19. BÖLÜM
Günün geri kalanı Leyla için işkenceden farksız geçmişti. Bütün gün ne Hakan rahat vermişti, ne Pınar. Saatler boyu, boş gözlerle salondaki eşyaları inceleyip durmuşlardı.
Randevu zamanı yaklaştığında, Leyla bir yolunu bulup, Hakan'ı gönderdi. Aslında bir başına kalmaya daha çok ihtiyacı vardı ama psikoloğa yalnız gitmek istemiyordu. Pınar'ın yanında olması onu rahatlatıyordu. Korkularını az da olsa, unutuyordu.
Leyla sevgilisini uğurladıktan sonra hızlı bir duş aldı ve hemen hazırlanmaya başladı. Kendiyle ilgili ne tür bir sorun varsa, gideceği doktorun ona yol göstermesini umuyordu. Hakan'ı kaybetmek istemiyordu ve bu uğurda, ne mümkünse yapmaya hazırdı.
Yıllar sonra ilk kez kalbinin çarpıntısını duymuş, heyecanı yaşamıştı. Bir erkeğe inanmış, güvenmişti. Bunlardan vaz geçmek, onun için kolay değildi.
Kapıdan çıkarken, Pınar suskunluğunu bozdu. "Korkularının yeniden atak yaptığını söylemiştin. Bu nasıl oldu?"
"Bilmiyorum... Doktordan öğrenmeyi umuyorum ama bana kalırsa, Hakan'ın diğer erkeklerden farklı tutumu buna neden oldu. O, kendime öğrettiğim her şeye ters bir kişilik."
Pınar arkadaşını anlamaya çalışıyordu. Lise yıllarına uzanan bir dostlukları vardı ve onu en az kendi kadar iyi tanırdı. Bu defaki sorun her neyse, öncekinden daha zor atlatacağını düşünüyordu. Ne oluyordu bu kıza böyle? Nefret doluyken, bazı şeyler daha mı kolay kamufle ediliyordu acaba?
Yanlış bir şeyler söyleyip, arkadaşını yanılgıya düşürmek istemiyordu. Ama bu sessizlikte fazla ağır gelmeye başlamıştı. Gereksiz konuşmaması gerektiğinde dili durmak bilmezdi, gerek varken de aklına tek kelime gelmezdi. Bu nasıl bir çelişkiydi böyle? Kendine sinir olmaya başlamış, Ayhan'ın hastane odasında söylediklerini hatırlamıştı.
"Ayhan'ı tanıyor musun?"
Ayhan'ın adı geçtiğinde, Leyla'nın parmakları direksiyonu daha sert kavradı. O adamı sevemeyecekti. Arkadaşına kızgınlığını belli etmemeye çalışarak, "Hayır" diyebildi.
Pınar arabasını getirmemiş, şirketten Hakan'la birlikte çıkmıştı. Adamın teklifini, arabasını akşama biriyle gönderebileceğini söyleyince ancak kabul etmişti. Ve gönül istiyordu ki, anahtarlarını ona teslim edecek olan kişinin Ayhan olmasını...
"Sana bahsetmiş olmalı! Yani Hakan, onun hakkında bir şeyler konuşmuş olmalısınız, değil mi?"
"Pek sayılmaz..." Leyla dumura uğramıştı adeta. Ne diyecekti arkadaşına, ne anlatacaktı? Bunları düşündükçe, Ayhan'ın kartı suratına çarparken ki ifadesi geliyordu aklına. O adam, Leyla'nın midesini bulandırıyordu. Nasıl olurda Pınar gibi naif biri, kendini bilmez biriyle ilgilenebilirdi?
"İyi birine benziyor. Dün bana yardım etmeye çok hevesliydi, görmeliydin. Saatlerce anlatıp durdu. Tekstilin bu kadar çok bölümü olduğunu bilmiyordum. Çok faydalı bir gezi oldu benim açımdan..."
"Senin adına sevindim canım. Umarım Ayhan konusunda yanılmıyorsundur ama."
"Önemli değil... Henüz yeni bir birlikteliğe hazır değilim. Yani ciddi bir şey düşünmüyorum."
"Sennn..." Leyla işte buna çok şaşırmıştı. Kendisi evet, fakat Pınar, asla günü birlik düşünmezdi. Hiçbir şeyi... Bu kızda bir tuhaflık olduğu belliydi. Yoksa neden Ayhan gibi bir psikopatla zaman geçirsindi ki? Şöyle bir geriye dönüp o anı hatırladığında, Pınar'ın Ayhan'ın yüzünü görmemiş olmasının kötü bir tesadüf olduğunu düşündü. Sesinden tanıma ihtimali de zayıftı. Pınar'ın bu tür konularda çok dikkatli olduğu söylenemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOV BENİ YÜREĞİNDEN SEVGİLİ (Tamamlandı)
RomanceDamak tadım eşsizdir benim Sen bilmezsin Menüyü her daim zengin tutarım Ruhumun ihtiyacına göre Yaparım tercihlerimi Sende seçkin menümde Ancak aperatif olursun!!! LEYLA Alabora edilmiş duygularımla, Çaresizlik yüklü b...