Bölüm 30

494 25 4
                                    

Herkese iyi yıllar dilerim.

Kitabımın son bölümünü 2015'in son dakikalarında yayınlamaktan keyif duyuyorum. 

Umarım ki sizlerde okurken keyif almışsınızdır. 

Bütün okuyucularıma sonsuz teşekkürler. 

Siz olmasanız, bizim de yazmamızın anlamı olmazdı. 

İyi ki varsınız, kucak dolusu sevgiler...

Yeni kitabımda görüşmek üzere!

30. BÖLÜM

Leyla, Birol ne isterse vermeye hazırdı. Gün boyu o kadar çok şey yaşamış, o kadar çok yıpranmıştı ki, direnmeye gücü kalmamıştı.

Bakışlarını, boylu boyunca yatağa uzanmış, anın tadını çıkarmaya çalışan adamdan ayırıp, çukura sabitledi. Daha yürürken soyunmaya başlamıştı. Yatağın önünden geçerken, Birol'un, Pınar'ın üzerinde söndürdüğü kibrit çöplerini görebiliyordu. Vicdanının sızlamasına engel olamadı. Gözleri doldu ama ağlamanın sırası değildi.

Üzerinde sadece iç çamaşırları kaldığında, çukurun merdivenlerini inmeye başladı. Hâlâ kovada avını bekleyen elektrikli yılan balığı, arada kıvılcımlar saçıyor, varlığını hatırlatıyordu. Tüm korkusuna rağmen, Leyla inmeye devam etti.

Birol dirseğinin üzerinde doğrulup, "Sen ne yaptığını sanıyorsun?" diyerek, şaşkınlığını dile getirdi.

Leyla onu duymazdan gelip, çukurun kapağını üzerine kapattı. Böylesi ona daha kolay gelmişti. Çukur psikolojisiyle, Birol'la yatmak...

Artık ondan gerçekten tiksiniyordu. İnsanlıktan eser kalmamıştı bu adamda.

Dizlerine kadar çıkmış olan suyun içine çömeldi. Soğuktu. Pınar bu kadar süre nasıl dayanmıştı bu duruma, düşünmeden edemedi. Düşüncelere dalmışken, aniden karanlığı aydınlatan ışık gözlerini acıttı. Birol kapağı kaldırmış, ona sesleniyordu.

"Çık oradan, bu gece o çukura ihtiyacımız kalmadı."

Ama Leyla'nın bu çukura ihtiyacı vardı. Korkularından sıyrılmak için, yaşadığı vicdan azabını bastırmak için, Birol'a dokunabilmek için...

Neden Birol'a dokunmak zorundaydı ki? Pınar yeterince uzaklaşmış olmalıydı. Hayır, hayır. Çok bitkindi. O haliyle yeterince uzağa gidememiş olabilirdi. Biraz daha oyalanmalıydı. Adamı duymazdan gelip, suya iyice sokuldu.

Birol sözlerinin kadın üzerinde bir anlam ifade etmediğini fark edince, kendince çareler aramaya başladı. Çok geçmemişti ki, merdivenleri inmeye başladı.

Leyla içinden kahırlar yağdırırken, Birol üzerinde sadece iç çamaşırları olduğu halde, yanında dikiliyordu. Onun iri olduğunu biliyordu fakat niyeyse, bu haliyle daha iri görünmüştü gözüne. Ondan çekinmemek elinde değildi. Aradaki cüsse farkını bir nebze olsun kapayabilmek için, ayağa kalktı.

Kadının doğrulmasını fırsat bilen Birol, kadının bedenindeki soğuğu umursamadan, onu kollarına aldı.

Leyla tekrar çömelme fikrini tarttı kafasında. Adamla burun buruna gelmiş, sıcak teni aklını başından almıştı. Ama bu defa kendini kaybetmemeye kararlıydı. Huzursuzca kıpırdandı. Birol bunu fark etmeyecek kadar aptal değildi.

"Sorun ne?"

"Hiç... Üzgünüm ama kendimi hazır hissetmiyorum."

"Kendini neye hazır hissetmiyorsun, Leyla?"

KOV BENİ YÜREĞİNDEN SEVGİLİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin