Bölüm 9

513 30 3
                                    

9. BÖLÜM

"Hakan'dı değil mi? Ah, lütfen sen bana bakma, isim hafızam berbattır... Ve şu aşk saçmalığını bir kenara bırakıp, asıl meseleye dönersek?"

Hakan kadının ağzından çıkan her kelimede, kendini daha çok aşağılanmış hissediyordu. "Bunu neden yapıyorsun?"

Şaşıran taraf bu defa Leyla'ydı. "Neyi, neden yapıyorum?"

"Ne demek istediğimi gayet iyi anladın. Sürekli aşağılayıp, rencide ediyorsun. Maksadın ne?"

Leyla güldü. "Senin gibilerine karşı, antrenmanlıyım diyelim."

"Benim gibilerine demek... Peki, söyler misin, benim gibileri nasılmış?"

Leyla aynı umursamazlıkla devam etti. Geri adım atmaya niyeti yoktu. "Senin gibi işte... Güzel bir kadın görünce dibi düşen... Hatta şöyle bir düşündüm de, kadının güzel olması bile gerekmiyor. Nefes alsın yeter anlayışı var hepinizde. Tek derdiniz yatağa atmak!"

Hakan'ın nutku tutulmuştu adeta, kadın bu kadarına pes dedirtiyordu. "Anlaşılan seninle çok işimiz var..."

"Hayır!" Sözcük o kadar net çıkmıştı ki ağzından, Leyla bile şaşırdı. "Benimle hiçbir işin yok. Neden böylesi ucuz bir oyuna başvurduğunuzu bilmiyorum ama ben buna alet olmayacağım." Çantasını kaptığı gibi, bir hışımla sandalyesinden kalktı.

Hakan'ın elbette ki buna müsaade etmeye niyeti yoktu. Kadının yüzüne bile bakmadan kolunu yakaladı. Dişlerinin arasından konuşuyordu. Ses tonu öylesine değişmişti ki, Leyla bir an ne yapacağını bilemedi.

"Sakın..."

Garsonun, elindeki siparişlerle masaya yaklaşıyor olmasının kendine fırsat doğuracağını düşünen Leyla, adamın kolunu bırakmadığını görünce hayal kırıklığına uğradı. Bakışları, emri vakiyle ona oturmasını söyleyen adamın yüzünde gezindi. Zerre tolerans kalıntısı göremedi. Sessizce yerine oturdu.

Leyla sandalyesine çökünce, Hakan elini geri çekti ve garson servislerini düzenlerken, hiddet dolu bakışlarını kadının üzerinden bir an olsun çekmedi. Bunca zamandır beklediğine değmeliydi. Onu bırakmayacaktı.

Garson gidince kaldıkları yerden, aralarında ki gerginlik hiç yaşanmamış gibi, devam etmeye çalıştılar sohbetlerine. En azından Hakan'ın yapmaya çalıştığı şey buydu. Ancak Leyla farklı düşünüyor olmalıydı. Çünkü Hakan ne söylerse söylesin, tepkisini almayı başaramıyordu. Böyle olmayacaktı. Sağlam bir fikre ihtiyacı vardı.

"Anlaşma yapmaya ne dersin?" Kadın yine tepkisiz kaldı. "Bak, bu çok rahatsız edici, tamam mı? Kafanın içinde belli doğruların var, anlayabiliyorum ama bana şans vermezsen beni anlayamayacaksın... Şöyle düşün! Ya gerçekten sana âşıksam..."

Evet, nihayet kadının inadı kırılmaya başlamıştı. Gülümseyişinden anlamak zor değildi. Hakan doğru yolda olduğunu düşünerek, aynı doğrultuda ilerlemeye devam etti.

"Bir erkeğin sana âşık olacağına inanmıyorsun?" Açıklamadan çok soru niteliğinde konuşmuştu ve bir cevap bekliyordu.

Leyla tuhaf bir mimikle, olumsuz anlamda başını sallayarak yanıtladı onu.

"Peki, neden?"

"Şaka mı yapıyorsun? Gerçekten sana içimi dökebileceğim inancına kapılmış olmazsın! Seni tanımıyorum hatırlarsan, ayrıca bir erkeksin ve ben erkeklerden nefret ederim."

"Ama benimle yemeğe çıktın... Üstelik dün geceyi başka bir erkeğin kollarında geçirdin..." Dilinden dökülen kelimeler, ağzında acı bir tat bırakmıştı. Unutmaya çalıştığı şeyi, kendi kendine hatırlattığına inanamıyordu.

KOV BENİ YÜREĞİNDEN SEVGİLİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin