Sevgililer Günü

98 12 0
                                    

                                                                                                                                                    Sevgililer Günü


Elif hafta sonunun ilk gününü yetimhaneyi ziyaret etmeye ayırmıştı. Murat yine çalışıyordu. Onu görmeyeli neredeyse bir hafta olmuştu. Genç kız yer yer çıktıkları tatil adına pişmanlık duymuyor değildi. Belki o zaman Murat'ın işleri bu denli düzenden çıkmamış, daha planlı bir şekilde çalışıp ilişkilerine zaman ayırmış olurlardı.

Olan olmuştu bir kere. Neyse ki yarın görüşeceklerdi. Murat pazar gününü tamamen ona ayırdığını söylemişti. Ne gün ama. 2010 yılının sevgililer gününe denk geliyordu. Acaba Murat'ın bu denli ortalarda gözükmemesinin nedeni bu olabilir miydi? Belki de Elif'e sürprizler hazırlıyordu. Genç kız sıkıntıyla iç çekti.

Murat'a bu günden haz etmediğini söyleyememişti. Onun hevesini kırmak istemiyordu. Günlerdir düşündüğü hediyeyi bugün alsa iyi olurdu. Fakat henüz ne alacağını bile bilmiyordu! Mert ona yardımcı olmayı reddetmişti. Gizem ise gününü dün dönen sevgilisine ayırmıştı. Bir ara Sinan ve Sinem'i aramayı düşünse de bundan vazgeçti. Bu işi kendisinin halletmesi daha doğru olurdu.

Aklındaki bin bir türlü düşünceyle yetimhanenin kapısından içeriye girdi. Tüm olumsuzluğunu ve dalgınlığını kapı dışında bırakmaya özen gösterdi. Neyse ki çocuklar ona iyi gelecekti.

Buraya Muratsız gelmeye alışmıştı. Çocuklar da birkaç haftanın ardından onu kabullenmiş ve benimsemişti. Görevlilerle de arası iyi sayılırdı. İlk geldiklerinde etkilendiği Murat/yetimhane müdürü ilişkisine yavaş yavaş o da sahip olmaya başlamıştı.

Geride kalan birkaç saatin ardından çocukların yanından ayrıldı. Buradan her ayrılışında yenemediği hüznü yine kendisine eşlik ediyordu. Her seferinde aklında kalan en derin iz ise çocukların ona gitme diyen gözlerle bakıyor oluşuydu. Elif hep aynı şeyi düşünüyordu. 'Keşke elimde onların hayatlarını değiştirecek fırsatlar olsa. 'Fakat onun elinden gelen tek şey onları hediyeleriyle ve varlığıyla mutlu etmekti.

Elif'in yine de buradan biraz daha neşeli ayrılmasını sağlayan bir şey vardı. O da Cansu'ydu. Yetimhanede kendisine tıpa tıp benzeyen bu kız ile arası her geçen gün daha da iyiye gidiyordu. İçine kapanık, konuşmaya çekinen yapısını her seferinde sıkılmadan yenmeye çalışıyordu. Bir gün bunu başardığını görmek ona uzun sürecek bir mutluluk sunacaktı.

Yetimhaneden çıktıktan sonra küçümsenmeyecek bir sorununu tekrar gündeme aldı. Son birkaç gündür düşünüyor olmasına rağmen hala bir hediye bulamamıştı. Hem ilk hediyesi olacaktı hem sevgililer günüydü. Özel olmalıydı.

Elif neden Murat'a hediye almak için bugünü beklediğini düşündü. Kendisine kızdı. Artık hediye almaktan daha da soğumuştu. Sanki birileri onu mecbur bırakmış gibi hissediyordu. Kendisine, daha önce hediye almak aklına gelmediği için kızsa da üzerinde hissettiği bu saçma baskı tüm kızgınlığını bu duruma yöneltmesine sebep oluyordu.

Yine de kendisi sevgililer gününü saçma bulduğu için Murat'ın bu güne dair beslediği hevesleri kırmak doğru olmazdı. Böyle bir bencillik ilişkilerine yakışmazdı.

Derin bir iç çekti ve sıkıntıyla Murat'ı aradı. Belki de ağzından bir şeyler alabilirdi.

"Seni çok ihmal ettim değil mi?"Genç adamın sesi acı doluydu." Çok çok çok özledim."

"Bir de bana sor? Aynı şehirde yaşadığım sevgilimi sadece rüyalarımda görüyorum." Elif istemeden de olsa üzerinde hissettiği gereksiz baskı ve haklı özlemle sitemkar konuşmuştu.

"Söz yarın her şey çok güzel olacak."

Genç kız midesine yumruk yemiş gibi hissetti. Anlaşılan Murat'ın sürpriz yapabileceğine dair beslediği düşünceleri asılsız değildi. Bu sürprizler farklı bir güne denk gelseydi eğer, muhtemelen hissettiği tek duygu mutluluk ve sevinç olurdu. Lakin şuan o duygulardan oldukça uzaktı.

"Yarın mı? Yarın özel bir şeyler mi yapacağız?" Elif bir şeyler öğrenme umuduyla Murat'ın cümlesinin üzerine gitti.

"Şey aslında..." genç adam bir an sessiz kaldı. Ağzından bir şey kaçırmış gibi değil, söyleyeceklerinin sıkılganlığıyla sustuğu beliydi." Benim sana söylemek istediğim bir şey var aslında. Yarınla ilgili."

Elif derin bir nefes aldı. Bir şeyden haberi yokmuş gibi yapmakta oldukça ustaydı doğrusu." Seni dinliyorum sevgilim."

"Yarın..sevgililer günü."

Genç kız ne diyeceğini bilemediği için sessiz kaldı. Belki de bu güne dair beslediği düşüncelerin Murat'ı incitmesinden korktuğu için çıkarmamıştı sesini.

Sessizliği bozan Murat olmuştu. Elif'in yaşadığı korku onda da vardı." Bu günü..yani nasıl söyleyeyim ben sevmiyorum. Klasik belki ama benim için her gün özel olsun istiyorum ben. Sana hediye almak için üzerimde saçma bir baskı olsun istemiyorum. Ama sen isti..."

"Şaka mı yapıyorsun sen?"

Birbirilerinin yüzlerini göremedikleri için Murat Elif'in tepkisini tam olarak ölçemedi. Sadece söylediği cümleye ve şaşkınlık dolu sesine odaklandı. O yüzden korktuğu başına gelmişçesine telaşla toparlamaya çalıştı." Tamam unut gitsin. Eğer sen değer veriyorsan tabii ki kutlarız. Bu konuda bencil davranmaya hakkım yok affedersin."

"Hayır sevgilim. Asıl beni böyle bir yükten kurtardığın için, benden daha cesaretli olduğun için ben sana teşekkür ederim." Elif son bir haftanın verdiği stresi ağır bir kıyafetmiş gibi omuzlarından attı. Durdurduğu taksiye bindi ve daha açıklayıcı olmaya çalıştı." Ben de seninle aynı fikirdeyim hayatım. Gerçekten böyle düşündüğün için çok mutlu oldum."

Murat da ağır bir sorumluluktan arınmışçasına rahatladı." Hayata benimle aynı pencereden bakan o gözlerine bakıp delicesine seni öpmek istiyorum şuan."

"Bunu senden daha çok istiyorum." Elif'in sesi Murat'ınkinden daha tutkuluydu.

"Anlaşılan özlenmişim."

"Ne kadar olduğunu tahmin dahi edemezsin."

"O zaman senin için de sakıncası yoksa yarın bende, Sinan ve Sinem'le birlikte bir yemek yiyelim. Biliyorum ne zamandır baş başa kalamadık ama onlarda sevgililer gününe bizden farklı anlamlar yüklemiyor. Ve onlara bir yemek borcumuz var. İlişkimizi kutlamak istiyorlar ne zamandır biliyorsun."

"Senin yanında olmak bana yetiyor. İsterse milyonlar olsun. Sinan ve Sinem'le olmak beni ayrıca mutlu eder."

"Anlaşılan zaten özleminle deliren kalbimi bir de sözlerinle sarhoş edeceksin."

"Şapşal. Hadi bir an önce hallet işlerini. Yanımda bir kez bile esnersen kafanı kırarım."

"Ağzım sadece senin güzelliğin karşısında açık kalır. Seni seviyorum."

"Seni seviyorum."




Adı Aşk OlsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin