapıyı çekip, çıkıp gitmişti. Kadının umursamaz terk edişiyle şahlanan canavarı, daha fazla dizginleyemedi.
Kükreyen canavarın sessiz haykırışlarına kulak kabarttı. Kadını tanıyordu, ona bunun hesabını soracaktı. Sinirinden delirmiş bir halde, soğuk duşun altına girdi. Sakinleşmesi ve ruhunu yakan intikam ateşini söndürebilmesi için, güzel bir plana ihtiyacı vardı! Soğuk su canavarı uysallaştıracak, böylelikle Birol da daha sağlıklı düşünebilecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOV BENİ YÜREĞİNDEN SEVGİLİ (Tamamlandı)
RomanceDamak tadım eşsizdir benim Sen bilmezsin Menüyü her daim zengin tutarım Ruhumun ihtiyacına göre Yaparım tercihlerimi Sende seçkin menümde Ancak aperatif olursun!!! LEYLA Alabora edilmiş duygularımla, Çaresizlik yüklü b...