İlk İzlenim

131 16 0
                                    

                                                                                                                                                                   İlk İzlenim


Tan yeri yeni yeni beliriyordu kudretli dağların ardından. Murat aydınlanan gökyüzünün aydınlanama evresinden bir saniye dahi kaçırmak istemiyormuşçasına gözünü kırpmadan bakıyordu dağların ardına. Saygının en değerlisini hak ediyordu çünkü içinde umut, sevgi ve aşk besleyen bu yeni gün.

Değişen hayatının ilk günüydü bu. Değişen hayatına doğan ilk güneşti. Sabırla geride bıraktığı acı dolu gecelerine doğan ilk güneş. Kalbinde tutunan duyguyu yokladı genç adam. Tanıdık bir duygu değildi. Huzur, mutluluk, sevinç...Sanki hepsinin birleşimiydi kalbinde yükselen duygu. Tüm olumsuzluklardan arınmıştı adeta.

Uyumamıştı. Uyumak istememişti. Bütün sıkıntılarını unuttuğu, genelde kitap okuyup yer yer de düşlere daldığı penceresinin önündeki koltuğuna oturmuştu. Elif'i düşünmüştü saatler boyunca. Artık hayatında canı pahasına sevdiği bir kız vardı. Bu duyguyu, bu duygunun ağırlığını düşündü. Onu mutlu etmenin planlarını yaptı kafasında itinayla. Ona sunabileceklerini yokladı tek tek...

Yorgun bedenini yatağa taşıdı ve huzurla başını yastığına yasladı. Sahip oldukları adına şükretti. Hayatı adına, kaderi adına ve başına gelen kötü şeyleri geride bırakabilecek güçte olduğu, bunlardan daha kötülerini yaşamak zorunda kalmadığı için şükretti. Elif'i ona hediye ettiği için Allah'a şükretti genç adam...

"Anne meyve suyu vardı değil mi eminsin? Kontrol ettin mi?"

"Kızım her şeyi kontrol ettim. Meyve suyunu da kendim sıktım. Bu üçüncü soruşun. Eksik bir şey yok merak etme. İlk defa misafir ağırlamayacağız herhalde."

"Kusura bakma biraz heyecanlıyım sanırım."

"Biraz mı? Sanırım mı? Komiksin Elif." Bir anda annesinin yüz ifadesi değişti. Telaşla gözlerini mutfağa çevirdi." Bu koku.. aa börekler! Börekleri fırında unuttum! "

"Ya inanmıyorum! "Bir anda gözden kaybolan genç kız birkaç dakika sonra odaya elinde böreklerle dolu borcamla geri döndü.

Annesi büyük bir neşeyle gülüyordu.

"Anne çok kötüsün! Böyle şaka mı olur Allah aşkına yüreğim ağzıma geldi."

"Hak etmiştin ama kabul et."

"Off! " Elif elinde borcamla masaya yöneldi. Ardından eksik olan bir şey var mı diye kontrol ettikten sonra son olarak taze sıkılmış meyve suyunu da almak için mutfağa yöneldi."

Hala gülmekle meşgul olan annesinin yanından geçerken ona gözlerini kısıp baktı. Ardından ona dil çıkarıp yanından geçti.

Her şey yerli yerindeydi. Yerinde olmayan tek şey Elif'in kalbiydi. Ona, kahvaltı hazırladığı bir erkek için bu kadar heyecanlanacaksın deseler hayatta inanmazdı.

Kapı! Kapı çalmıştı.

"Tamam anne ben bakıyorum." Kapının karşısındaki aynadan son kez kendisine baktıktan sonra heyecanla kapıyı açtı.

"Günaydııın! Gecikmedim değil mi? Murat geldi mi?"

"Ah Gizem. Hayır canım gel. Henüz Murat gelmedi." Gizem dün gece dayanamamış, olan biten her şeyi öğrenmek adına saati önemsemeden Elif'lere fırlamıştı. Uzun uzun konuşup olan biten her şeyi değerlendirdikten sonra kahvaltı için sözleşip eve geri çıkmıştı.

"Aman Allah'ım Elif çok güzelsin. Bu elbiseyi ne zaman aldın sen! "

"Geçen hafta sonu. Akşam yemeğinden sonra annemle birlikte bir alışveriş merkezine gittik. Oradan aldım. Beğendin mi doğru söyle?"

"Saçmalama bayıldım."

"Teşekkür ederim." Genç kız etrafında bir tur atıp Gizem'e gülücükler saçtı. Yeşil renkli elbisesi gözlerini daha da meydana çıkarmış, ev havasının durağanlığından onu kurtarmıştı. Ne evde yapılacak olan bir kahvaltı için fazla şık, ne de kahvaltıya gelecek olan erkek arkadaş için fazla sıradandı.

"Bakıyorum da çok heyecanlıyız."

"Yo iyiyim ben." Elif istemsiz olarak ellerini saçlarına götürdü.

"Ah geldi işte." Elif çalan kapıyla birlikte kapı yerine tekrar aynaya koştu.

Gizem kendi kendine gülerek konuşuyordu." Ya iyisin iyisin."

"Anne Murat geldi! "Derin bir nefes aldı. Her şeyin iyi geçmesi adına küçük bir dilekte bulunduktan sonra kapıyı açtı.

"Hoş geldin! "

O..o bir gecede daha da mı yakışıklı olmuştu ne! Sakallarını kesmişti. Bebeksi yüzü meydana çıkmış, ona daha da masum bir görünüm kazandırmıştı. Gözleri..gözleri aynı heyecanla bakıyordu. Hayır hayır daha da heyecanlı bakıyorlardı. Daha özlemle...Bir gecede Elif'i ne kadar özlediğini ele veriyordu gözleri.

Siyah trençkotu vardı. Yeşil tonlarında v yaka kazağı ve onun içine beyaz, çizgileri kazak ile aynı renge sahip kare desenli gömlek giymişti. Şık kot pantolonuna siyah ayakkabıları eşlik ediyordu. Tanrım gerçekten çok yakışıklıydı. Çok yakışıklı ve aynı zamanda çok..seksi!

Genç kız düşüncelerine engel olamadı. Gerçekten tam anlamıyla böyle düşünüyordu.

"Günaydın sevgilim, hoş bolduk."

"Ah Muratçığım merhaba, hoş geldin."

"Murat, annem Meral."

"Şaka mı yapıyorsun Elifçiğim. Ben de tam bana ablam yok demiştin diyecektim." Genç adam özenle kadının elini tutup öptü." Elif'in neden bu kadar güzel olduğunu artık daha iyi anlıyorum."

"Gerçekten çok hoşsun. Teşekkür ederim." Murat'ın samimiyetine kendisine sarılarak karşılık verdi.

"Gizem öncelikle senden özür dilerim, bize katılacağını tahmin edemedim." Genç adam elindeki iki ayrı çiçek demetinden birini Elif'in annesine uzattı. Ardından Elif'e çiçeğini uzatmadan önce içerisinden bir dal çıkardı.

"Bu senin için. Yani bugünlük. Daha iyisini alacağım günler de olacak."

"Murat çok naziksin teşekkür ederim. Bu emin ol benim için sandığından daha değerli."

İki arkadaş birbirilerine sanki gerçekten de yıllardır tanışıyormuşçasına sarıldı. Murat Gizem için artık çok değerliydi. Onun sayesinde bir işi vardı. Arkadaşlarından birisi de artık onun erkek arkadaşıydı. Murat gerçekten de ona çok şey kazandırmıştı.

"Bunlar da senin için..."Genç adam annesi yanlarında olduğu için doğru kelimeyi aradı:"...Elif." Ama yine de ona iltifat etmekten kendini alıkoyamadı. Bu gerçekten de elinde değildi." Güzelliği ve kokusu seninle yarışamaz. Dünyada o cesareti gösterecek bir çiçek olduğunu düşünmüyorum."

Elif'e ismiyle hitap edip annesine büyüğü olarak saygı duyduğunu göstermeye çalışsa da iltifat ederken bu saygıyı unutmuş gibiydi. Gözleri Elif'in kızaran yanaklarından annesine kaydı aniden. Hayranlıkla onlara baktığını fark etti. Gözleri huzur doluydu. Annesi gerçekten de rahat gibi, rahatlamış; endişelerinden sıyrılmış gibiydi. Hayat karşısında büyük bir olumsuzluğu yenmiş bir insanın huzuru vardı onda.

Murat'ın da içi rahatlamıştı. Galiba annesinin neden bu kadar huzurlu baktığını biliyordu...

"Ya Meral teyze. Senin anlayacağın benim bunlardan çekeceğim var artık. Eğer Mesut bana aynı romantiklikle yaklaşmazsa ilişkimiz büyük tehlike içerisine girer."

"Gerçekten çok tatlısın Gizem. Merak etme üzüm üzüme baka baka kararmış."

Genç adam Elif'in annesinden ilk iltifatı almanın verdiği güvenle içeriye yöneldi. Ayrıca annesinin arkasını döner dönmez Elif'in yanağına kondurduğu öpücük, hayatının unutulmazları arasında yerini çoktan almıştı.



Adı Aşk OlsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin