Bölüm 22

434 25 4
                                    

Nice mutlu yıllara Birol abi, doğum günün kutlu olsun


22. BÖLÜM

Leyla, Birol'un ona ne yapmak istediğini anladığında, dehşete kapıldı. Bir süredir bıraktığı debelenmeleri daha kuvvetli bir şekilde geri gelmişti. Kaçma, kurtulma dürtüsüne karşı koyamıyordu.

Adam onu güç bela, aşağı doğru inen merdivenlere yöneltti. "Kendin gir, yoksa seni aşağı atmak zorunda kalacağım ve inan bebeğim, bir yerinin kırılması hiç işime gelmez. Mümkün olduğunca sağlam kalmanı istiyorum."

Evet, koruma içgüdüsü insana olmadık şeyler yaptırabiliyordu. Dibini göremediği, ancak kayalıklardan oluştuğunu tahmin ettiği boşluğa, itiraz ede ede ama kendi ayaklarıyla girmişti Leyla.

İki metre genişliğinde, dört metre derinliğindeki çukurun bir kısmı su doluydu. Dizlerine gelen karanlık suyun içinde, ısınmak için kollarını kendine doladı. Belki merdivene asılı kalabilirdi. Denemeye değerdi. Ne kadar süre dayanabilirse, onun için o kadar iyiydi.

Soğuktu, üşüyordu. Karanlıktı, korkuyordu. Çaresizdi, ağlıyordu.

Leyla, hayatının en aciz zamanlarını yaşıyordu. Adamın hâlâ ondan ne istediğini tam olarak anlayabilmiş değildi. Babasıyla benzer yanları olduğunu kabul ediyordu fakat babası onu, böyle bir duruma asla sürüklememişti. O, mümkün olduğunca sözlerle zarar vermeyi tercih ederdi.

Aniden kayalara çarpıp, aradan sızan güçlü dalgayla sırılsıklam oldu. Kayaların aralarında açıklık vardı. Bu hiç iyi değildi. İçeriye su sızıyordu. Aralıktan dışarıyı görmeye çalıştı. Engin karanlıktan başka hiçbir şey görünmüyordu. Bağırıp, yardım isteme başladı. Kimsenin duymayacağını bile bile, boğazından ses çıkamayıncaya kadar bağırmaya devam etti.

Birol her şeyi ayarlamıştı. Hem çok sapa bir yerdeydiler, hem sesi dalgaların kükreyişini bastıramayacak kadar zayıftı, hem de birileri duyabilecek olsa bile, sezon başlamadığı için etrafta kimse yoktu.

Leyla bağırmaktan ve üşümekten kalan gücünü de kaybetti. Sırtını ahşap merdivene yaslayıp, zemine doğru çökmeye başladı. Zaten her tarafı ıslandığı için donuyordu. Yere çöktüğünde, suyun neredeyse boynuna kadar çıktığını gördü. Deniz seviyesi mi yükseliyordu, yoksa ona mı öyle gelmişti?

Endişe içinde ayağa kalktı. Aşağı ilk indiğinde, su dizlerine geliyordu neredeyse fakat şimdi, diz kapakları tamamıyla suya gömülmüştü. Yeni bir korku dalgasıyla sarsıldı.

Merdiveni tırmanıp, tepesindeki ahşap kapağı yumruklamaya başladı. "Çıkar beni buradan seni pislik! Su yükseliyor, beni boğmak mı istiyorsun, lanet olasıca... Aç şunu diyorum... Aç dedim sana..." İşe yaramıyordu. Yeni bir yöntemle, yeniden denemeye karar verdi. "Birol ne istersen yaparım, lütfen aç şunu!"

Kapak ani bir hareketle açıldı. Adam elinde bira şişesi, gözlerindeki küçümsemeyle, tepeden kadına bakıyordu. "Senin onayına ihtiyacım yok, hâlâ anlamadın mı? Zaten istediklerimi yapacaksın ve ben, orada kalmanı istiyorum!" diyerek, kapağı sertçe çarptı.

Leyla kilidin sesini duyabiliyordu. Aslında ilkel bir kilitti ancak, sadece dışardan bir müdahaleyle açılabilirdi. Açma halkasının arasından karşı taraftaki benzer bir halkaya geçirilen düz metal, onu aşağıda hapsetmeye yetiyordu.

Yanaklarını yakan gözyaşlarıyla, aşağı inip, sırtını ahşap basamaklara yasladı. Henüz yarım saat bile olmamıştı belki bu karanlığa sürükleneli, ama ona saatler gibi gelmişti. Dakikalar geçmek bilmiyordu. Saymaya başladı. Kollarını yeniden kendine dolayıp, titreyen dudaklarıyla saydı. Bir, iki, üç, dört... Bir, iki, üç, dört... Bir, iki, üç, dört...

KOV BENİ YÜREĞİNDEN SEVGİLİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin