İtiraf

80 7 0
                                    

                                                                                                                                                                   İtiraf

"Sonunda sana ulaşabildim. Kaç hafta oldu Mert? Ne zaman döneceksin yurt dışından?" Gizem sesindeki özlemi gizlemeye gerek duymamıştı.

"Uçağıma birkaç saat kaldı. Şimdi hava alanına gidiyorum." Mert kendisini zorluyordu. Sesini zoraki sevecen kıldı.

Genç kız bundan güç aldı." Neden beni hiç aramadım? Telefonun hep kapalıydı."

"Yurt dışında olduğum için bu hattı kullanmadım Gizem."

"Peki."

"Dediğim gibi şimdi havaalanına gid..."

"Seni özledim." dedi Gizem bir anda.

Mert bu itirafı beklemiyordu. Ne diyeceğini şaşırdı. Ancak ne hissettiğini iyi biliyordu... Gizem'in sabırlı bekleyişinin ardından cevap verdi." Be..ben de...Ben de seni özledim." Son kelimesine hakim olan teslimiyet kendisini şiddetli bir şekilde hissettiriyordu.

"İyi yolculuklar. Görüşürüz."

"Görüşürüz..."

"Tamam söz tepki göstermeden önce seni tamamen dinleyeceğim Gizem. Lütfen söyle artık." Elif ısrarları sonucu, olan merakını yitirmişti.

"Tamam söylüyorum." Gizem derin bir nefes aldı. Olacaklara kendisini hazırlar gibi bir hali vardı. Bir solukta ağzındaki baklayı çıkarıverdi:"Ben Mert'ten hoşlanıyorum."

Elif'in ısrar etmekten düşen omuzları bir an sırtına iğne batırılmışçasına dikleşti. Gözleri şaşkınlıkla büyüdü. Zaten yorgun olan nefesi artık duyulmuyor gibiydi. Gizem bu şaşkınlığı bekliyormuşçasına tepki göstermedi. Ancak Elif'in fazla sessiz kaldığının farkındaydı.

"Ben..onu çok yanlış tanımışım Elif. Mesut'tan sonra beni bir an yalnız bırakmadı. Üstelik hiçbir çıkar gözetmeden. Öylesine olgun ve güçlüydü ki günden güne bana hayat üfledi adeta."

Bunları Elif'e mi anlatıyordu? O zaten bunun farkındaydı. Üstelik Mert'in farklı olduğunu anlaması için günlere ihtiyaç duymamıştı o...

"Ben ne diyeceğimi bilemiyorum Gizem."

"Kızdın mı?"

"Ha..hayır tabii ki kızmadım. Bunu fark edemediğim için kendime kızgınım ama?"

"Kızma...O hiç sana bahsetti mi? Yani..hayatından, özel birisi var mı onun için?"

"Bildiğim kadarıyla hayır." Elif bir an aklına gelen fikirle güç buldu. Bakışları canlandı, gözünü karartmış bir hali vardı." Bunu ona söylesene. En azından belli edebilirsin. Kaybedecek hiçbir şeyin yok. Sana yardımcı olabilirim üstelik."

"Gerçekten mi?" Gizem'in gözleri hayat dolu bakıyorlardı. Heyecanla oturdukları kanepede Elif'e yaklaştı.

"Tabii ki. Sen benim en iyi dostumsun..."

Mert artık düşünmekten işlemez hale gelen zihnine daha fazla işkence etmemek adına her şeyi unutmaya çalışarak kendisini yatağın üzerine attı. Karanlık olsa da gözleri kapalıydı. Daha fazla karanlığa ihtiyacı vardı onun. Kulaklarını şehrin gürültüsüne kabarttı. Araba sesleri, uğultusu cama değen rüzgar, bazen de gemilerin acı dolu kornaları...

Ancak daha da derine inmekti onun amacı. Belli etmeden tekrar zihnini yokluyordu. Fakat bu sefer onu kendi haline bırakmıştı. Beyni kendi halinde şikayetlerde bulunuyordu sanki. Cümlelerine yanı başındaki saatin sesiyle ritim tuttu Mert. Daha dikkatli dinleyince sadece iki kelimeden oluşan bir cümleyi şiddetli bir şekilde tekrarladığını fark etti. 'İradesiz Mert. İradesiz Mert...'

Adı Aşk OlsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin