İlk Etkileşim
12 Eylül Cumartesi 2009
Kitapçı
"Ne isteyeceğinizi kontrol edemezsiniz." dedi yabancı bir ses, Elif'in büyük bir merakla arka kapağındaki tanıtım yazısını okuduğu kitaba eğilerek.
Genç kız bu laubaliliğe, anlık küçümseyici, aynı zamanda kızgın gözlerle karşılık verdi. Hemen sonra başını tekrar önüne çevirdi. Cevap vermemişti.
Biraz sonra yabancının nefesini tekrar yüzünde hissetti. Bu yakınlık canını sıkmıştı. "Değişik bir tema doğusu."
"Doğru gibi geliyor bazen." Elif neden açıklama yaptığını anlayamadan kendisini cevap vermiş bir şekilde buldu. Yaşadığı kızgınlığı konuşarak dışa vurmuştu sanki. Ancak kurduğu cümle hiç de kızgın birisine ait kelimeler barındırmıyordu. Belki de onu terslerse gideceğini düşünmüştü.
"Bana göre bazenin ötesinde, saf bir gerçek."
"Hayır bence yine de kontrol edilebilirliği mevcut." Umursamaz tavrı görmezden gelinirse sıradan bir arkadaşıyla muhabbet ediyor gibiydi.
"Kendimce sayılı günlerde, irademi en yüksek seviyede tutmayı başardığım anlarda bu söylediğini düşünebilirim."
"İradesi hep güçlü olmalı insanın."
"Bu yüzden sayılı günlerde dedim aslında. Aşkın olduğu yerde iradeye rastlayan birileri var mıdır ki acaba?"
"Bu iki özelliğe aynı ortamda, aynı ölçüde sahip olamadığımız için hep iradeyi tercih etmişimdir." dedi Elif aşkı savunan bu adama küçümseyen gözlerle bakıp arkasını dönerek. Onunla gereksiz yere, yeterince konuşmuştu. Ancak devamında yabancının söyledikleri, ona tartışmanın henüz bitmediğini anlatır nitelikteydi. Adamın düşünceleri onu kızdırsa da aynı ölçüde tartışmanın devamında söyledikleri onu sohbetin içine çekiyordu.
"İradenle birlikte soğuk bir kış akşamı, şöminenin önünde şarap içemezsin ya da irade bir film izlerken kucağına sokulmaz aşk gibi."
"Olsun, yine de irade pişmanlık getirmez ama."
"Aşkın getirdiği pişmanlıklar hep yapılandırıcıdır ama."
"Aşkın öğrettiği tek başınalığa yürümektir bana göre." Ne olursa olsun aşkı savunan bir insan haklı olamazdı. Aşkın gereksiz bir duygu olduğunu kanıtlamaya adamıştı sanki kendisini. İştahla karşılık veriyordu, az önce konuşmak istemediği tuhaf gözlü bu adama.
"Hayır senin bahsettiğin aşka sahip olma evresidir. Bu evre geçicidir, sadece etrafımızdakileri eleyerek en mükemmelini bulmamıza yardımcı olur hepsi bu." dedi gözlerinde masum bir davetkarlıkla, nerden geldiği belli olmayan sihirli sözlerin gizemli sahibi.
"Sizin gibi aşka sahip olan insanların düşünceleri bunlar. Ben aşkı kaybetmiş birisi olarak ona olan inancımı da kaybettim." Elif söyledikleri sonrasında kendisi hakkında bu kadar açık bilgiler içeren bir cümle kurmanın verdiği pişmanlıkla hemen sustu. Ancak kelimeler ağzından dökülmüştü bir kere.
"Bütün insanlar aşka sahiptir. Aşk kalbimizin derinliklerinde bir yerlerde hep vardır. Annemize aşık oluruz küçükken. Öğretmenimize aşık oluruz hatta. Onların bizi üzmesi, aşkımızı geri çevirmesi ihtimal dahilinde değildir. Ancak hayatımızı başka bir hayatla birleştireceğimiz türden bir aşka yelken açtığımızda, şiddetli bir fırtına ile karşılaşırız. Hayatımızı yüklediğimiz yelkenli ne zaman bu şiddetli fırtınada sallanmaya başlasa, işte o zaman pes ederiz. Bilmeyiz ki bu yelkenlinin üzerinde denize düşmeden tamamlayabilirsek eğer yolcuğumuzu, işte o zaman hak ederiz aşkı."
Yabancının söyledikleri Elif'i etkilemişti. Evet çok konuşuyordu belki, ancak özenli kelimeleri, bir sonrakini heyecanla beklemesine sebep oluyordu. Ama erkekleri o kadar iyi tanıyordu ki... Şaşalı sözlerin onların en büyük silahı olduğunu, buna kanmaması gerektiğini öğütledi kendi kendine. Ancak buz tutan kalbinin katılaşmamış ücra bir köşesi, bu yabancının sözlerinden değil, az önce eleştirdiği düşünce yapısından etkilendiğini fısıldamıştı ona. Ne var ki kalbini saran soğuk, o ücra köşeyi de üşütmekten geri kalmamıştı.
"Nasihatleriniz için teşekkürler." dedi umursamaz bir tavırla. Bu adamla haddinden fazla konuşmuştu. Ardından acımasızca ekledi: "Ben o denizde çoktan kayboldum. Sizi sağ salim geride bıraktığınız yolculuk adına tebrik ederim."
Elif umursamaz adımlarla kitapçıdan uzaklaşırken sanki içinden bir şeyleri de kitabı rafına koyarken onunla birlikte orada bırakmış gibi hissetti. Kalbinden bir buz kütlesinin çatlayan sesi duyuldu, ayak seslerinin arasından.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adı Aşk Olsun
RomansEğer aşkı yaşamayı öğretenimiz olsaydı, belki de çok uzaklarda saklanmazdı mutluluk. Hayat bazen bizlere türlü türlü zorluklar yaşatsa da apansız, tek bir hamlede yaşamımızın yönünü değiştiriverir ve bunu tabii ki aşkla yapar. Eğer aşkı yaşamaktan b...