Bölüm 18

419 28 2
                                    

18. BÖLÜM

Leyla, Hakan'ın ne demek istediğini anlamamış gibi, yüzünü ona dönüp, zorakiyetle gülümsedi. "Bunu da nerden çıkardın?"

Adam, yüzünü kadının boynuna bastırıp, cevap verdi. "Korkuyorum..."

Leyla ona, Korkma! diyemiyordu. Çünkü kendi de biliyordu ki, psikolojisinin üstesinden gelemezse, olacak olan ortadaydı. Hislerine sünger çekip, yüzeysel davranmaya çalıştı.

"Hadi Pınar'ın yanına dönelim..."

Hakan, aklına yeni gelen fikri, tuhaf bir mimik takınarak belli etmeye çalıştı. "Şeyyy..."

"Ne oldu?"

"Biliyorsun..." Bunu nasıl söyleyeceğini gerçekten bilmiyordu. "Hani ilk tanışmamız... Ayhan..."

Evet, o salağı nasıl unutabilirdi ki? Kendini bilmez, ukala... "Eee, ne olmuş ona? Anlat da işkenceden kurtul."

"Şeyyy... Sanırım Pınar'la aralarında duygusal bir yakınlaşma başlamış... Affedersin bilmiyordum ama bilseydim de elimden bir şey gelmezdi zaten. Kendi kararlarını verebilecek yaştalar."

"Ne demek istiyorsun? Arkadaşımın o psikopatla çıkmasına asla müsaade edemem. Hem anlamıyorum, öyle birine nasıl oluyor da güvenebiliyor. Bu kız aklını mı kaçırdı? Hemen gidip bu işe bir son vereceğim..."

"Leyla dur..." Hakan, sevgilisinin kolundan yakalayıp, gitmesine engel oldu. "Pınar bunu bilmiyor."

"Neyi bilmiyor? Allah aşkına lafı dolandırıp durma, söyle ne söyleyeceksen!"

"Şeyi işte... O kişinin Ayhan olduğunu bilmiyor!" Leyla'nın, duyduklarına inanamayan bakışları Hakan'ı delip geçiyordu. "Bu kadar sinirlenmene gerek yok. Arkadaşını üzecek bir şey yapmayacağına eminim. Onunla konuştum. Çocukluğundan beri tanırım ve inan bana, Pınar'a karşı hissettiklerinde çok ciddi. Samimiyetinden en ufak bir şüphem yok."

"Benim de buna inanmamı mı bekliyorsun gerçekten?"

"Bana inan..."

İşte sihirli sözcük buydu. Hakan'a hayır demek, en azından Leyla için çok zordu. Onun dürüstlüğünden bir an olsun şüphe etmeyi aklından bile geçirmezdi fakat onun, nasıl olup da Ayhan gibi biri adına söz verebildiğini, aklı almıyordu.

"İyi de... Onu gördüm. Senin gibi değil..."

"Biliyorum, ama onun kalbini biliyorum. O sadece, dışarıya göstermek istediği yüzüydü. Pınar onu kendine getirdi. Kızın saflığı, masumiyeti Ayhan'ın aklını başından almış. Böyle bir kadının varlığına bile inanmıyordu. Şimdi onu buldu. Lütfen bebeğim, bırak da elinden geldiğince arkadaşını mutlu etsin."

"Peki, tamam... Ama en ufak bir yanlışını görürsem, onun adına hiç iyi olmaz."

Hakan sevgilisinin alnından öpüp, onu kollarına aldı. Kadının gerilen tüm kaslarını hissedebiliyordu. Buna anlam veremedi. Oysa on iki saat bile olmamıştı, yanından ayrılalı. Böylesi bir değişimin kaynağı neydi?

Leyla, Hakan'a yaşadığı fırtınaları anlatmak istemiyordu. Ona belli etmeden, kollarından sıyrıldı. Evet, farkındaydı sorun büyüktü ve bir an önce çözülmesi gerekiyordu. Ancak bunları sevgilisinin bilmesine lüzum yoktu. Onun yardımı olmadan da, başa çıkamayacağı bir şey değildi.

Adamın gözlerine bakmadan, dönüp arkasını salona geçmişti. Hakan bomboş kalan ellerine, sonra da kadının çıkıp gittiği kapıya baktı. Bu kadar mıydı yani? Sevgilisi onu sahiden de, terk mi edecekti?

KOV BENİ YÜREĞİNDEN SEVGİLİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin