BİRLİKTEYİZ

67 10 0
                                    

Küçük bir çocuğun yokuş aşağı koşması gibi seni düşünmek... Biraz heyecan, biraz da düşecekmiş korkusu...

Güneş ışıklarının gözlerimi kamaştırmasıyla yüzümü yastığa gömdüm. Harika! Bugün pazar günüydü. Tatil sabahları öğlene kadar keyif yapılmak içindir, bende bu hakkımı sonuna kadar kullanmak isterdim. Tabii güneş ışınları gözlerimi rehine almasaydı!

Güneşe sırtımı dönmek ve eşsiz uykuma devam etmek için yatakta döndüm ve eşsiz bir resim tablosu gözlerime sunulmuştu.

Doruk bedenini koltuk başlığına yaslamış, kolunu başının altından geçirmişti. Ve elinde külü düşmek üzere olan sigarasını tutuyordu. Benim ona aval aval baktığımı görünce ukalaca gülümsedi. Ah tanrım! Gülmek hangi insana bu denli yakışıyor olabilirdi? Sanki bu gülüş bir tek ona özgüydü.

Parmaklarında özenle tuttuğu sigarayı kaldırdı ve komidinde dün akşam bıraktığım su bardağının içine külü bıraktı. Parmağının sigaraya vurması ve o külün düşmesi bile roman okuyormuş hissi veriyordu. Sigarayı dudaklarına getirdi ve içine çektiğinde elmacık kemikleri daha da belirginleşti. Dayanamayacaktım. Birazdan hormonlarını kontrol edemeyen azgın bir ergen gibi üstüne saldıracaktım.

Sigarayı dudaklarından ayırdı ve yavaşça yüzüme doğru üfledi. Ve evet bu sefer gerçekten dayanamadım. Bu bardağı taşıran son damlaydı.

Sigara dumanının yüzümde yarattığı etkiyi hissedemeden dudaklarımı onunkilerle buluşturdum. Ağzıma gelen yoğun sigarayı önemsemedim. Nefret ettiğim sigarayı onun dudaklarında ve nefesinde seviyordum.

"Çok sigara içiyorsun."

"Bir sigara yaktım zehrine inat. Yine yaşamakla dalga geçercesine... Dumanı resmini yalayıp geçerken, düşündüm."

Nereden alıntı yaptığını anlamamıştım ama beğenmiştim.

"Neyi bu kadar düşünüyorsun?"

"Kahve gözlerinde bana gökyüzünü yaşatan bir kızı."

Sıcacık gülümsedim. Kalbimin sıcaklığı gülümsememe yansıdı sanki. Dudaklarını nazikçe öpüp ayrıldım.

"Gökyüzü güzel bir yer olsa gerek, bu kız sana neyi bu kadar düşündürüyor olabilir?"

"Nasıl bu kadar güzellikleri bir bedende toplayabildiğini anlayamıyorum. Hele bu sabah öyle tatlı bir mahmurlukla uyandı ve benden öylesine etkilendi ki gözlerinden salyalar akacaktı."

Yalancı bir sinirle göğsüne vurdum.

"Pislik."

Kollarını bedenime sararak beni kafesledi.

"Miniğim benim."

"Öyle çok seviyorum ki kelimeler yetersiz kalıyor."

"Minik yüreğinde kocaman sevebilen kadınım benim."

İşte böyleydi. Her an size sarılır, güzel cümleler söyler, fethettiği kalbinde yeni şehirler bulurdu ve bundan hiç bıkmazdı. Öyle mutluydum ki kalbimin tüm kırıklarını teker teker siliyordu. Birlikte olduğumuz her an için binlerce kez şükrediyordum. O bana verilmiş en güzel hediye, dualarımın karşılığıydı.

Sol göğsüne, benim için atan kalbinin üzerine dudaklarımı bastırdım. Sımsıcak bedeni hemen tepki verip gevşerken ben bana ait olan yeri dudaklarımla mühürlüyordum.

MAVİNİN DERİNLİĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin