İtiraf, Ayrılık, Kader, Aşk...
Haziran 2008
"Biliyorum senden iyisi olmayacak...Kimse yaşatamayacak senin yaşattıklarını..farkındayım. Hiç kimse bu denli ayaklarımı kesemeyecek yerden ve hissettiremeyecek bana bu denli kıymetli olduğumu... "
"Ama? . ."
"Ama..ama yine de bitti...Bitirdik, bitirdim. Sen o kadar..."
"Lütfen Naz, lütfen! Bunu yapma. Bu teselli saçmalıkları benim canımı yakmaktan öteye gidemiyor farkında değil misin? Bu kadar mı tanıdın beni? Bunlara ihtiyacım yok. Benim...benim sana ihtiyacım var görmüyor musun?"
"Bunlar teselli değil Murat inan bana. Bunlar gerçekler. Hissediyorsun değil mi elimin sıcaklığını? Avucumun içinden yüzüne nüfuz eden aşkı hissediyorsun öyle değil mi? Bu senin aşkın Murat. İkimizin aşkı. Naz'ın ve Murat'ın aşkı."
İkisinin de aynı anda süzüldü gözlerinden yaş. Naz'ın sağ, Murat'ın sol yanağından. Naz Murat'ın gözünden, kendisinin elinin üzerine uzanan yaşa baktı usul usul. Murat'ın gözlerinin anlattıklarına böyle tepki vermesine dayanması sadece birkaç saniye sürdü. Ardından Murat'ın yüzünü temizleyip ondan bir adım uzaklaştı.
"Ama sen Murat...İnan bana sen, seni benden daha çok seven birisini bulacaksın. Seni daha fazla hak eden birisini bulacaksın."
"Naz neler olduğunu anlamıyorum. Bu saçmalık..bu saçmalık nereden çıktı? Ben seni istiyorum, seni seviyorum biliyorsun. Bir başkası ve onun sevgisi beni ilgilendirmiyor."
"Evet bu yaptığım saçmalık farkındayım. Ama tükeniyorum Murat. Gün geçtikçe bitiyorum. Duygularım, bakış açım, aşkım... Farklılaşıyorum sana karşı. Her sabah sana karşı aşkını bir avuç daha kaybetmiş olarak uyanıyorum. Tamamen bittiğinde ortaya çıkacak olan Naz'dan korkuyorum Murat anla beni. Sen bunu hak etmiyorsun. Bunu sana yapamam."
"İzin ver seni geri kazanayım Naz. Her sabah uyandığında aşkından kaybettiğin her bir aşk parçasını izin ver yerine koyayım."
"Hayır bunu istemeye hakkım yok."
"Ben istiyorum. Ben seni ist..."
"Anlamıyorsun Murat! Eskisi gibi olmayacak tamam mı? Hatırla, bitirmeyi bir kez aklından geçirdin mi artık geri dönüşü yoktur diyen sendin bana."
"Evet ama ben sana ilişkinin emek istediğini de söylemiştim. Fedakarlıklarla beslendiğini de öğütlemiştim."
"Unuttum mu sanıyorsun? Çabalamadım mı sanıyorsun? Yaptım..senden habersiz savaştım duygularımı kemiren acımasız hislerle. İlişkimizin altıncı ayından itibaren hem de. Ancak üç ay dayanabildim. Yenildim anlıyor musun..yoruldum..."
"Beni sadece altı ay mı sevdin yani?"
"Seni hala çok seviyorum Murat. Ama eskisi gibi değil duygularım ve gün geçtikçe de azalıyorlar. Ben buna dayanamıyorum. Seni iyi hatırlamak istiyorum."
"Ben..."
"Bir şey söyleme...Lütfen. Özür dilerim, bunu sana yaştığım için özür dilerim. Bana karşı olan duygularına böyle karşılık verdiğim için..kalbini acıttığım, seni hayal kırıklığına uğrattığım ve..ve seni tek başına bıraktığım için özür dilerim..."
Naz hıçkırıklar eşliğinde Murat'a veda ediyordu. Lanetler yağdırıyordu içinden kendi kendine. Ona deli gibi aşıktı biliyordu. İlk günkü gibi aşıktı. İlk günkünden kat be kat daha aşıktı hatta! Ama farklı duygularla muhataptı. Neden böyle bir yol izlediğini bilmiyordu. Tek bildiği sürekli Murat'ı üzdüğüydü. Murat'ın sürekli onun yüzünden üzüldüğüydü...
Kim bilir belki de o öyle düşünüyordu. Belki de öyle düşünmesi gerekiyordu... Kader denen şey belki de onların hayatlarına doğrudan etkide bulunmuştu tercih hakkı sunmadan. Murat'ı ona ihtiyacı olan birisi beklerken Naz'a da ihtiyaç duyan birileri olmalıydı bu dünyada. Üstelik Naz kalbinde, Murat'tan bu şekilde ayrıldığı için yaşadığı eksiliklerle doluyken...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adı Aşk Olsun
RomanceEğer aşkı yaşamayı öğretenimiz olsaydı, belki de çok uzaklarda saklanmazdı mutluluk. Hayat bazen bizlere türlü türlü zorluklar yaşatsa da apansız, tek bir hamlede yaşamımızın yönünü değiştiriverir ve bunu tabii ki aşkla yapar. Eğer aşkı yaşamaktan b...