Yalnızlık insana çok şey öğretirmiş. Ama sen gitme, ben cahil kalayım...
Evden çıktığımızda Doruk'un arabasına binmiş ve nereye gittiğimizi bilmediğim tenha yolu izlemeye başlamıştım. Arabada çalan şarkıyla içim kıpır kıpır olmuştu. Çalan şarkı sevdiğim bir grubun en güzel şarkılarından biriydi. (Son Feci Bisiklet - Bu Kız)
Şarkıyı yavaş yavaş mırıldanmaya başlarken gözlerim önümüzden geçip giden ağaçları izliyordu.
"Belli ki bir sır vardı onun sesinde Her düşündüğümde onu beyaz elbisesinde Bela bulur beni ve uyku kaybolur gibi Bu kız beni görünce gülümser"
Bu şarkıyı seviyordum. Sözleri sanki bizi anlatıyordu. Doruk elini direksiyona vurarak ritim tutmaya başladı. Daha sonra ise ritme girdi ve şarkıyı söylemeye başladı.
"Bu kız beni sever Bu kız beni öldürür Bu kız bana güzel hayaller gördürür Bu kız bana güzel yalanlar söyletir Bu kız bana yeni bir takım şeyler öğretir Her gece Yalpalayaraktan giderim kapısına
Biliyorum saat çok geç ama yine de beni suçlama Bebek, sevişmek ne demek?
Çizgi filmler mi izlesek, hiçbir yere de gitmesek, hiç kimseleri görmesek ama açtan da ölmesek iyi"İşte hayat tam şu anda durabilir, ben onun sesini sonsuza kadar dinleyebilirdim.
Bir adamın ruhunu ses tonundan görebilir miydiniz? Ben görüyordum. Ben onun tam kalbini görebiliyordum. Ve hala bunun nasıl olduğuna inanamıyordum.
"Sesin çok güzel. Hep şarkı söylemelisin."
Ukalaca sırıttı. Bu onun "Hey sen! Sevgilinden seksilik ve yetenek akıyor." gülüşüydü.
"Sen berbat söylüyorsun, üzgünüm."
Bunu yüzüme vurmasa olmaz mıydı?
"Şarkı söylemeyi seviyorum. Ve sen buna müdahale edemeyeceksin."
"Tabiki ama ben senin iyi olduğun şeylerle daha çok ilgileniyorum."
"Hımm... Mesela?"
"Aslına bakarsın iyi öpüşüyorsun."
Yanaklarıma fazla kan gelmeye başlamıştı bile.
"Ciddi ol biraz."
Yan gözle bana baktı ve devam etti.
"İyi bir okuyucusun, iyi bir sevgiliden öte iyi bir dinleyicisin. Ne söyleyebilirim ki insan kendini ne kadar detaylı anlatabilir? Senin tüm özelliklerin benim karakterim gibi oldu. Ve her hareketin bana güzel geliyor."
Uzanıp elini tuttum.
"Bir mavilik aldı her yerimizi."
"Cemal Süreyya diyorsun."
"Diyorum ki 'Ben senin sevgilin, eşin, ağabeyin, baban, arkadaşın. Biri bitse biri kalır. Seni hiç bırakmayacağım.'"
Elimi öptükten sonra sıkıca tutmaya başladı.
"Gittiğimiz yeri gördüğünde aklına tek bir dize gelmeyecek."
İşte bu iddalıydı.
"Nazım bile mi?"
"Bazen Nazım Hikmet'i benden daha çok sevdiğini düşünüyorum."
Kıkırdadım.
"'Yaşamak ümitli bir iştir, sevgilim. Yaşamak: seni sevmek gibi ciddi bir iştir.' Bu sözleri yazan birini nasıl sevemem ki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİNİN DERİNLİĞİ
Teen FictionKalbi paramparça olan bir kız. Aşkın en kötü halini yaşamış, yıllarca kendini duvarlara hapseden suçsuz olan bir mahkum. Adının hakkını sonuna kadar veren masum, ürkek ve bir o kadar da cesur olan Derin Özgün... Dünyaya maviliklerini açtığından beri...